Görev Beni Çağırıyor... Seni de...

23 Şubat 2022 Çarşamba

Ahlak ve Cinsellik Üzerine

 

Önceki ben ile yeni benin ahlak anlayışı birbirinden çok farklı.

Bu yazıyı o fark üzerinden yazmaya çalışacağım.

Eski ben. Anadolu gülü Haccecan. Akşam ezanıyla muhakkak perdenin kapanması gereken bir evdi bizimkisi. Ahlakın ve namusun kadın üzerinden değerlendirildiği bir ortamda yetiştiğimden erkekleri yoldan çıkarmak için yaratılıp dünyaya salınmış bir günah keçisi olarak görüyordu bir yanım kendini. Adem’de Havva’nın aklına uyduğu için cennetten kovulmuştu zaten! Adem’i bile yoldan çıkartan bir türün devamıydım ben. Geçmişten gelen travmalarım da vardı. Bunlardan bir tanesi de 4-5 yaşlarında yaşadığım bir olaydı.  Etkisini daha yeni üzerinden atabildiğim bir olay.  Bir yandan da kadın ile erkeğin yaşadığı ilişkiler gün boyu pompalanıyordu televizyonda, internette… İçten gelen dürtüler de var tabi.. Tam bir karmaşanın içindeydim. Kimdim, ne idim, bu bedenin benim için anlamı ne? Dünyada ki insan türünün devamı için kadın olarak yaratılmayı seçtiğim bu dünyada yüklenen bilgilerin hepsi hatalı olduğundan işletim sistemim error veriyordu. Kadınlığımı hep baskılıyordum. Erkekler “kadın” yanıma yaklaştığında kaçardım onlardan. Konuşamazdım bile. Mutsuzluk bir parçamdı ve ondan ayrılmayı da hiç düşünmüyordum.  İlişki nedir? Nasıl yaşanılır? Bu konuları bende dahil toplum olarak bir çoğumuzun hala neyin ne olduğunu anladığımızı sandığımızdan da emin değilim. Esra Erol tarzı programlar bunun bir ispatı. İlişkiler nasıl yaşanmalı, ilişki nasıl başlamalı ve bitmeli, iki cins arasında ne yaşanırsa adı ilişki olur, aşk nedir, saplantı nedir bir çoğumuz bunların net cevabını veremiyoruz. Çünkü herkesin algısı, bilgisi, anlayışı farklı farklı… Şu an evli bir kadın olarak bu konular üstüne düşünmeliyim? Evet tabi ki… Düşünmek için yaratılmış bu beyni kullanmayı seviyorum. Düşünmek beni mutlu ediyor ve geliştiğimi de hissediyorum. Ayrıca iki çocuk annesi olmaya çalışan biri olarak bu konuları kafamda netleştirmem, çocuklarımın benim çektiğim acıları, belirsizlikleri ve çelişkileri yaşamamasını sağlayacağını düşünüyorum.

Şimdi ki benin ahlak anlayışı;

İnsanın ahlak anlayışı ile Tanrı’nın ahlak anlayışın birbirine benzemediğini doğum masasında keşfettim. Her şeyden herkesten sakındığım, birilerinin gördüğünü düşündüğümde bile yerin dibine girdiğim o şeyden bağırta bağırta bir canın çıkmasını deneyimlemek bütün düşünceleri değiştirdi bende.  O saklanılası, utanılası şeyin insanlar nezdinde yeri tam oturabildi mi? Hayır. İlerleme var mı? Evet. En azından kendi adıma baya bir yol kat ettiğimi söyleyebilirim.

Bir arkadaş ortamında ki sohbette kadın – erkek ilişkilerinde ki belirsizliği daha iyi kavramıştım.  Çocukların sosyalleşmesi gerektiğini savunan bir abla, kız çocukları ile erkek çocukları arasında sıkı yönetim ilan edilmeden arkadaş olarak sosyal ortamlarda bulunmaları gerektiğini savunuyordu. Bu konuda bende hemfikirim. Kadın ile erkeğin arasında ne çok içli dışlı bir mesafe olmalı ne de birbirini gördüklerinde yollarını değiştirecek kadar mesafesizlik olmalı. Peki cinsellik açısından erişkin çağa geldiklerinde ne düşünüyorsun? İçinde ki cinsel dürtüler harekete geçecek, cinsel istek duymaya başlayan çocuğa bu konuda ne söylemeyi düşünüyorsun diye sorduklarımdan bir yanıt alamadım. Bu konuda açık açık kimse konuşmuyor, düşünmüyor bile. Ben hariç J Vücut olarak ergenlikten sonra cinsel istek duymaya başlıyordu insanoğlu. Kimi bu cinsel dürtüleri bastırabiliyorken kimisi de bastıramıyordu. En azından konuştuklarımın bu konuda bir cevabı yoktu. Genele vurduğumuzda çoğumuzun da haberinin olduğunu sanmıyorum.

Üreme isteği, neslin devamının sağlanması için kadın ile erkeğin birbirine yaklaşmasını sağlayan içimizde bulunan bir dürtü. Tıpkı yemek, su, barınma gibi bir ihtiyaç. Yemek konusunda kendini frenleyemeyenler olduğu gibi cinsellik konusunda da kendini kontrol edemeyenler var. Gerçi bu internet çağında bu bilgiler çok mu lazım yoo. Cinsellik yaz.. Milyon sayfa var. Herkes bilgiye doyuyor. Uygulama aşamasındayız şu an. Kendi yazma dürtüm beni bu yazıya itiyor sadece

İnstigram’da gizemonayluna hesabının sahibi bu konuda en etkili insanlardan biri bence. Bir çok kadına ve erkeğe bedenlerini keşfetme, cinselliğin ve ilişkilerin nasıl yaşanması konusunda eğitim veriyor ve her bireyin farklı olduğunu ve haliyle ihtiyaçlarının da farklı olduğunu vurguluyor. 

Her bireyin kendi ahlak anlayışına benzer yapıda ki kişilerle ilişki yaşaması gerektiği düşüncesindeyim. Cinsel özgürlükçü bir yaşam tarzına sahip insanın kendi ahlak anlayışına benzer insanlarla nasıl bir hayat yaşarsa yaşasınlar tek bir şartla kendi ahlak anlayışını başkalarına dikte etmemek şartıyla.  Herkes farklı, bu farklılıklardan kimse birbirine dayatma yapmadan, benzer anlayışlara sahip insanların birbirini bulup herkesin mutlu olduğu bir dünya diliyorum…

22 Şubat 2022 Salı

Yapabilme

 

Biliyorum, biliyorsun, biliyor…

Bu zamanda herkes biliyor…

Bilgi yağmur gibi yağıyor

 Ellerimizden beynimize doğru

Sağnak, sağnak gidiyor…

Doyduk bilgiye elhamdülillah!

Bildiğinin bir önemi yok bu zamanda

Bir değeri yok herkeste olanın

En afilli lafı tam yerinde söylemenin

Kodum mu oturtmanın

Kime ne faydası var?

Konuşuyor herkes, gereksiz bir sürü ses

Ses, ses ve ses… Afaki gürültü

Duymadığımızı sanan gereksiz bağırışlar…

Yeter!! Susun artık! içinizden konuşun…

Yapabilmek önemli artık…

Bilgiyi eyleme dökebilme

Aklındakileri kelimelere dökme…

Düşüncelerini şiire dönüştürebilme…

Hayallerin gerçek “ol”duğu

Beyninin ellerine “yap” komutunu verebilmesi

Tek önemli ve “ol”ması gereken bu.

Yapabilmek istemeyenler

Yoldan çekilsin durmasınlar, tıkamasınlar…

Gümbür gümbür geliyor yapa”ol”abilecekler….

Haccecan

22.02.2022

21 Şubat 2022 Pazartesi

Yaşanılan Cevap

 

Yıllar ay, aylar hafta, haftalar gün oldu…

Saatler ise saniye gibi…

Yetiremiyorum

Yetişemiyorum zamana

Yetmiyor, yetmiyor!…

Her iş yarım…

Düşünmeye bile vakit yok

Düşündüğümü yapmaya da…

Ah bir düşünsem, ah bir hayal kursam

Evrenleri oynatacağım yerinden..

Dağları düzleyip, okyanusları coşturacağım

Yeryüzünü sil baştan tekrar yaratacağım…

 

Zamanın ne acelesi var?

Nereye yetiştirmeye çalışıyor bizi?

Durmakta ısrar edenleri kenara ayırarak…

Arkamızdan tüm gücüyle nereye ittiriyor?

 

∞’luğun içinde zaman mı var ki sanki?

Aktığını mı sanıyorsun zamanın sahi!

Sonsuzluğun içine çizilmiş bir çemberin içinde

Dönüp durmak nedir sence?

Akmak mı, dönmek mi?

Bebek olarak doğdun, genç oldun ve öldün…

Bu kadarla sınırlı olduğuna inandırıldın…

Ana rahminde can bulamamışlar,

Afrika’da açlıktan çocuk olamamışlar

Savaşta ölüp giden genşler🌞

Yatağında çırpınıp can veremeyen yaşlılar…

Canlarını vura vura alırken ölüm meleği…

Ne öğrenmiş olabilir ki kısacık ömürde…

Var olmayı, var olabilmeyi mi?…

olan var olabilir mi?

 

Hiçbir şey yok sadece “ol”anı öğreniyoruz.

Kimseye zerre haksızlık yapılmayan

Müthiş sistemin içindeyiz desem

Güler geçer misin bana ?

Geçebilir misin “ben”den..

“Biz” olabilir miyiz gerçekten?

Cevapsız soruları bırak…

Hadi hep birlikte cevapları yaşamaya…



Haccecan

21.02.2022

17 Şubat 2022 Perşembe

Kabulleniş

 

Zihninde ki yankılananlara dikkat et

Yıllar önce duyduğun bir cümle

Yüzüne atılan bir tokat

Burnunu sızlatan bir koku

Düşlediğin bir hayal

Unutamadığın aşkın

Okunmamış kitapların

Okumayı da düşünmediğin

Taciz eden o sapığın

Masumluğunu kirleten elleri

Sırtında artık taşımak istememen

Öfkeli yıllardan sonra 

Nihayet kendini affedebilmen

Kuş kadar hafifleyip, özgürleşmen

Niye sevdiğini anlamadığın toka

Yürürken ayağını sıkan ayakkabı

Ayakkabının altında kalan taşlar

İşler bitmezken tükendiğini hissetmen

Tükendikçe kendini yeniden var etmen

Sevgiyi dilenip durman, kimsede bulamaman

Aramayı bırakıp, kendini sevmen

Doğum masasında sancıdan kıvranman

Söylediğine bin pişman olduğun kelimeler

Söylemediğine milyonlarca kez pişman oldukların

Haklı olduğun halde alttan almaların

Evrende yalnız olduğunu anlaman

8 milyardan bir farkının olmaması

8 milyarında sana benzememesi

Kabulleniş ve akışa teslimiyet

Yaşadığını sandığın hiçbir şeyin

Ama hiçbir şeyin boşa olmadığını

Yaşamadığını aslında izlediğini

Anladığın “O” an


Haccecan

17.02.2022

Dinlenildi

16 Şubat 2022 Çarşamba

Aşk

 

Öğrendim aşkın nasıl yaşanacağını da

Anlatayım mı sana da?

Aşkın ilk kuralı bir kuralın olmadığı

Yaşanılan bin bir çeşit aşktan

Sadece bir türünü yaşadığını

Yaşadığını en büyük aşk sanacağını

Sandıklarının ise nihayete vardırdığını

Vardığını sandığında tekrar başa sardığını

Bir girdabın içinde dolanıp durmayı ise

Aşk sanacağını…


Bir spiral döngüde dönmektir aşk..

Dışında gördüğün yansımaya dolanıp

Sonunda kendine doğru yol aldığın…

 

Her aşkın da kendi içinde vardır kuralları

Aşk’ta öyle kavuşmayı beklemeyeceksin

Bir bedeni arzuladığını sansanda

Dönmeye başka ne ikna edecekti ki seni

Kavrulacaksın, pişeceksin, yanacaksın

Spor sırasında kasların, aşk sırasında yüreğin

Yanar, yanar ve sızlar v sonra tekrar yanar

Büyür, büyür yüreğin v sonra tekrar büyür

Güçlenir, güçlenir v kendisi olursun gücün..

Yaşadığını sandığın değil ancak hissettiğin şeydir aşk…

 

Seni mıh gibi bağlayan, yerinde saydıran, öğretmeyenlerin…

Döndürmeyenlerin sandığın gibi olmadığını

 “aşk” değil, azap olacağını da öğrendim

Gitmeyi öğrenebilmenin önemini

Gidebilemediğin aşklarda oyalanmanın

Verdiği azap cehennemle bir iken

Cehenneme gönüllü girenlere ne denir biliyor musun?

Bir tek onu öğrenemedim.


Haccecan

16.02.2022

Dinlenildi

Bir güne 3. şiir

Koza

 

Cevaplarını arar sorular

Sonuçların aradığı gibi nedenlerini

Var olma nedenini bulamamış bir ruh

Sorar da sorar meraklı bir çocuk gibi

Görmez gözünün önündekileri

Duymaz kulağına çalınanları

Küser ardından bağlar kollarını

Henüz! “yok!” olduğunu anlamadan

Yok der, yok işte yok, hiçbir şey yok!

Dilinden dökülen sözlere inandırır kendini

’luğun içine çizer bir çember

Kozasını örer bin bir zahmetle güve gibi

Hapseder kendini, sınırlar  luğunu

Çıkar bir bir basamakları

Tırmanır en sarp uçurumları

Yanar canı, kanar kanı, yaşar ânı

Yandıkça canı, daha büyür canı

Düşünür, düşündükçe var olur

Sığmaz olur artık dar gelir her şey

Bedeni de gönlü de sığmaz olur 

Zifiri karanlıkta yırtar kozasını, siler çemberini

Yok’luktan gelip varlığa doğru

Çırpar şafak vakti... çırpar kanatlarını…

 

Haccecan

16.02.2022

Dinlenildi

Edep yahu !!

 

Edep yahu edep ille de edep

Kime v neye göre edep

Kimine göre çıplak bacaklı

Kimine göre başı kapalı dudağı boyalı

Kimine göre ise gözleri açıkta kalanı

Her gördüğünde edep aramalı

 

Edep yahu edep  ille de edep

Kime v neye göre edep

Kimine göre mezeli rakı bardaklı

Kimine göre raks edip kalça kıvırmalı

Kimine göre kolu bacağında dövme olanı

Her gördüğünde edep aramalı

 

Edep yahu edep  ille de edep

Kime v neye göre edep

Kimine göre şehvet kadın sesi

Kimine göre ruhu coşturan çalgılı

Kimine göre dansöz oynatan darbukalı

Her duyduğunda edep aramalı

 

Edep yahu edep ille de edep

Kime v neye göre edep

Kimine göre ahlak, namus, örf, adet, anane

Kimine göre ise edepsiz göz önünde olmamalı

Ne duyduğunda, ne gördüğünde

Hepsi kendinde olanı…


Haccecan

16.02.2022

Dinlenildi


15 Şubat 2022 Salı

Sevgi

 

Ölüm değil sevgidir yaşam.

Zaman değil sevgidir bize kalan

Umut değil sevgidir yaşanılan

Beden değil ruhtur yaşatan

Ruhta ise sevgidir bulunan


Sevgi biraz emek ister

Sevgi  olmazsa olmazım "zaman!" der...

Sevgi kendin ol, kendini bul, kendini aş

Ama ille de ikiyi bir yap da gel der...


Haccecan

14 Şubat 2012

14 Şubat 2022 Pazartesi

O'da Sen

 

Oy kurban olduğum

Gönlüme akan şelalem

Pirim, misk kokulum

Kelimelere dökemediğim

İçimde ki şu yerini bilsen

O yeri kaybetmemek için

Dünyanın taşını toprağını, malını mülkünü bırakır

Fetih etmek için dört nala at koştururdun

Kafirin sevgisiz, azgın ordularıyla

Her türlü savaşı verirdin tek başına

Bilmiyorsun ki ve de bilemeyeceksin

Bildirmeyeceğim sana…

Bilmekten gelip “ol”mana çok var daha…  

 

Cennette yaşıyorum ben, bir hayal dünyasında

Sil baştan yarattığım bu evrende

Her şey o kadar gerçek ki

Bedelini peşin ödediğim

 “ol” dediğim her şey “ol”u veriyor bir anda…

Acıyı bal eyledim, hüznü ise neşe

Bal dolu kâselerden neşe ile

Yudum yudum içiyorum seni

Bu diyarda bir tek hayal var

Gerçek olmayan

O'da sen…


Haccecan

14.02.2022

Gerçek aşklara ithaf olunur

Dinlenildi

Keşif

 

Binlerce, milyonlarca, milyarlarca

Bilginin içinde kayboldum

Binlerce, milyonlarca, milyarlarca

Evrenin içinde kaybolduğum gibi

Doğruyu söylediğini iddia eden çok da

Kim doğruyu söylüyor hiç bilemedim…

En sonunda döndüm kendime

Kendimde buldum doğru ve dahi her şeyi

Hep bulunmayı beklermiş içimde

Aslında herkes kendi için en doğruyu söylermiş.

Konuşmaya başladığımda keşfettim kendimi…

 

Güçlü,  bilgiyi gücüne güç katmak  

Zayıfın üzerinde otoritesini artırmak için kullandı

Güçlü, egosuyla mücadele ederken

Zayıf, üzerinde ki otoriteyle mücadele etti

Karşılıklı mücadele ediyorlar sanıyorken

Aslında herkes kendiyle mücadele ediyordu

Bu mücadelenin içinde güçleniyordu.

Zalim ile masum, fakir ile zengin, katil ile maktul

Aklına gelen ne kadar zıt kavram varsa

Birbirini iter sanırken aslında birbirini tamamlıyordu…

Olmamız gereken kıvama geldiğimizde

Keşfedeceğiz ve seveceğiz birbirimizi…



Haccecan
14.02.2022
Yazarken dinlenildi

11 Şubat 2022 Cuma

Ben var ya Ben

Kadir kıymet bilenim ben

Deli gibi sevip, tapınanım ben

Sonra da hiç yokmuş gibi

Sırtımı dönüp gidenim ben

Ben var ya ben ah o işte ben

 

Ulu orta dövenim ben

Dolu dizgin sövenim ben

Sonra da bir şey olmamış gibi

Deli dolu sarılanım ben

Ben var ya ben ah o işte ben

 

Gözlerden sakınanım ben

Deli gibi kıskananım ben

Sonrada hiç umrumda değilmiş gibi

Tuhaf tuhaf davrananım ben

Ben var ya ben ah o işte ben

 

Herkesten çok bilenim ben

Bilgimle ezip geçenim ben

Sonrada hiç bilmiyormuş gibi

Cahil cahil konuşanım ben

Ben var ya ben ah o işte ben

 

En güzel gülenim ben

Gülerken birden ağlayanım ben

Sonra da ruhsuzmuş gibi

Duyguları yok sayanım ben

Ben var ya ben ah o işte ben


11.02.2022

 Haccecan

Tercihim

 

Sanat müzikli şiir okuyorsunuz

Dinlemiyorsunuz okuyorsunuz

Dikkatinizi çekerim!!

 Kirin ve yoz'un önde olduğu şu zamanda

Şikayet edilen her ne varsa

Kaçıp sığındığımız hani

O kadar gereksiz ses var ki

Duyabilmek için

Sağır olup okumaktan başka

Şansımız yok müziği...

 

Bana en çok keman okumak yakışır

Notalarımı tutturabilirsem

Seni hüznün çölünde kavurmaya ant içtiğim

Notalarımı tutturamaz ise

O dişleri birbirine kırdıran

Sınıf tahtasında kayan tebeşir cızırtısı gibi

Köşe bucak kendinden kaçıran 

 

Sana ise en çok vurmalı darbuka yakışır

Hayatın ritmini tutturan, ayakları yere vurduran

Vurdukça insanın yüreğinde tınılar çıkaran

Vurmadığında yerinde kala kaldıran

 

Müziğin benim için önemini

Anlatamadım… Anlatamayacağım da sanki

Onu tanımlayacak kelime yok henüz

O duyguları  kimse yaşayamadı

O kadar yükseğe hiç çıkılamadı

Onun olmadığı boşlukta var olunamadı

 

Hayatımdan müziği çıkardığında

Geriye ne kalıyor biliyor musun?

Sensizlik…

O kadar ki büyük bir boşluk

Sensizlik mi yoksa

Müziksiz bir hayat mı diye sorsan?

Müziksiz olamam derdim.

Ki zaten sensizim 

Elimde bir müzik var 

Beni sana bağlayan…


11.02.2022

Haccecan

Yazarken dinlenildi

Hep bu şarkılar yüzünden


10 Şubat 2022 Perşembe

İnşaat

 

İnşaatla ilgili hiçbir iş ilerlemiyor. Durdu. Evin planını kendime göre değiştirdiğimden bir proje olması gerek. Ortada proje yok.. 

Olayı baştan anlatayım. İç mimarlık okuyan üniversite son sınıf öğrencisi bir tanıdığın 3 haftadır aklımda ki projeyi çizmesini bekliyorum. Sözleştiğimiz hafta gidemedik o hafta domuz gribinden yatak döşek yattı. 29 Ocakta sözleştik çok önemli bir işim çıktı yine gidemedik. 30 Ocakta gidebildik daireye. Lazerli hassas ölçüm yaptı. 3 saate yakın kaldığımız inşaatta kapı pencere olmadığından hava akımın ortasında yaprak gibi titredim. Yaşlandığımı fark ettim o gün. Karlar kraliçesiydim bir zamanlar oysa!. Bu kız (Gül olsun adı) hiç üşümedim dedi.  Bir yandan da yeni hastalıktan ayaklanan Gül'ün tekrar hastalanmasına sebep olacağım diye içten içe huzursuzlandım. Bu 3 saatlik sürede geleceğin gümbür gümbür geldiğini gözlemledim. İki üniversiteyi aynı anda okuyor. Yazın Amerika'ya gitmek için planları var. Yeni nesil bizim nesle hiç benzemiyor.  Çocukluğunda iş yerime bazen ziyarete gelirdi Gül. “Yaz saati Uygulaması Cüneyt Ergün’ü dinletmiştin bana. O günden sonra o şarkıya takmıştım. Hatta filmini bile izledim. O şarkıyı ne zaman dinlesem aklıma sen geliyorsun Haccecan abla” dedi bana. Kimin hayatına nasıl etki ettiğimizi, aklına ne zaman düşeceğimiz yine bizim elimizdeymiş diye düşündüm.  02 Şubatta hazır olacak çizimler diye sözleşmiştik. Okulu tarafından aniden düzenlenen  program yüzünden yoğun bir çizim dönemine girmiş. Başımı kaşıyacak vaktim bile yok dedi. Hala onu projeyi çizmesi için bekliyorum.

31 Ocakta öğle arası yürüyüş yapıyorken müteahhit telefonla aradı. İş yerinde arkadaşım izinli olduğundan mecbur öğle arası su tesisatı ustasıyla birlikte gittik inşaata. Yemek yemeden aç aç, bitap ve sefil gittim. Bunu bana acıyın diye yazdım. Benim dairede elektrik tesisatı için 3-4 kişi daha çalışıyordu. Ben kafamda ki istediklerimi anlatmaya başladım. Bundan sonrası çok komik.

Kafamda ki projeye anlatana ve anlayana kadar baya uğraştım. İletişim çok çok önemli bir şey. Hayatta  hava ve sudan sonra benim için önemli olan konu. İletişim. Anlayamazsam ve anlatamazsam ortadan ikiye çatlarım. O kadar ki önemli.

Kafamda ki projeyi yazıya dökebilir miyim bir deneyeyim. İnternette evle ilgili bir senedir araştırma yapıyorum. Japonlar küçük bir coğrafyada yaşadığından evleri küçük...Benim hayalimde ki küçük ev ile Japon evleri birebir aynı. Tuvalet ve banyoyu ortak kullanıyorlar. Onlardan gördüm bende. Zeminde ki alafranga tuvaletin üzerini özel bir kapak ile kapatıp, hem tuvalet hem banyo çift amaçlı kullanmayı planlıyorum bende. Su tesisatçısı küçücük alanda hem tuvalet hem de banyo için özel alan yaratmasını! beklediğimi sandığından ilk önce büyük bir tepki verdi. Çünkü dinlemiyordu. Kafası ön kabullerle doluydu. “O her şeyi incelemiş ölçmüş biçmiş olması mümkün değilmiş!” Sen ölçtün de ben ölçmedim mi acaba!!!  Kadın olduğum için planlamadan havadan konuştuğumu düşünüp dinleme zahmetine bile girmedi. Baktım beni anlayacak kafada değil, yanımda ki elektrikçinin gözlerine baktım. O beni anlıyordu gözlerinde o ışığı gördüm. Bu sefer ona anlatmaya başladım “tak!” hemen anladı. Bu sefer siz beni anladınız lütfen su tesisatçısı beyefendiye de anlatın dedim. Bu ara su tesisatçısı ve müteahhit kendilerince başka bir plan üzerine konuşmaya başladılar yanda ki banyoda. Hayırrr. Ben sizin planlarınızı istemiyorum ki, ben kendi planlarımı, hayallerimi istiyorum. Bu evde ben oturacaksam ben ne istiyorsam öyle olmalıydı. O ara elektrik tesisatçısı, su tesisatçısına anlatmaya başlayınca anlamaya başladı biraz biraz. Müteahhit de anladı bu arada. Bu sefer iki erkek bir olup anlatınca anladı su tesisatçısı. “Olur öyle ancak yine de bir proje olsun. Sonra gelip itiraz etmeyin” dedi Su tesisatçısı. Tamam dedim proje çizdiriyorum diye onu bekletmeye aldım.

Bu sefer geçtik yatak odasına. Yatak odası ile yan dairenin duvarı ortak. Yan daireden ses gelsin istemediğimden ortak olan duvara boydan boya dolap düşünüyorum. Bunun içinde oda kapısının solda değil sağ tarafta olması gerek. İstediğimin olması içinde tekrar duvar ustası bulması gerektiğinden yani para! müteahaatin (bu nasıl yazılıyor ya, siz anlayın işte)  yüz şekli değişti hemen. Burayı yapamayız dedi. Yapamam lafını oldum olası sevmem. Atatürk gibi bir adamın ülkesinde doğduysan yapamam lafını hiçbir Türk evladının lügatında olmamalı. 

Binayı bana satarken 30-50 cm beton olan binadan ses kolay kolay geçmez diye bana daireyi satan mütaahit yan kıvırmaya başladı. Bu beton ses geçirir ne yaparsan yap ses olur demeye başladı. Şok oldum. Ancak bu konuda konuşup konuyu uzatmak istemediğimden yorum yapmadım söyledikleri üstüne. Bu sefer su tesisatçısının gözlerinde beni anladığına dair ışığı gördüm. Bende hayalimi ona anlatmaya başladım. Anladıktan sonra mütahitite anlatmaya başladı. Anlamayana laf anlatmayı bırakalı çok oldu. Anlayanın gözleri fıldır fıldır oluyor. Fıldır fıldırlara laf anlatmaya enerjimi harcıyorum. Onlar gereğini yapıyor. Yeni iletişim yöntemim bu. Önceden ne kadar çok yoruyormuşum kendimi anlaşılmak için ya!! Bu arada ortalıkta matkap sesleri birbirimizi duymuyoruz bile. Herkes bağırarak konuşuyor. Keşke bir yönetmen olsamda bu sahneyi film yapabilseydim. Recep ivedik te komikmiymiş derdiniz. Zaten komik değil di ya o filmler!!

Sonra döndük elektrikçinin yapacaklarına. Oda bu iş çok zor deyip mütaahite döndü. Dertlerini anladım tabi. Para. Bir ara mütahitle balkona çıkıp evi bana satarken 5000 tl indirim yapmıştınız. (İndirim yapmasını ben istemedim kendi gönlünden kopmuştu) 5000 tl para vereyim bu evi istediğim gibi yapın deyince mütaahit herkese komutlar vermeye başladı. Arslanım mütahit. Sende görmek istediğim azim, kararlılık ve istek bu işte… Hayatta bedel yasası var. İsteklerin gerçekleşmesini istiyorsanız muhakkak bir bedel ödemeniz gerekiyor. Aslında bu bedeli (5000 tl) gönüllü olarak mütaahit bana vermişti geri iade ettim sadece. Kendimi öyle avutuyorum!.

Su tesisatçısı bir ara evin küçüklüğünü espri malzemesi yaptı. Evde hava almaya yer kalmazmış mış!!  "Japonya dakiler kabinde yaşıyorlar. Burası yeterince büyük" diye cevap verince "onlar evi otel olarak kullanıyorlar" dedi. Bizde evi öyle kullanıyoruz, çalıştığımız için sabah çıkıp akşam eve girdiğimiz cevabını verdim. Minimalist bir yaşam istediğimi, az eşya olacağını söyledim. Kararlılığımı ve her şeyi zaten planlamış olduğumu gördüğünde susmak zorunda kaldı. İşten çıkıp eve gitme vaktimiz 17:00-19:00 arasını buluyor. Yılın 6-7 ayı eve karanlıkta giriyoruz.  Burada zaten bir evimiz var. Hiç kullanmadığımız bir misafir odası var. Her hafta orayı süpürürken bir ton laf ediyor eşim. Kullanmadığımız bir cm boşluk bile olmayacak bu yeni evde :)  

Bu inşaat işinden acayip deneyimler elde ediyorum. Birincisi benden acayip bir mütaahit olurmuş. İkincisi benden acayip bir mimarda olurmuş. Üçüncüsü benden acayip bir evleri yıkıp tekrar yapan tv programları var ya ha onlardan.. Programcı da olurmuş. Ekibimi de buldum.. Kim diyeceğimi tahmin ettiniz demi?… Tanıdığım tek ustalar benim evi yapanlar. Başka seçeneğim yok maalesef J Bu adamları çok sevdim ben. Onlarla çok işler yapacağız. Yine hayallere daldım. Dur bakalım..

İnşaatla ilgili son gelişmeler yani yerinde saymalar bu durumda.. Proje olmadığından hiçbir şey yapamadık henüz.. Beklemekte aslında bir aşama.. En zor ama sonu en tatlı aşama.

8 Şubat 2022 Salı

Sancı


Olan bitenle ilgilenen milyonlar var zaten

Olanları yorumlayanlardan değilim

Olacakları hissedenlerdenim

Öngörenim, önden görenlerdenim

Olacaklar olmadı, doğmadı henüz

Gebe kadınken yükümü taşıdığım gibi

Karnımda bir dünya, omzumda ayrı bir dünya..

Zihnimde taşıyorum olacak onca şeyi…

Tüm evreni taşıyorum, yüküm ki o kadar ağır

Ki o yüzden çok iyi anlıyorum

Dünyanın çektiği sancıları

Vakti geldiğinde durduramayacak kimse

Doğacak olanları ve olacakları…

Bitmek bilmez doğum sancıları

Çıksın istersin içinden canının yarısı 

Bağırta bağırta geliyor ∞’luğun parçaları

Bir değil, yüz değil, bin değil, milyon değil…

Dünya doğurmayı bekler milyarca canı

Ondan yanmaktadır bu kadar canı

Haccecan 
08.02.2022

Issızlıktan Varlığa...



Anlamaya çalışıyorum bir bir

Olan biteni, olacakları.. her şeyi ve herkesi…

Anladıkça doyamıyorum, daha fazlasını…

Hep daha fazlasını istiyorum.

Paylaşmalıyım bildiklerimi, anlatmalıyım..

Dinleyeni bulursam konuşmalı,

Bileni bulursam sormalıyım. 

 

Sevmeye aşinayım da sevilmeyi hissedemiyorum

Her işin hakkını vererek yapan ben

Sevmenin de, aşkın da hakkını verdim.

Yaşadım en dibini sonra çıktım en yükseğine..

 Sevildiğini bilmek ile sevildiğini hissetmenin...

arasında ki ince çizginin  üzerindeyim

Sevmenin de sevilmenin de ayrımının olmadığı

Uçlardayım…

 

Basamakları çıktım tek tek,

Çıktıkça yükseldim, yükseldikçe yalnızlaştım…

Yalnızlaştıkça sarıldım kendime…

Sarıldıkça buldum kendimi..

Buldukça gördüm ki, yetmiyorum kendime

 Beni değil, ben; bizi istiyorum.

Herkes çıkmalı, hepimiz olmalıyız burada

 

Dağ başlarında ki ayaz çekilecek gibi değil

Kar… kar ve kar..  hiç sevmem soğuğu doğrusu

Hepimiz bir olduğunda sarılıp ısınacağız

Isındıkça, ısıtacağız, ısıttıkça eriteceğiz buzulluğu

Şelaleler akacak, orman olacak, boşluk dolacak

Yaşanılır kılacağız ıssızlığı, var edeceğiz yokluğu

Yokluktan gelip ’luğa akacağız…


Haccecan

08.02.2022

Yazarken dinlenildi 

7 Şubat 2022 Pazartesi

Var olmak..


Evrenlerin sıçradığı bir “ol”uşta

Durmaya hakkı yok kimsenin

Kalbin durduğunda ölürsün

Ceylanın durduğunda öleceği gibi

Durmak en çok ağaçlara yakışır

Ki onlarda durarak var oluyor

Kökleri uzanır toprağa

Birleşir yerin altında, halaya dururlar

Rüzgârdır müzikleri


Bu şiir ağaçlarla ve durmakla değil

Seninle ilgili olacaktı oysa

Sahi ne yapıyorsun şu an?

Duruyor musun bıraktığım yerde?

Konuşuyor musun ağaçlarla yine?

Oturuyor musun gölgesinde?

Her konuyu, şiiri ve durumu

Ben sana bağlıyorum yine

Sana varıyorum aslında

Yani bıraktığın yerde bıraktığın gibi

Duruyorum bende aslında

Köklerimiz birleşecek bir gün..

Böyle var olacağız belki de..!

Haccecan

07.08.2022

İki gündür uğraştığım ikinci şiir... 

Şiire verdim kendimi.. 

Biri beni durdursun.. 

Lafın gelişi. 

Kimse tutmasın beni..

Yazarken dinlenilmeye devam

Deliliksin Sen!!!


Çocuklar yazmalı şiirleri

Çocuk şiir mi yazarmış?!

Çocuk şiiri yaşar… yaşar!

Çocuk gibi yaşamalı şiirleri

O zaman şarkılar çocuğa benzer

Kazanır eski masumiyetini, coşturur ruhlarımızı…

Saçları dalgalanır şarkının, tıpkı çocuğunun ki gibi

Musluk vanasından atını koşturur ’lukta

Sever “canım atım” diye çocuk, öper koklayarak…

Anne “saçlar koşar mı?” diye sorar çocuk

Koşar çocuk koşar.. rüzgârla dörtnala hem de…

Görür harflerin gözlerini kimseler görmezken.

Okuyor sanırken; kelimeler bizi gözlermiş meğer.

Kızar çocuk ve küfrederek der; “Deliliksin sen!” 

Erenler makamında olduğundan bilir kim olduğumu…

Öğretmen Ayıcık Bay Bobo’ya  “Bay Popo” der

Ve güler, gülerken de güldürür çocuk

Yürürken sorar “bu ne?” diye 

Cevabını beklemeden, anlar hemen zaten bildiğinden

Ötelerden her şeyi bilerek gelmiştir gelirken çocuk

“Çok tatlısın” diye sever, severken boğazlar,

Boğazımı sevgiyle sıkar, sevgiye boğar beni çocuk…

Öğlen vakti “ iyi aşkamlar” der çocuk

Aşka bular her bir anı..

Boğazımdan süt sağıp ılık ılık içer çocuk

İki sene emdiği memeden süt gelmeyeceğini bildiğinden.

Yeni yılı “sana da doğdun” diye kutlar çocuk

Yılın başında kutlar tüm kutlu doğacakları…

Ve bazen 90 yaşında nene olup “evladım” der çocuk

Yaşı benden milyon yıl büyük bu ruhun öperim ellerinden…

Mantığın duvarlarını yıkar ve mantıksızlığı normalleştirir çocuk

Ve aslında normallerimin anormal olduğunu öğretir çocuk…


Kaynak


 Haccecan

07.02.2022

Oğlumun söylediklerinden ilham alındı

Yazarken dinlenildi

4 Şubat 2022 Cuma

Sur'a

 


Çanlar çalıyor

Çanlar çalıyor adamlar ve kadınlar

Sur’a borusu üfürüyor, çanlar çalıyor

Kulaklar sağır olacak, dağlar yerinden oynayacak

Taş taş üstüne kalmayacak-

Duymayı bekleyip durdun sur'ayı binlerce yıl

Kıyametin kopmasını dileyip durduğun gibi.

Durmak var olana değil yok olana yakışır

Özünden döne döne geliyor sur'a

Duymazlıktan gelmeye çalıştıkça

Değişime direndikçe

Daha şiddetli gelecek…

Geçmiş gitti, gelecek geliyor

Geldi bile..

Dön içine, bak dinle

Gör ve tekrar dinle

Ses yok, renk yok

 

Çanlar çalıyor

Çanlar çalıyor beyler bayanlar

Sur’a döne döne

Milyon yılı önüne kattı gel-

di

Duymazlıktan gelenler, reddedenler

Alaşağı  “ol”acak

“Ol”acak alaşağı zirveye çıkmak için

Yol açılacak adamlar kadınlar

Yolda durup tıkayan kim varsa

“Ol”acak alaşağı

Baştan başlayıp çıkacak yukarı

Haccecan
04.02.2022


Dinlenildi. Mabel Matiz - Mendilimde Kırmızım Var
Teşekkürler Mabel... Seni seviyorum

3 Şubat 2022 Perşembe

Aman be!!


Aman be sende..

Aman işte aman.

Aman ver artık

Yaman dertlerin içinde aman istemeli

Bakma böyle dediğime…

Ben doğuda ise istemek batıda

Ki o kadar uzağız

Neyi kimden isteyeceğimi öğrene kadar

Sevgisiz kaldım

İstemeyi öğrendikten sonra ise

Kimsesiz

Kimsesizlikte ise buldum kendimi

Ondan sonra çok sevdim her şeyi     

                                                                                                                                                        

Gelsin ne varsa, ne olacaksa ve olmalıysa

Korkmalı dediklerinin içine

Balıklama dalmalı 

Debelenmeli, kıvranmalı

Korkunun senden korktuğu

Kıvama gelene kadar

Birlikte yoğrulmalı

 

Gitmeli eskisi, kinlisi ve de geçmişi

Bitmeli dediklerinin hepsini

Bir tabuta koymalı

Rahmet okuyup ardından

’luğa doğru uğurlamalı

Gelsin diye yenisi

Açmalı kollarını

 

Aman be sizde

Aman işte aman

Aman verin artık aman

Dünyanın derdi var üzerimizde

Birlikte kaldıralım bir omuz atın da

Kim neyi halledecek öğrenene kadar

Çamura bulandık

Arınmayı öğrendikten sonra ise

Bulacağız birbirimizi…

 

Haccecan

03.02.2022

Yazarken dinlemeye devam

Kaç şiire ilham olacağı merak konusu...

To Vals Tou Gamou - Eleni Karaindrou

2 Şubat 2022 Çarşamba

Kararsız Uçlar


Romantik aşıklar gibi hüzünlü ve dalgalıyım

Hangi hormonsa bana bu duyları yaşatan

Ona sesleniyorum!!!

Bir yanım sana lanetler ediyor !!

Bir yanımsa uysallaştırdığı için teşekkür…

 

Bir şarkının insanı götürebileceği uçlardayım

Dolanıyorum kıyılarda, ha düştü ha düşecek!

Bir çocuğun kahkahasındayım bazen de

Sırıtıyorum öylece, ha güldü ha gülecek!

Bırakın beni ne olur!! ya da bırakmayın…

Bilmiyorum işte ne yaparsanız yapın..

 

Kelimeler dans ediyor gözlerimin önünde

Duygular ise beni çarpıyor duvardan duvara

Ne oluyor sana? diye sormayın

Bilmiyorum diye cevap verecekken

Aslında bildiğimi ama bilmezlikten geldiğimi

Sen bilsen ne olur ya da bilmesen!!!

 

Ağzı bozuk sarhoşların ettiği küfürler var ya

Şarkıların getirdiği uçlarda

Okkalı okkalı onları savuruyorum boşluğa

Oh be! tam rahatladım derken

Bir tanesi sana denk gelecekti tam da… 

Kafan gözün yarıldı sanıyorken

Bir yanım pişman olmuştu çoktan

Bir yanım "oh olsun!" diye devam ederken


Sendeleyip düşecekken sen tuttun yine elimden

Ama sonra beni yine bıraktın

Sevsem mi, sövsem mi bilemediğim

O kararsız uçlarda...

 

Haccecan 02.02.2022 

Ne Güzel bir tarih bu. Sevdim seni, her şey gibi...

Bu müzik insanı tuhaf bir ruh haline sokuyor. Şiirden belli.. 

Yazarken dinlenildi. To Vals Tou Gamou - Eleni Karaindrou