Zeliş Hakkın rahmetine kavuştu.🙏 2025 yılı Kurban bayramının arefe günü ölüm haberini aldık. Amcamın eşi olan Zeliş güleç, espri, neşeli tatlı bir insandır. Baba tarafı akrabalarım son
derece dominant, baskın, farklılıklara kapalı karakterlerden oluşurken, gelin olarak
sülaleye katılan kadınlar da tam tersi o kadar uyumlu, neşeli, fedakar,
uzlaşmacı, baskılanan kadınlardan oluşmakta. Bu iki zıt kutup arasında doğan ve yetişen benim
ise bir yanım acayip neşeli, uyumlu iken bir yanım ise son derece dominant, tepemi attıran olaylarda ani reaksiyon
gösterebilen asi bir yapıdayım. Bu iki yanım arasına dengeyi sağlamaya
çalışıyorum yıllardır.
Zeliş Hakkın
rahmetine kavuştu.🙏 Çocukluğumuzda kızkardeşim ve bana ilk altın küpemizi alıp hediye
eden bu neşeli kadını toprağın koynuna bırakılması önce ki Haccecan için bir
yıkım konusu olurdu. Şu an ki Haccecan için ölüm gayet sıradan bir olaya
dönüşmüş durumda. Bu sakinlik, kabul halini seviyorum. Bende kızgınlık ve öfke
oluşturan konular değişmiş durumda. Bu değişikliği de seviyorum.
Zeliş Hakkın rahmetine kavuştu. 🙏Çocukluğumda Yengemin annesinin bahçeli evinde kuzenler buluşması yapılırdı. O ev ve o çocukluk günlerimi sevgiyle anıyorum. Geleneksel Müslümanlık inancına sahip Zeliş'in ailesi kara çarşaf giyen, Kuran’ı arapça okuyup, hadis yolunu takip eden, çoğu hurafelerden oluşan bir inanışa sahip. Dini algıyabildikleri kapasitede yaşadıkları için suçlayamam tabi ki. Rabbimin merhameti herkesi kuşatmışken yargılamak benim haddimde değil…
İstanbul’da oturdukları için Zeliş'in cenazesi memlekete getirildi. Cenaze
merasiminde aile etrafı vardı. Vefat edenin arkasından okunan Kur’anın ölünün ruhunu
rahatlattığına inandıkları için Kuran okunup ruhuna bağışladılar. Halam öğretmen
emeklisi, laikliği ve kendi egosunu! kendine göre cahil bulduklarını! aşağılamak için kullanan bir dominanttır. Atatürk’ü kendi bağnazlığını örtmek
için kullananlardan birisidir. Kur’an okunuyorken, Kuran okuyan kişi ile halam arasında yaşanan tartışma sesi diğer odaya kadar geliyordu. Yanlarında değildim ancak halamın
karakterini bildiğimden tartışmanın halamdan kaynaklandığına emindim!
Akşam ezanından sonra tekrar Kur’an okumak için bir araya
geldik. Din konusunda düşüncelerim örfi Müslüman gibi değil artık, ancak böyle
ortamlarda bir araya geldiğimizde de geleneklerden aykırı davranamıyorum. Etek,
uzun kollu gömlek ve baş örtümle Kur’an okunmasına katıldım.
İki saat Arapça Kuran okundu ve ardından sohbeti yapan kadın
dini bilgiler verdi! Dini bilgiler vermekten çok, Kuran ayetlerini Allah adına
korku salarak insanları kontrol etmek için kullanan başka bir dominant karakter
tarafından büyüleniyorduk desem yeridir! Kuran’ı Kerim gibi müteşabbih ayetleri
barındıran açıklamaya ihtiyaç duyulan bir kitabı, insanları korkutmak için kullanan insanlardan birisiydi. Uzay
ve beyin ne ise Kuran da aynı. Bu 3 şey büyük bir gizem ve aralarında bir bağlantı
var, insan tarafından keşif edilmedi henüz. Kuran’da ki cehennemli ayetleri
orada ki kadınları korkutmak, baskı altına almak için kullanırsa ben buna
razı gelemem. Kuran’ın korku düzlemi artık geride kaldı, sevgi düzlemi açıldı. Mantık
dediğimiz ne ise onun da bir dengesi var. 2 saat Kur’an okuyup, sohbet eden
kadın karşısında fazlasıyla sessiz kaldım. Sabrettim. Sonunda dayanamadım. “Sohbet
denilen ortamda bir kişi konuşup, diğerlerinin onu masal gibi dinlenildiği
ortamlar artık geride kalmalı” diyerek söze giriştim. Dini konuların konuşulduğu ortamlarda sorgulamaya dayalı, karşılıklı sohbet ortamları oluşturulmalı. Çapraz sorularla
sıkıştırdım kadını. Söylediği konuların Kuran’da bir karşılığı yok!! Neden bütün Müslüman coğrafyaları, huzur içinde yaşamak için gavurların! memleketine göç ediyor?! Cevap
veremedikçe sinirlendi. 16 yaşında ki yeğenimde benden yana destek çıkıp, mantıksal sorular
sordu. Sohbetin sonuna doğru namaz kılıp kılmadığımı sorup, sorgulamanın dinden
çıkartacağını söyledi! Din dediğimiz bir binamı ki sabah girip akşam
çıkabileyim! Keşke ona Kuranda ki İbrahim’in sorgulama yaptığı hikayeden bahsetseydim. Dinin
d’sinden haberi olmayan insanların ahkam kesmesine tahammül edemediğimi fark
ettim. Üniversite mezunu Zeliş'in gelini dinin çok sorgulanmaması yönünde, üniversite
mezunu kızı da hadislerin ne zararı var diyerek hocadan yana taraf olduklarında susmak zorunda kaldım. Bizim nesil sorgulama ile değil itaat etmek üzerine yetiştirildi. Sorgulayanları kafa karıştırmak, olay çıkartmak, huzur bozmak isteyen zorba olarak yorumluyorlar. Hepsine tek tek cevap vermek isterdim. Ancak cenaze eviydi orası. Ben din tanımaz birisi olarak algılanacağım zannıyla lafı
çok uzatmadım. Cenaze onların cenazesi, yas onların yasıydı. Orada kuzenim,
imam hatip lisesinde öğretmen olduğunu, bu tür tartışmaların okulda da
yapıldığını, bu konuyu araştıracağını söylediğinde ben bir aydınlanma yaşadım.
10 sene önce ateist sitelerinde yaptığım tartışmalar artık halk arasında da,
imam hatip liselerinde de yapılır
olmuştu! Gelişim ve ilerleme için durgun bir göl değil, bir akarsu olunmalıydı.
Fikir akarsuyuna farklı farklı görüşler akıyorsa orada gelişim var demektir.
Zeliş Hakkın rahmetine kavuştu.🙏 Ertesi gün tekrar cenaze evinde bir araya geldik. Daha yaşlıca başka bir kadın Arapça Kuran
okuyup, vaaz verdi. Kuran’ı Türkçe meailini de okudu. Onların açısından büyük
bir gelişmeye sebep oldum! Bir ayet okuduktan sonra 20 cümle kendi düşüncesini
söyledi ama olsun. Türkçe okuması büyük gelişme! Klasik Kuran meali korku düzleminde
ki bir kişi açıklarsa tabi ki cehennem, kadınların ahlaklı olması ve
örtü konularında sohbet çıktı ortaya. Cinlerin musallat olmaması konusunda
yapılacakları tek tek saydı. Orada dünkü sohbette sorduğum sorulara, kendi düzlemine göre cevap
verdi. Cenaze sahiplerinin bu tartışmaları dinleyecek boyuttan çok
uzaktaydılar. Onların acılarına saygı göstermek için mecburen sustum. O
suskunluğun bana ne kadar zor geldiğini anlatamam!
Orada yaşananlardan sonra baba evinde de tartışmalar devam etti. Annem iki ay kadar benimle kalmıştı. Namaz üstüne namaz kılan annem benimle kaldığı süreçte din konusunda benden daha önce hiç duymadığı konuları dinlemek zorunda kaldı. İlk zamanlar şaşırdı, karşı geldi, geceleri uyuyamadı. Artık benimle tartışmalara girmiyor. Kafam karışıyor diyor. Benden daha eski sürüm olan annemin beyni bu konuları algılamaktan çok uzak. Namaz ve Kuran'ı arapça okuyarak huzur buluyor kendi dünyasında, o huzuru bozmamak adına artık üzerine çok gitmiyorum. Kız kardeşim cenaze evinde bu konuları uzattığımı düşünerek oda benim karşımda durup, haksızsın dediğinde, dedim artık tamam ben haksızım. Kendi haksızlığımı kabul etmek benim için ne kadar zor! Ama ettim valla. Kendimi Tanrı sanan yanım, gerçek Tanrı'nın karşısında secdeye vardı. Ben haksızdım. Kuzenlerimi telefonla arayıp helallik istedim. O hocadan helallik almadım. Cenaze evinde kendisi cennetlik diğer kadınlar cehennemlikmiş gibi dini sohbet yapmaya hakkı yoktu! Helallik alsam, kendini haklı görecekti . Salat kelimesini ve Kuranda ki hatemen nebiyye yi sormuştum ona. Umarım cevaplarını araştırır. Orada ki bu diyaloglar onun içinde de kıvılcımlara sebep olur umarım...
Bütün bu süreçten sonra ki yorumum ise “Din konusunda artık kimse eskisi gibi düşünmüyor. Herkes din konusunda farklı farklı düşünüyor. Din artık 4 mezhep değil, binlerce mezhebe bölünmüş durumda, ancak yine İslam dini altında bir aradayız. Senin dinin sana, benim dinim bana sözü artık senin mezhebin sana, benim mezhebim bana sözüne evrilmek zorunda kaldı. Peki bu evrimin bize ne faydası var? Türkiye’de ki laik yönetim çatısı altında yaşanan İslam dünyaya şifa olacak. Şifa olmadan önce bu şifalı ilaç milyonlarca insanın üzerinde test edildiği ülkedir Türkiye. Biz dünyada yaşanmaya başlayacak olan Hak Din İslam'ı, test aşamasında yaşandığı ilk ülkesiyiz.
Yeryüzünde insanların arasında müslümanlık kültürü ile yaşatılan İslam ile Tanrı
katında ki İslam ortak noktada buluşmasına doğru hızla ilerliyoruz.
Zeliş Hakkın rahmetine kavuştu. 🙏

