Görev Beni Çağırıyor... Seni de...

20 Ağustos 2009 Perşembe

Vatan Sevgisi


Vatan Sevgisi
(Babamın Mektubu)
“Sardunyalı Küçük Trampetçi”nin öyküsü, seni çok derin duygulandırdığına göre, konusu “Vatanı Niçin Seversiniz?” olan bu sabah ki sınav sorusunu büyük bir kolaylıkla yazmalıydın.
Vatanımı niçin severim sözü, aklına yüzlerce yanıt getirmiyor mu? Vatanımı severim, çünkü annem-babam orada doğdu; çünkü damarlarımda dolaşan kan onundur; çünkü annemin ağladığı ve babamın büyük anılarını saygı ile andığı bütün ölüler, onun kutsal toprağında gömülüdür. Çünkü doğduğum il, konuştuğum dil, beni aydınlatan kitaplar, kardeşim, kız kardeşim, arkadaşlarım, arasında yaşadığım halk ve beni çevreleyen doğa; bütün gördüğüm, sevdiğim ve içten bir duyarlılıkla seyrettiğim şeyler, vatanımdan birer parçadır. Ohh, bu vatan sevgisini sen henüz tümüyle duyamazsın. Bunu, büyüdüğün zaman çok daha iyi anlayacaksın.
Uzun bir geziden dönerken, sabahleyin bir vapurun güvertesinde parmaklıklara dayanarak, yurdunun mor dağlarını ufukta gördüğün zaman, kalbinden taşan, içten gelen sevgi dalgalarının gözlerini yaşla doldurduğunu görecek ve dudaklarından sevinç sesleri çıktığını duyacaksın.
Uzak bir şehirde, yabancı bir halk içinde, tanımadığın bir işçinin yanından geçerken, senin dilinden birkaç sözcük söylediğini işitince, ruhunun, seni ona doğru ittiğini hissedeceksin. Bir yabancı tarafından vatanının ağır ve kaba kelimelerle yerildiğini işittiğin zaman kanını başına sıçratan acı bir tiksinmeyle, yine o hissi duyacaksın.
Düşman bir millet, vatan üzerine bir ateş fırtınası salarak saldırdığı zaman, her taraftan ellerinde silahlarıyla delikanlıları ve onları “Cesaret” diyerek kucaklayan babalarla; askerleri “Muzaffer olun!” dileğiyle uğurlayan anneleri gördüğün zaman; onu daha derinden, daha övünerek duyacaksın. Gözlerinde yenmemin büyüklüğü parlayarak şehre dönen, yarısı yok olmuş, elbiseleri paramparça, yorgun, ama şanlı bir alayın girdiğini görmek mutluluğuna erersen, onu gökten gelen bir sevinç gibi duyacaksın.
Kurşunlarla yırtılmış bayrağın arkasında, kendilerini çevreleyen heyecanlı bir halkın çiçekleri, duaları ve öpücükleriyle örtülerek, sargılarla bağlı yaralı alınlarını yüksekte tutarak şehre giren bir uzun kahramanlar kafilesini gördüğünde, bu duygu kalbinde en yüksek kerteye ulaşacak ve kutsallaşacaktır. Vatan sevgisini işte o zaman anlayacak ve derinden duyacaksın.
Vatan sevgisi o kadar büyük ve kutsal şeydir ki, bir gün eğer seni, onu korumaktan gelen bir tabur içinde, sağ görür ve yaşamını esirgemek üzere saklandığını duyarsam; benim kanım, sevgili oğlum olduğun halde, okuldan döndüğün zaman, sevinçli bir sesle seni kucaklayan ben, boğazımı tıkayan bir hıçkırıkla karşılayacak ve artık seni hiç sevemeyerek kalbimdeki bu hançerin yarasıyla öleceğim.
Baban

Çocuk Kalbi (İtalyan; Edmondo De Amicis) adlı kitaptan alıntı bir mektup.

Başka uluslar yetişdirdiği genç nesillere vatan sevgisini böyle aşılarken benim vatanımın genç nesillerinin boş yetişmesini görmek bana acı veriyor... Benim gibi acı duyan başkalarıda var mı?

1 yorum:

  1. Gençlerin boş yetişmesinde yetiştirenlerinde çok büyük etkisi var. Gençlerde herşeyden elini çekmiş durumdadır. Oysaki Atatürk bu ülkeyi gençlere emanet etmiştir. Bu mektupda vatan sevgisi güzel bir şekilde anlatılmış. Fakat yazanın İtalyan olması olayı biraz farklılaştırabiliyor. Şu andaki gençliğimizin bu hale gelmesinde onlarında büyük katkısı var. Ve tabi onlar gibi birkaç ülke daha var...

    YanıtlaSil

Yorumlarınızı Bekliyorum