Kaynak
İnşaatla yatıp inşaatla kalkıyorum bu aralar. Mütahitçiğimi
çok özledim. Yolumun üzerinde ki ofisine sürekli uğrar, çileden çıkartırdım adamı. Adam
aradan çıkartılalı kimseyle bir çatışmaya giremediğimden uzunca bir süre
Yanımda ki ile çatıştık. Site mağdurlarının katıldığı toplantı sonrası genelde
gelip bana çatardı. Pik tartışmasından sonra konuştuğu kelimelere çok daha
dikkat etse de arada dozu yine kaçırıyordu. Ben artık toplantılara
katılmayacağım, sen katıl deyip tartışmaları sonlandırırdı. Haccecan'a bir şeyi
3 kere söylersen o şeyi bir dilek kabul eder. O dileği gerçekleştirmek için Alaaddin’in
lamba cini rolüne bürünür. Bir gün yanıma iş yerinden bir arkadaşı alarak
toplantının yapıldığı kıraathaneye gittim. Kıraathanenin önünde Yanımda ki ile aynı masada 5-6 adam
oturuyordu. Yanımda ki beni görünce şok oldu. Geleceğimi ima etmiştim ama benim
bunu eyleme dökeceğini hiç tahmin etmiyordu. Güya yürüyüş yapmaya çıkmışım da!
tesadüfen oradan geçiyormuşuz da! toplantıya öyle kulak kesilmişim! gibi rol
yaparaktan aralarına sızdım. İlk beş
dakika ayakta dinledim ne konuşuyor bu adamlar diye. Benim gitmeye niyetimin olmadığını anlayan Yanımda
ki, kalkıp sandalyesini bana verdi. Canım hiç kıyamaz bana... Tahtına kurulan Kraliçeler
gibi kuruldum masanın bir köşesine, böylece toplantıda ki yerimi almış oldum. Toplantılarda
dönen konular hakkında bilgim vardı zaten, hatta tüm ilçenin bilgisi vardı.
Bizim mağduriyetimiz hakkında bir tek senin haberin yoktu. Artık senin de haberin var
okuyucu.
Metrekaresi küçük olan daireler ile metrekaresi büyük, deniz manzaralı daireler neden
aynı parayı ödüyor? diye sorma teşebbüsümde sorumun muhatapları hep birlikte cevap vermeye
başladı. Bu soru için hepsi hazırlıklıydı belli. Durun, bir söylemek istediklerimi
tamamlayayım dedikten sonra dinlediler. Ön daireler 3.000.000 değeri varken
arka tarafların değeri 1.500.000 civarında. Ya bizden daha az para alın ya da
bizimle ön taraftan daire değiştirin dediğimde bir Allah’ın kulu cevap vermedi.
Oyun büyük… Burnuma acayip kokular geliyor. Dönen dolapların hepsinin
farkındayım ancak şu an alttan aldığım dönem. O toplantıda hepsi hakkında bilgi
topladım. Kim ne diyor? Aslında ne demek istiyor!. Kendileri farkında bile değil, ben sizin hakkınızda bilgi topluyordum susarken... Hepsinin bu
inşaatla ilgili mağduriyetleri var. Hepsinin tek tek dinlenip hepsine özel
çözüm üretmek gerekiyor. Buna da el atmayı düşünüyorum. Bunu yazan süper çözümcü Haccecan…
Bu toplantıdan sonra Karşıda ki birkaç gün kırgın dolaştı. İçine döndü. Onun
zihninden neler geçiyor o kadar iyi biliyordum ki… Kendine yüklenen kadın
kimliğine uymadığımın o da farkında. Benim susup oturmayacağımı
biliyordu aslında. Toplumun ona yüklediği erkeklik sandığı kimliği baya
incindi.. Karısına laf geçiremedi de toplantıya geldi diye düşündü hepsi. Diğer erkeklerin kendisi ile ilgili düşündüklerini, kılıbık imajını kendine konduramadı. Asıl
incindiği şey tam olarak buydu. Empati yaptığımda onun yerinde olsam bende
bozulurdum. Ama kadın yanım o kadar incindi ki vaktinde. Artık sıra erkek kimliğinde. Ev boyanacak koşa koşa işten izin alıp gidiyorum, kapı takılacak ben gidiyorum, asma tavan yapılacak ben gidiyorum, adamlar işini bitirdikten sonra kontrol etmeye koşa koşa ben gidiyorum. İnşaatta elektrik yok, cep telefonunun ışığıyla karanlık merdivenlerden inşaat tepelerine çıkıyorum. 2 senedir inşaatan geri gelemedim. Bir iş olunca koşsun inşaata Haccecan, kahvehanede erkeklerin arasına giremezmişim!... Ulan inşaaata erkeklerin arasına gönderiyorsun da, kahvehane de mi erkeklerin arasında oturamıcam? bunu yüzüne söyleyince daha da bozuldu tabi... Kahvehanede ana avrat küfür
ederek bir nevi psikolojik tedavi için toplanıyorlardı, sonra paşa paşa bu işin
önüne geçen kişinin hesabına parayı atıyorlardı. Toplantıda bir kadının
katılması ile ağzı bozuk küfür edemediler. Her şey içlerinde kaldı. İyice
şiştiler… Yanımda ki de böyle bir ortama geldiğim için bozuldu ancak yapacak bir şeyim kalmadı benimde. Bir yıldır iyice şişirdi beni. Senin yüzünden, senin
yüzünden demeyecekti. Benim yüzümdense al işte....!. Erkeklerin istediği zaman kadını geri plana attığı, istediği zaman ön plana aldığı bu düzene isyan ediyorum. Ben istediğim her ortama girerim, o ortamı da kadına yakışan seviyeye çıkartırım.
Geçen hafta kahvanede yapılan toplantıya kaynımla katıldım.
Yanımda ki, işten gelmemişti henüz. Bizim
ortada olmayan mütahit asansör cihazının ucuz olanını taktırmış.
Kullanmadığımız asansör bozuldu!. 70.000 asansör cihaz parası toplanmasına karar
verdik. Yalnız bu faturasız fiyatıymış!!! Bu adamlarla anca bu kadar iş yapılır
işte. Faturasız asansör cihazı aldığı için mütahitin taktırdığı cihaz garanti
kapsamına girmediğinden 70.000 Tl daha para verecez. Onu da faturasız yani
garantisiz alacaklar. Bir haftadır faturalı cihaz alalım diye mücadele
ediyorum. Toplantıda bu asansör firmasıyla kim muhattap olacak, yönetim
kurmamız şart diye birkaç kez söyleyince, daire sahiplerinden biriside haklı
olduğumu söyleyince yönetim kurulması kararı verildi. Şimdiye kadar işin önünde
duran kişiyi yine yönetici yaptık, bende yönetici yardımcısı…
Kat Mülkiyet Kanunu, Yönetim Planı, Asansör Bakım
Sözleşmesi.. Bir haftadır kanun, yönetmelik okuyorum. Kahvehanede yöneticimizle
yapılması gerekenleri ona anlatıyorum. Ama adam kanunlara kuzey kutbu kadar
uzak. İlk önce onun buzlarını çözücem, sonra okuma yazma öğreteceğim de sonra kanun- yönetmelik.... Ooooo.
Çok işim var çokkkk…
İnşaat işinin önünde duran adamın biri
dükkanın da kumar oynatan kahvehane sahibi, diğeri bir emekli; tefecilik yaptığı
söyleniyor, diğeri de onun kaynı, oda tefecilikle uğraşıyormuş. İnşaatla ilgili
uğraşan insanlar tam güvenilir insanlar yani. Para konusunda uzmanlar! Bu
tefecilerle ilgili hayat sınavım tam bitmedi sanırım. Ne öğreneceğim bu işin
sonunda? Bu insanlardan tefecilik ve kumar üzerine bir şeyler öğrenmeyi
planlıyorum, onlarda bende kanun ve yönetmelik öğrenecek. Gül gibi geçinip
gidiyoruz şimdilik. Yarın ilk resmi toplantımızı yapacağımızı sanıyorum ancak
yapılanlar karar defterine geçilmezse hiçbir geçerliliği olmayacak. Yarın
defter yazıp, milletten imza toplamakla uğraşacağım muhtemelen… Allah'ım sen konuyu biliyorsun. Çok amin. Öptüm...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlarınızı Bekliyorum