Görev Beni Çağırıyor... Seni de...

17 Ocak 2023 Salı

Çadırdan Çırağan'a

 


Neziha Kesmez’in Çadırdan Çırağan’a adlı kitabını okudum. Kitabın bende yarattığı etkiyi yazıya dökmeye çalışacağım.

Yazar gerçek hikayesini kendi gözünden anlatmış kitabında. Annesinin babası tarafından 12 yaşında zorla kaçırılarak zoraki kurulan bir yuvada 6 erkek kardeşin peşinden dünyaya gözlerini açmış. Bu evlilik zalimlik ve cahillik temeline kurulduğu için meyveleri de zalim ve cahillik basamağından başlamak zorunda kalmış hayata. Çok zor koşullar altında, batıl bilgileri ile yüklendiğinin farkına bile olmadan bu bilgilerin ruhunda yaşattığı cehennemler içinde yanarak  yavaş yavaş olgunlaştığı, hakikate ulaştığı bir hayatı omuzlamak zorunda kalmış. Neziha, erkek egemen dünyada kız çocuğu olmanın zorluklarını da yüklenerek büyümek zorunda kalmış. Korku boyutunda ki insanların arasında korkutularak, sürekli aşağılanarak itaat etmeyi öğrenmiş. Aile içinde hayır demeyi de öğrenemediği, aile bireylerinin onayını almadan büyüdüğü için hayat yolunda istemediği durumlar içerisinde de insanlara hayır diyememiş. Kendini çıkılamaz sanılan durumların içinde bulmuş. Yazarımız zamanla içinde ki iki tarafın mücadelesini, dış dünyasında göstermeye başlamış. Güçlenmesi için zıttı gibi görünen insanları kendine çekip durmuş hayatı boyunca. Nezaketi, bilgiyi, etkili iletişimi hayatına katarak değerli insanları hayatına katmayı başarırken diken rolünü üstlenen insanlardan alacağı dersleri alarak onları hayatından çıkarmayı da başarmış. Aşkı yaşadığı erkek ise onu hayatının merkezine değil Neziha’nın kendini layık gördüğü ikinci kadın rolüne layık görmüş yıllarca. Artık iş o dereceye varmış ki ruhi bunalımlar, intihar girişimleri, sinir krizleri… Ruhu cehennem azaplarında yanıp duruyorken etrafına güçlü görünmekten de geri durmamış. Okuduğu kitaplarla, karşılaştığı bilge insanlar sayesinde aklını ve özünü kullanarak sonunda iç huzurunu yakalayabilmiş.

Bu hikaye bana o kadar tanıdık ve bildik geldi ki. Haccecan’ın hayat senaryosunun farklı bir çeşidi Neziha’nın hayatı.. Alkolik bir baba tarafından geceleri dövülen, sövülen, aşağılanan anlayamadığı sarhoş babayı o sızıp kalana kadar dinlemek zorunda kalan, uyandığında ise hiçbir şey olmamış gibi rol yapan, babasının alkolik olduğunu çevresi anlamasın diye çabalayan, güçlü görünmek zorunda hissettiğim bir çocukluk ve ergenlik yaşamak zorunda kaldım. Bu zorunluluklar iç dünyamda cehennemlerin yanmasına neden olurken, herkese ve her şeye karşı öfke duygusu ile dolup taşıyordum. Yıllar yıllar boyunca bir sürü yaşadığım olayların etkisiyle şu yaşımda bu hayat senaryom için şükür edecek bir hale geldim. Çok şükür.🙏 Anlayabildiğin hiçbir şey acı veremez. (Lev-hi Mahfuz’dan alıntı) Kendi iç dünyamı ve düşüncelerimi değiştirmeden dünyayı değiştirmemin mümkün olmadığını öğrendiğim muhteşem bir hayat yaşamaya devam ediyorum.

Okuduğum kitapların bir çoğunda duygu sömürüsü, kadın cinsiyetinin makus kaderine isyan eden satırlara bolca rastlardım. Ancak çözüm önerisi net olarak sunulmamaktaydı. Artık kitaplarda, internette, insanların diyaloglarında bilinç değişikliğini vurgulayan sözlere, cümlelere sık sık rastlıyorum. İnsanlarda çok hızlı bir değişim ve gelişim mevcut. Dört bir koldan gelecekte ki muhteşem günlere hazırlanıyoruz. Bilge insanları daha çok ortalarda görür oldum ve sayıları hızla artmakta. Yaşarken karşıma çıkan, yaşamını insanlığın öğrenmesi için paylaşıma sunan bu cesur kadını saygıyla selamlıyor, onunla tanışma fırsatı buldurduğu ve Lev-hi Mahfuz çatısı altında bizi buluşturduğu için Yaradan’a teşekkür ediyorum.

Geleceği, yeni dünyayı, bu zorlu hayatları yaşamış, her şeye rağmen güçlenerek çıkmış insanlar kuracak. Bu hayat senaryolarını hiç birimiz boşuna yaşamadık, yaşamıyoruz.  

Yazının sonunu, yazarın kitabını bitirdiği cümlelerle bitirmek istiyorum.

Sonsuzluktan süzülüp bedenin karanlığına büründüm. Egomun duvarlarını kıra kıra içimde ki ışığa kavuştum. Kendimi zehirleyenin de şifalandıranın da ben olduğumu anladım. Gördüğüm, duyduğum her şey bendeydi. Tüm bunları anlamak ve idrak etmek bir seçimdi. Kimse benden daha değerli ya da değersiz, daha üstün ya da aşağıda değildi.

Bu yaşam serüveninde bir tırtıl gibi yerlerde süründüm.

Övgü ve yergi rüzgarlarında savrulup yeniden BEN’liğimi keşfettim.

1 yorum:

  1. Sevgili Haccecan, güzel ve anlamlı yorumunuz ve desteğiniz için çok teşekkür ederim 🙏

    YanıtlaSil

Yorumlarınızı Bekliyorum