Sevme ihtimaline kapıldığımda
Kendimi buldum, şairliğin ayazında
Sıkı sıkı sarılıp ısınayım diye bir yer ararken
Düşüyorum, dipsiz şiir uçurumlarına
Tut elimden kaldır beni...
Şiire düştüm
Boğuluyorum kelimelerin manalarında,
Manaların herkesçe farklı yorumlanışına
Herkesin yolunun farklı oluşuna
Ve herkesin yolunda farklı yol alışına
Kayıt şartsızlığa yüklediğim anlamlara
Boğuşuyorum düşüncelerin karmaşıklığında
Birde zihnimde yanıp sönen o bakışlarınla
Yol göster, çıkar beni
Şiire düştüm
Kur'an çarpmış gibi yerle bir olmuşluğuma
Çırpınmaların işe yaramayışına
Korku çıtasını aşmaya ramak kaldığında
Hayal ile gerçek sanılan arasında fark olmayışına
Varlığa ve yokluğa doğru akan tüm hayranlığa
Varlığında yokluğunda bir olma olasılığına
Olasılıklar arasında gidip gelirken yanılmışlığıma
Teslim oluyorum artık bütün pişmanlığımla
Azat et, kendimden beni...
Şiire düştüm
Keder ve hüzünle aldığın yolun dumanlı oluşuna
Işığı düşleyip, bir hayalin peşinden yol almışlığa
Öz'ün, nurun kaynağı olduğunun farkına vardığında
Teslim et kendini; teslim olmaya, akış'a ve aşk'a
Darmaduman et beynini ve yarat evrenini baştan aşağıya
Şairliğe imrendiğin yolda bunlar gelecek başına
Hala imrenecek halin kaldıysa, gözünü karartıp düş bu yola,
Hangi yolun yolcusu isen sabret, bir gün varacaksın yolun sonuna
Yolun sonunda kendi özüne tutun ve kalk artık dimdik ayağa...
Haccecan
01 Şubat 2024
Mona Roza, Sezai Karakoç (Okuyan Sacit Onan)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlarınızı Bekliyorum