Görev Beni Çağırıyor... Seni de...

10 Mayıs 2011 Salı

Geldikleri gibi giderler...



Buradaki video üstüne Karadeniz'le aramızda yaşanan diyalog :

Karadeniz : (Videoda ki öğretmenin) Ses tonu çok güzel...:D 2 yıl sonra ellerini kolarını sallayarak İstanbul' a girdiler...Üstelik padişahıda zırhlılarına bindirip gittiler...:(
Haccecan: Bu vatan için canını hiçe sayıp şehit olmayı tercih eden yüzbinlerin ruhunun büyüklüğünü karşısında yaşamayı tercih eden fanilerin küçüklüğüne takılmamak gerek....
Karadeniz: Çanakkale de ölen yüzbinler gerçekten yurt savunması için öldüler... Fakat, savaşın asıl nedeni Osmalıyı işgal değil. Rusya ya askeri yardım yapmak böylece Almanyayla batı doğu cephesinde savaşan Rusya'nın savaştan çekilmesini geçiktirmeki. Zira; Rusya da ekim devrimi rüzgarları çarı ve monarşiyi bitirecek kadar sert esiyordu. Çanakkale'nin savunma tahkimatları ve tabyaları bizathi Alman generallerce yapılmıştır. Almanya da devrimin olmasını böylece rusların savaştan çekilmelerini istiyordu...
İşte bu iki emperyalist blog arasında savaşta her zaman olduğu gibi ölüm ve kahramanlık bize düştü. İngiliz, Fransız vs'e karşı elimizde Alman silahları başımızda Alman generaller savaştık, yurt savunması yaptık ya da öyle sandık...
Haccecan: Devletler arasındaki ilişkiler ile insanlar arasında ki ilişkiler arasında hiç bir fark yok aslında. Bir işyerinde çıkar çatışmasına giren iki insanın arasında ezilen ve mağdur olan uzlaşmacı bir kişiliğe sahip olan iyimser üçüncü bir kişidir. Bu üçüncü iyimser, uzlaşmacı, mağdur ben oluyorum bu arada :)))
Karadeniz: Budha'nın lafı burda araya giriyor sanırım. HERŞEYE VE HERKESE KARŞI İSTİSNASIZ BİR SEVGİ DUYULMALDIKÇA KURTULUŞ MÜMKÜN DEĞİLDİR. 
Eğer ki uzlaşma işine girişmişsen. Her iki tarafla da düşman olmayı göze almış demektir. :(( Yapacak birşey yok..:(( Onlar iyi olacak sen kötü...
Haccecan: Ben ne olduğumu biliyorum. Sevgi, saygı, empati ve doğru iletişimin olmadığı her yerde sorun var.
Karadeniz: Sorun her zaman olacak...
Haccecan: Yedin ömrümü yedin.
Karadeniz: Sen ömrünü bozukluk gibi harca sonra hesabı bana havale et. Ohhhh ne alaaa memleket. Suyundan koy barii. :)
Haccecan: Kararı değerli halkımıza bırakıyorum. Ömrümü ben mi yemişim, sen mi yemişsin aha şu satırlardan ortaya çıkar...
Bu videeoda asıl alınması gereken ders tarihi olayları değerlendirmek değil bence. Asıl anlaşılması gereken, esaret altında yaşamaktansa ölmeyi tercih etmek gerektiği, şu anki özgürlüğümüzün bedelini daha önce birilerinin canları ile ödediğini, bunu bilerek yaşamamız gerektiğini, atalarımızın nasıl bir ruha sahip olduğunu, aynı ruhu taşıdığımızı bilmemiz gerektiğini anlamalıyız. Yoksa tarihi olayların seyrini bu saatten sonra kimse değiştiremez...
Karadeniz: Bilerek yaşamak derken..???
Haccecan: "Bilerek yaşamak derken..???" derken????
Karadeniz: Bilerek yaşamak derken ne kast ediyorsun? Bilerek yaşayınca bilmeyerek yaşamaktan fark ne :?????
Haccecan: Bilgi güç ise bilerek yaşamakta güçtür...
Karadeniz: Ya bırak bu işleri Haccecan. Somut birşeyler söyle. Somuuuut. Ne olacak bilerek yaşasan ne değişecek?:(((
Haccecan: Bunlar senin sözlerin... Kendi laflarını bile beğenmiyon cık cık... Şimdiye kadar somutmu konuşmuşun ki benden somut laf bekliyon. Somutda konuşsam soyutda konuşsam, doğruda konuşsam yanlışda konuşsam itiraz edecen... Ne diye yoruyon ki insanı bu kadar...
Karadeniz: Yaşadığımızdan gayri bildiğimiz bir şekil yok deyiverde anlayalım. Beylik konuşmak kolay. Ama iş düşünmeye gelince birilerinden duyduklarını birilerine satmanın ötesine geçmek yok. Anlaşıldı... anlaşıldı...  Uzatmaya gerek yok..:((
Haccecan: He Karadeniz he...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınızı Bekliyorum