Görev Beni Çağırıyor... Seni de...

22 Aralık 2010 Çarşamba

Zor ve Kolay Aşklar'ın Ardından....


Burada yayınladığım "Zor ve Kolay Aşklar" adlı bloğumda yayınladığım yazı üzerine o akşam Karadeniz'le yaptığım diyaloğuda olduğu gibi yayınlıyorum. (Likya yolu yürüyüşünden önce)

Haccecan: Slm bay ıssız adam ve bay meşgul . Yine uyudunuz her hal PC başında. Eee ninni eee eee eeee eee ee ninni ee
....
(Yarım Saat Sonra)
Karadeniz: Ooo bayan kaçak nasılsınız?
Haccecan: Nerdesiniz yaa? Horultunuz gelmeye başlamıştı
Karadeniz: Yok canım kim demiş? Film seyrediyordum. Romantik bir film.
Haccecan: Hımm. Film demek. Tabi tabi, pc başında uyumak gibi bir huyunuz hiç yok!!!!!
Karadeniz: :) Uzun zamandır aşk filmi seyretmiyordum.
Haccecan: Hassas bir dönemdesiniz demek ki :)
Karadeniz: Yaaa hem de çok hassas.
Haccecan: Aşık mı oldunuz ?
Karadeniz: Hemde nasıl. Sıklım sırıl.
Haccecan: Sıklım sırıl haa. Ne güzel ne güzel. Kim bu talihli..
Karadeniz: Henüz haberi yok. Bulunca kendisine söylerim
Haccecan: Ne zaman olacak? Bunu da kaçırırsanız iki elim yakanızda olur.
Karadeniz: Nerede ben de o şans.
Haccecan: Yok mu yani? Siz gururlu bir insansınız
Karadeniz: İki elin benim yakamda mı olacak?
Haccecan: Evet...
Karadeniz: Tamam. Kabul olsun. Hazır yakamı tutmuşken bir araya getirirsin artık. Bu arada sen nasılsın?Buluşma falan yazmışsın. Ne iş anlat bakiiiim.
Haccecan: Berbatım... Dipsiz bir kuyuya düşüyorum sürekli. Bir iş yok..
Karadeniz: Evlenecem demişsin. Ne olursa bahtıma yazmışsın.
Haccecan: Kızkardeşimin ablası olaraktan, onun iş yerinde ki arkadaşlar birine uygun bulmuşlar. Ama kafamda başka biriside var.
Karadeniz: Kim diye sorsam acaba cevap alabilir miyim?
Haccecan: Hayır alamazsınız. Bu benim içimde yaşadığım bir şey. Dışımda yaşamaya başladığımda haberiniz olur.
Karadeniz: Çook kötüsün.
Haccecan: Hı hı ruhumda var napıyım?!
Karadeniz: Yaşasın kötülük diyorsun. Hemde bana karşı hımmm. Ben sana herşeyi anlatıyorum ama!
Haccecan: Siz mi? Ne anlatmışsınız? Benim size anlattıklarım çok daha fazla. Benimkilerin yarısı kadar bile etmez.
Karadeniz: En yakınlarım bile bilmiyor
Haccecan: Benim de öyle.. Yani duygularımı içimde yaşamayı pek beceremem. Herşeyi herkesle paylaşamam birisiyle başka konuları, başka dostumla başka konuları paylaşırım.
Karadeniz: Dabii dabiii bu iyi birşey mi benim için.
Haccecan: Ee herhalde.. Siz her şeyi biliyorsunuz. Her şeyiiiiiiii. Feryal benim dediğimde olay bitiyor.
Karadeniz: Ooo bak o konuyu unutmuştum. Senin biyografik hikayen ben onu baştan beri biliyordum hatta her yorumda bunu kapalı ifade ettimdi.
Haccecan: Biliyordum bildiğinizi. Biliyordum ama benim size söyleyebilmem apayrı bir olay. Kapalı imalardan anlamam ben..
Karadeniz: Fakat Feryal ve sen çok farklısınız bilmem farkında mısın?
Haccecan: Hayır değilim, ikisi de bence aynı. Ama kendimi anlatmayı başaramamış olabilirim. Fark yok bence..
Karadeniz: Hayır bence değil. İkinizin büyük farkları var.
Haccecan: Anlatmayı beceremediğimden kaynaklanıyordur. Ne gibi farklılıklar var?
Karadeniz: Feryal kendini sandığın bir karakter ama Haccecan daha farklı...
Haccecan: Nasıl?
Karadeniz: Feryal kırılgan...zayıf...ve güvensiz bir yapıya sahip ama Haccecan bunun tam tersi.
Haccecan: Yoo öyleyimdir aslında. Kafaya çok takarım, çok şikayet ederim ben..
Karadeniz: Hayır hayır değilsin bence.
Haccecan: Feryale bir kabuk taktım adı Haccecan oldu.
Karadeniz: :)
Haccecan: Valla öyleyim. Siz bu yönümü bilmiyonuz. Kızkardeşimi illallah ettirdim.
Karadeniz: Bence Haccecan’a bir kılıf bulmuşsun adı Feryal olmuş. Feryal Haccecan oldu. Kızkardeşini niye illallah dedirttin?
Haccecan: Sorunları çok dile getiririm. Kızkardeşim bana göre çok daha güçlü bir karakterdir. Yani dilini tutmayı başarır. Ben öyle değilimdir. Aklımda ne varsa dilimdedir.
Karadeniz: Bence güzel olan konuşmaktır. İçine atıp biriktirmek kurgulamak daha mı iyi?
Haccecan: Birde sabır katsayım düşüktür. Ama duruma göre verdiğim tepkiye ben bile şaşırıyorum. Yok yok tövbe, susmak benlik değil, verem olurum ben. Herkesin yüzüne söyleyebilmeliyim ben aman yaa ben kendimi çok analiz ettim, Feryali okudunuz, blogumda da okudunuz, bıkacaksınız yeter..
Karadeniz: Anlat anlat ben dinlerim nasılsa uykum açıldı :D
Haccecan: :) Filme ne oldu?
Karadeniz: Cd 2 de. Sonra bakarım
Haccecan: Anneniz uyudumu?
Karadeniz: Annem mi? Dışarda. Balkon sefasında. Buralarda havalar ısındı. Ev müstakil ya. Ankara manzaralı.
Haccecan: Ohh. Tek başına mı oturuyo?
Karadeniz: Genel de komşulara gider o birşeyler bulur bahçe ile uğraşıyor soğan falan dikmiş kara lahana ekmiş işte günleri geçiyor.
Haccecan: Hımm.. Ne yapsın başka? En iyisi o... Bahçemizle uğraştığım günler çok daha huzurluydum.. Bitkilerden insana bir zarar gelmiyor...
Karadeniz: hım Erik ve kaysı bu sene muhteşem meyve verdiler
Haccecan: Maşallah,
Karadeniz: Çok güzel bir şey yahu. Elini uzatıyorsun. Çağla alıp yiyorsun. Mükemmel. Para yok pul yok çağlamı aldın diyen yok
Haccecan: Oy oyy.. Bilmem mi? Yeter kıskandırmayın. Tepesine çıktığım ağaçlarımı özledim ben.
Karadeniz: Seviyorum ağaçları. Onlar bu gezegenin en güzel canlıları bence.
Haccecan: Bilmem bence hepsi bir. Ben konuşabildiklerimi ve anlaşabildiklerimi tercih ediyorum
Karadeniz: Anlaşmak için illa ki konuşmak gerekli mi?
Haccecan: Konuşmazsanız, göz teması kurmazsanız, dinlemezseniz, aynı yeri paylaşmazsanız nasıl anlaşırsınız peki?
Karadeniz: Daha öncede bu konuyu konuştuk, ben o yüzden böyle kestirme bir soru sordum...
Haccecan: Daha önce bir film anlatmıştınız. İki kadın iki saat boyunca konuşmadan oturmuşlardı.
Karadeniz: Ağustosta rapsodi.
Haccecan: İsmini bilmem filmin, hafızamda iki kadın iki saat oturdular diye kaldı.
Karadeniz: Evet. Hayvanlar bitkiler bunlar ile anlaşamam diyorsunuz. Sen ne diyorsun Haccecan. Bir köpek ile konuşur musun? Ama bir köpek ile muhteşem anlaşırsın. Ya da bir ağacın gövdesinde elini gezdirirken. Bir ulu çınarın gölgesinde serinlerken sırtına ona dayayıp hülyalara dalmak. Bunlar anlaşmak değil midir?
Haccecan: Ben insanları kast ediyordum. Canlılarla problemim yok, olamazda.
Karadeniz: Ha bu arada ben konuştuğum pek çok insanla maalesef anlaşamıyorum. Aynı dili konuşmamıza rağmen.
Haccecan: Bende öyleyim.İnsanlar ise en zor anlaşabildiğim canlı.
Karadeniz: Anlaşmak farklı bir konu. Çevirdin kaçıyorsun. Ama benden kaçmaazzz. Bırak insanları, Yaramaz şeyler. Dünya onlardan teşekkül değil.
Haccecan: Sizce hep kaçıyorum ama bence değil.
Karadeniz: Evet çünkü ben yakalıyorum
Haccecan: Bir konu hakkında bir şey söylediğim zaman siz başka türlü anlıyorsunuz, halbuki ben başka bir şeyi kast ediyorum. Sizin kast ettiğiniz konuda doğru olduğu için evet öyle deyip tasdik ediyorum..
Karadeniz: Sen bana anlayışın kıt mı demek istiyorsun haa haaaaa
Haccecan: Ha birde bu var.
Karadeniz: Öylemiiiii. Pekiiii
Haccecan: Demek istemediğim veya demediğim şeyleri ben demişim gibi düşünüp üstüne bir sürü laf söylüyorsunuz.
Karadeniz: Hatırlatırım. Ne demiştiniz? Ben biraz geç anlarım mıydı? Öyle bir şeydi galiba. Eee Bence anlama problemi olan kişi burada belli. Eee anlama problemi olan kişinin haliyle anlatma problemi de olacak demiii? Hımm. Anlamadan anlatmak mümkün olmuyor bildiğim kadar ile.. Efendim ... Duyamadım birşey mi dediniz?
Haccecan: Ukalasınız dedim..
Karadeniz: Fark ettim. Yazmadan ağzınızdan çıktı
Haccecan: Başka neler biliyorsunuz acaba... yarın neler olacak onuda söyleyin.. süper beyin..
Karadeniz: :) Yarın mı? Sabah olacak. Nasıl? Bildim mi ?
Haccecan: Hayır yarın sabah olmayacak. Bilemediniz..
Karadeniz: Ne olacak mış? Akşam mı? Öğlen mi?
Haccecan: Siz dediniz diye inatlığından yarın sabah olmayacak. Ne olacağınızı bilmediğiniz bir şey olacak.
Karadeniz: Haa uçsada kömüş
Haccecan: Öyle mi? Onu ben demedim..
Karadeniz: Dedin dedin. Ben okudum
Haccecan: Demedim demedim... Kömüşü ben demedim..
Karadeniz: Yarın sabah olmayacak inat ediyorum dedin. Bu bir hikaye. Kıssadan hisse. Sahi tanışma yemeği nasıl gitti? Biraz anlatsana.
Karadeniz: Norvecin eurovisionda birinci olan şarkısını dinlediniz mi?
Karadeniz: Çevir kazı yanmasın dedikler bu.
Haccecan: Yemek cumartesi günü olacak. Bayıldım o şarkıya.
Karadeniz: Haaa.. Daha var yani
Haccecan: Var güneş doğmamakta inat ederse var..
Karadeniz: O doğar ama senin niyetin ne? Gerçekten ciddi ciddi ne çıkarsa bahtıma durumumu?
Haccecan: Bilmiyorum, yaş gidiyor, bir şeyler yapmam gerek. Kendimi şartlandırmak için yazıyorum bloguma, blogum benim karakutum
Karadeniz: Yaa nasıl bir karakutu ki herkesler okuyor
Haccecan: Herkes ben olduğumu bilmiyor ki. Okursa okusun hem..
Karadeniz: Ben biliyorum. Kendini şartlandırmak mı belki sen herkesin bildiğini bilmiyorsun ne biliyorsun?
Haccecan: Bilirse de umurumda değil. Ki biliyor zaten, çevremin çoğu biliyor.
Karadeniz: İşte ben de öyle dedim. Aday yakışıklı mı?
Haccecan: Bilmiyorum..
Karadeniz: Neeee? Resim falan yok mu?
Haccecan: Düğüne gitmiştik ya, orada görmüş beni. Yok resmi olmasa da olur. Yemekte nasılsa göreceğim.
Karadeniz: Ayy . Ne alem?
Haccecan: Ne ne alem?
Karadeniz: Ben bu dünyayı seviyorum yahu ilginçlikle dolu. Birileri kalkıyor bir ton laf ediyo sonra bakıyorsun hepsi boş
Haccecan: Derken?
Karadeniz: Yaşasın insanların dilsel ve elsel çelişkileri
Haccecan: Anlama özürlüyüm biliyorsunuz. Ne demek istiyorsanız açık olun.
Karadeniz: Ne biliyim işte. Konuşurken farklı, yaşarken farklıyız diyorum. Ben hariç.
Haccecan: Neyi kast ediyorsunuz, deyin ki, şöyle yazdın, böyle yaptın.
Karadeniz: Diyemem. Siz bulun. Bu da sizin taktik nasıl?
Haccecan: Sizin canınız dayak istiyo dayak..
Karadeniz: Ya Haccecan keşke buralarda olsan. Seninle müthiş kanka olurduk. Birlikte spor yapar basket oynardık. Şehiri alt üst ederdik. Balık ekmek yerdik.
Haccecan: Oralarda değilim çok şanslısınız .. Ama gerçekler öyle değil.. Keşke değil.
Karadeniz: Aklımdan geçti. Gerçekten muhteşem olurdu. Seninle anlaşmak çok kolay. Hem ben iyi bir arkadaşımdır.
Haccecan: Sizinle de anlaşmak öyle. Ayrıca niye ben orda oluyormuşum, siz bur da olsaydınız keşke..
Karadeniz: Orası küçük şehir burası öyle değil. Burada kimse kimsenin umurunda olmaz.
Haccecan: Ya siz kendini övmekten ne kadar hoşlanıyorsunuz böyle. Küçük şehirde yaşamayı istiyordunuz ne oldu?
Karadeniz: Yaşamayı isterim elbet ama kimsenin beni tanımadığı bir küçük şehir ama benim için fark etmezdi. Herkesi davet ederdim. Zaten gelmezlerdi
Haccecan: Nereye davet ederdiniz? Niye gelmezlerdi?
Karadeniz: Kankalar gelir ama herkes gelmez. Ben bir faaliyet oldu mu çağırıyorum diyorum x gel, y gel biz hafta sonu spor yapacacağız, piknik yapacağız asıl gelecek olanlar geliyor birlikte gırgır şamata hayat geçiyor. Sen volebol da biliyorsun demiiii?
Haccecan: Hıı
Karadeniz: Yaaa. Bak Tüh
Haccecan: Lisedeyken okul takımındaydım..
Karadeniz: Lisedeyken ben bir çok takımdaydım hentbol, futbol, basketbol bir tek voleybol oynamadım.
Haccecan: Bizim okul sosyal yönden çok kötüydü, lisedeki okulumu sevmem. Bir tek voleybol vardı, Bir maç sırasında beden eğitimi öğretmenlerinden biri beni görmüş bizim okul müdürüne demiş ki, "bu kızı eğitin, kaçırmayın" diye. Bizim müdür ne demiş? Demiş ki: "Onun son senesi , onun işi bitti!!!!"
Karadeniz: Yaaa müdür mü bu?
Haccecan: Müdür demeye şahit gerek..
Karadeniz: Sen bunu ne vakit duydun da sustun.
Haccecan: Ne susması?
Karadeniz: Eee. Susmadın ne ettin bakim?
Haccecan: Onu ben duymadım. Ben maçtaydım duyan arkadaşım bana söylüyor Ondan sonra ben beden eğitimi için hazırlandım zaten..
Karadeniz: Yani müdüre bir şey demedin hee heeee ilginç. hiiiiç beklemezdim
Haccecan: Adamın anladığı tek dil, hakaret, dayak. kabalık..Ne diyecem ona.
Karadeniz: Offf. Bırak insanımsı bir şey di yani
Haccecan: Okulun son günü bütün öğrencileri kovdu okuldan..
Karadeniz: Niye okulda parti mi verecekmiş. ne salak idareciler var şu memlekette
Haccecan: Hemde ne salak... Seçip koyuyorlar başımıza
Karadeniz: Neyse artık onlar ile yüz göz olmuyorum. Ben şanslı bir insanım kendi şansını yaracak kadar güçlü biriyim
Haccecan: Yahu böyle kendinizi övüp durmayın. Bırakında iltifat edilecekse ben edeyim.
Karadeniz: Ya seviyorum kendimi
Haccecan: Hiç belli olmuyo!!
Karadeniz: Sana kalırsak. Ohoooo. Sen kasabın deriyi sevdiği gibi seversin
Haccecan: Olur mu, ben hak yemem o konuda. Ama sizden fırsat kalmıyor ki. Dakka da bir Karadeniz kendini övüyor
Karadeniz: Konu bensem no..nooo
Haccecan: Elektrik gitti burda.
Karadeniz: Ciddi mi?
Haccecan: ciddi
Karadeniz: O zaman şarj az yeter
Haccecan: Güç kaynağı var
Karadeniz: Son diyeceklerini de bari. 30 dk, 15 dk ne kadarlık?
Haccecan: Bilmiyom dakikasını norveçin şarkısını videodan izliyom.. Bayıldım şarkıya şarkıcı da çok iyi.
Karadeniz: Şu an yazarken.
Haccecan: Norveçli şarkıcı. Keman çalan. Sağda msn penceresi solda video penceresi. He o. Besteci. Sempatik. Yüzü çok tatlı yaaa.
Karadeniz: Bence de
Haccecan: Mimikleri felan.. Süper yaa,
Karadeniz: Ama ben tatlı sevmem ne dense.
Haccecan: Ekşicisin. Elektrik geldi.
Karadeniz: Allah muhabbetinizi artırsın. Ben aradan çıkayım bariii. Neyse.
Haccecan: Elektrik gitti. Elektrik geldi. Gitti. Ne oluyo bu elektriğe?
Karadeniz: Buzdolabının fişini çek.
Haccecan: Suikast mı düzenliyorsunuz izlemeyeyim diye ne? Tamam çektim. Elektrikler geldi.
Karadeniz: Tv yi de çek. Bekle arıza var galiba.
Haccecan: Onları kökten kapatırım her zaman
Karadeniz: İyi. Yüksek voltaj gelir falan istenmedik hasarlar açar. Zaten borçlusun.
Haccecan: Aman aman, birde tamirleriyle uğraşamam bu aralar.
Karadeniz: Demek oyun oynadın kısa mesaj falan sonra suçu kardeşine atıp işin içinden sıyrılacaksın. Çoook uyanıksın çooook
Haccecan: :) Beni iyi tanımışsınız
Karadeniz: Kesinlikle çözdün seni ben. Çözdüm olacak. m ile n karıştı
Haccecan: Olur olur. Harfler karışsın başka şeyler karışmasında
Karadeniz: Ne gibi efendim. Pek anlayamadım. Cık cıık tamamen komple kati suretli.
Haccecan: Öylesine söylenmiş bir söz. Karışıklık harflerde olsun, sorun olmasın babında ama çözdüm derken beni  tamamen çözmüş olamazsınız.
Karadeniz: Haaa
Haccecan: Siz ne düşündünüz? Cin fikirli Karadeniz ne düşündü Allah bilir
Karadeniz: Ben Cin fikir kesinlikle olamaz içim dışın sağım solum tepem altım hep aynı.
Haccecan: Ben biraz cin fikirliyimdir diyen yine sizsiniz. İkizliğinde bu kadarı yani!!!
Karadeniz: O zekilik konusunda cinlik. Cin fikirlilik farklı.
Haccecan: Allahım yarabbim. Tamam ben birşey anlamıyorum bilmiyorum...
Karadeniz: Ne oldu? Görmedim duymadım bilmiyorum
Haccecan: Ya sizin söyleminizle size bir şey diyorum, yok diyorsunuz. Bunu çok yapıyonuz
Karadeniz: Şimdi karşınızda ki kişi cin fikirli ise size de biraz bulaşabilir bu doğal bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyim demiş rumi hazretleri.
Haccecan: Konu bu değildi. Konu başka bir konuşmamızda ben biraz cin fikirliyim demeniz şimdi ise benim alakam yoktur cin fikirlilikle demeniz Bu seferde ben yanlış anlamış olacağım için sizin açınızdan.
Karadeniz: Evet alakam olamaz. Hatırlamıyorum ama orada olay kesin farklıdır. Bu olabilir
Haccecan: Tabi!!! Siz muhteşem olunca yanlışlar bana kalıyo
Karadeniz: Yok canım. Dedik ya bana arkadaşını söyle diye Ne münasebet. Ne oldu Norveçliye mi takıldınız?
Haccecan: Yok Norveçlim kenarda çalıyo. Takılmadım...Bu cin fikirli arkadaş kim oluyor?
Karadeniz: İsmi lazım değil. güzel yerel bir şarkının ezgisi galiba
Haccecan: Norveçlim burada çalıyo.
Karadeniz: Ben dinledim. Sonuna kadar. Azeri ler güzeldi. Norveç fark yarattığı için kazandı.
Haccecan: Azerilerin kızı çok güzeldi, maşallah.
Karadeniz: Yesss. Azerbaycan'a falan mı gitsem?
Haccecan: Bende Norveç’emi gitsem..
Karadeniz: Niçin ki?
Haccecan: Baksanıza hepsi böyle yakışıklıysa
Karadeniz: Yaaa gerçekten mi?!
Haccecan: Yok yok saza karar kılmıştım ama keman çalacağım ben. Gıy gıy çalarım, iki sene sonrada ben eurovisiona katılırım. Ülkemi temsil ederim..
Karadeniz: Norveçli olarak
Haccecan: Hayır tabiki, Ben Norveçli mi yim?
Karadeniz: Oraya taşındın ya biraz önce?
Haccecan: Vazgeçtim.. O gelsin buraya..
Karadeniz: Bu arada norveçli vokaller hiç fena değillermiş. Daha önce niye dikkat etmedim. Daha önce dikkat etmemiştim.
Haccecan: Ben şu an dansçılara dikkat ediyorum.şarkı sözlerini anlayabiliyor mu sunuz? Ne diyo? Norveçlimin bana bir mesajımı var yoksa?
Karadeniz: Bir bakayım.
Haccecan: Var var. Ohh. Kemanın yayı kopmuş..Çok büyük stres aslında yaaa. Şu yarışmalar felan.
Karadeniz: Evet. Şarkı sözlerini dinleyerek pek çıkartamadım. Yazılı hali lazım. Bir yerde anlamak dedi.
Haccecan: Haccecan beni anla. Seni seviyom dedi. Ben duydum
Karadeniz: Years ago, when I was younger I kinda liked a girl I knew She was mine and we were sweethearts That was then but then it’s true "yıllar önceydi ben daha gençtim bir kızdan hoşlanmıştım. O benimdi ve ikimizin yüreği çok masumdu diyebiliriz" sanırım. Sonra her şey gerçek oldu
Haccecan: Yok yaa öyle demiyo, Haccecan beni anla, seni seviyorum, yıllar önce bir ahmaklık ettim diyo
Karadeniz: I’m in love with a fairytale, even though it hurts ‘Cause I don’t care if I loose my mind I’m already cursed. "Ben bir masalımsı aşkı yaşamama rağmen yüreğim acıyor. Burası biraz zor
Haccecan: Yazık yanmasın.
Karadeniz: "Ben lanetlenmiş kaderim sebebiyle ben aklımı yitirebilir ve onu göremem" gibi bir şey
Every day we start a fighting Every night we fell in love No one else could make me sadder But no one else could lift me high above "biz her sabah kavga ile başlıyoruz. ve her akşam aşkı yaşıyoruz. Hiç kimse beni mutsuz edemez."
Haccecan: Ya böyle tercüme edildiği zaman çok anlamsız geliyor. Armudun çöpü, kel aynağın kafası gibi.
Karadeniz: Hiç kimse beni havalar uçurtamaz ondan başka
Haccecan: Saklamazsan samanı yersin samanı. Ne yani norveçlim bana birşey demiyor mu?
Karadeniz: Yok demiyor. Haccecan diyor git işine
Haccecan: Tühhh,sana. Deyin ona bunu. İzlemiyom artık onu
Karadeniz: Hah şöyle özüne dön. Demi ama? Cumartesiyi düşün. Bred pitt gibi biri falan mış.
Haccecan: Aman ya aman.. aman
Karadeniz: İşin aksiliğine bak ki ertesi gün Pazar. Tüh
Haccecan: Ne olmuş pazar sa?
Karadeniz: Ne mi olmuş? Çocuk bred pitt diyorum sen yarın pazar olsa ne olur diyorsun? İnanamıyorum.
Haccecan: Evet ne olacak diyorum?
Karadeniz: Nikah dairesi kapalı olacak. Ne olacak?
Haccecan: Pred pitlikle ne alakası var? Niye dalga geçiyorsunuz?
Karadeniz: Yakışıklı ya tüm kızlar hayran ya! O bakımdan. Ne yapıyım arkadaşım yaa.
Haccecan: Tüm kızların hayran olduğunu napayım?
Karadeniz: Niye süksen olur. Takarsın koluna. off sahil boyu.. havanı atarsın kız daha ne istiyorsun
Haccecan: beni tanıdığınıza emin mi siniz siz? İçinizde kalmasın böyle bir şey siz bir güzel bulun gezin. Ankara”nın sokaklarında..
Karadeniz: Ben mi? Bulsam neredeeee
Haccecan: Hava atmak size daha çok yakışır.
Karadeniz: Demiiii? Yakışır yakışır bana her şey yakışır. Benim kıza ihtiyacım mı var? Kendim çıkar dolaşırım. Demi amaaa. haaa
Haccecan: :-# (Kızgın yüz ifadesi)
Karadeniz: Ya Haccecan niye kızıyorsun? (Komik Surat göz kırpması)
Haccecan: Uyyy saat nerelere gelmiş?
Karadeniz: Hıı. Sen şimdi sütünü iç yat diyeceksin.
Haccecan: Yok demeyecem.. Ne haddime. Bret pitt lakabı olsun bu yeni adayın..
Karadeniz: Bree bit olsun veya Bitli Biret olsun.
Haccecan: Daha iyi. Siz buldunuz bu lakabı..
Karadeniz: Bu şartlanmayla artık masada gülme krizi gelir. Adın doluydu deli olur rahat edersin.
Haccecan: Başkaları bir araya getirdi diye önyargılı gidecem zaten. Birde "bitli biret" olursa tamam. Hiç gitmeyeyim en iyisi.
Karadeniz: offf. İlginç hiç hazzetmem.
Haccecan: Neyi hazzetmezsiniz?
Karadeniz: Ne olmasını bekliyorlar ki? İlk görüşte aşk mı? Adam zaten ilk görüşte aşık olunacak biri olsa orada işi ne? Hem madem senden hoşlanmış neden gelip tanışmıyor? Korkak mı? Sevmedim bunu. Yere bakan cinsten galiba. Açık yürekli olmak lazım arkadaşım.
Haccecan: Yaaa. Ben gitmiyom. Bu zamanda böyle birini nerden bulacam ben? (Sevebileceğim gibi birini nereden bulacağım ben? Diye sormaya çalışıyorum Karadeniz Bitli Biret gibi birini nereden bulacağım diye anladı)
Karadeniz: Nasıl biriymiş? Tarif et bakiyim. Belki yardımım dokunur dermişim.
Haccecan: Yok istemem. Kendi işimi kendim hallederim. Tanımıyorum onu. Bilmiyorum, görmedim. İyi birisiymiş tek bildiğimde bu. (Karadeniz'in evlilik görüşmesinde bana yardım! etmeye çalışmasına tahammül edemedim. Sevdiğim adam benim evlilik görüşmemde bana yardım edecek ha!!! Burda çok kızdım.)
Karadeniz: "Sahi gelse dese ki hanımefendi sizden çok hoşlandım, tanışabilir miyiz" dese ne derdin hee?
Haccecan: Desin ondan sonra düşünürüm.. Böyle sipariş soruyla verebileceğim bir cevabım yok..
Karadeniz: Niyetim yok desene. Mızıkçı, ne olacak?
Haccecan: Keşkelerle, olmuyo o kesin. Aynaya bakın.
Karadeniz: Bakıyorum son derece beyefendi birisini görüyorum. Asil bir ruh taşıdığı her halinden belli.
Haccecan: Bakmaya devam edin öyle. Hayırlı geceler...
Karadeniz: Nereye? Kaçıyor musun?
Haccecan: Ben izninizi istiyorum. Hı hı her zaman kaçıyormuşum zaten.
Karadeniz: Ne oldu mızıdın yetmedi, şimdide sahadan mı kaçıyorsun. Tamam
Haccecan: Burdan anca bu kadar..
Karadeniz: Kendine iyi bak
Haccecan: Sizde

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınızı Bekliyorum