Haccecan: Selam arkadaşım...
Karadeniz: Selam canım. Nasılsın?
.....
Karadeniz: Heyy oralarda mısın?
Haccecan: Burdayım. Yazdığım gelmiyor mu?
Karadeniz: Şimdi geldi. Selam yazdın gerisi yok!
Haccecan: "İyiyim. Çamaşır katlıyom. Sen nasılsın Karadeniz?" yazdım en son. Senin yerlere göklere sığdıramadığın gmail" in sohbeti bu kadar işte!
Karadeniz: İdare be canım. Hayatta herşey mükemmel değil. :(
Haccecan: Bugün sağ tarafından kalkmışsın, pek bir pozitifsin Allah bozmasın. Tüh tüh.
Karadeniz: Bozulursa tamir ederiz. Gerekli alet edevat var.
Haccecan: Bizde idare ettik bu zamana kadar. Dün en son ne yazdın? Dün tam bir baskına uğradım. Hemde işletildim.
Karadeniz: Damat geliyor dedin. Çıktın gittin. Ben de Allah mesut etsin dedim.
Haccecan: Yok onun öncesinde "haksızmıyım?" diye bir soru vardı ancak okuyamadım ondan öncesini.
Karadeniz: Hatırlamıyorum. O an ne düşündüysem onu yazmışımdır.
Haccecan: Hıım. Demek ki şu an farklı bir şey düşünüyor olsan aynı şeyi söylemeyebilirsin.
Karadeniz: Elbette her gün ayrı bir gün. Her sabah uyanan ne sen aynı sen ne de ben aynı ben. Biz hergün yeniden tanış olur, yeniden başlarız.
Haccecan: Katılamayacağım bu söylediğine...
Karadeniz: Gel katıl orada ayrı durma. Ayrılık dargınlık doğurur.
Haccecan: Karadeniz bu senmisin? Valla şüphelendim şimdi.
Karadeniz: Ne için şüphelendin? Eski çekmeceleri karıştırıyordum. Orada bir köşeye sıkışmış buldum eski beni. Çıkarttım silkeledim tozlarını...
Haccecan: İki farklı sen var. Ben genelde diğer Karadeniz'le muhattap olduğum için bu Karadeniz'le karşılaşınca şaşırıyorum.
Karadeniz: Bunun nesi var ki diğerinden?
Haccecan: Bununla iletişim kolay, diğeriyle zor.
Karadeniz: Güzel iletişelim öyleyse. Ee bugün nasılsın? Dünden iyi misin? Nasıl durumda bir gelişme var mı?
Aşk var mı sizin gezegende Aşk?!
Haccecan: Durum dediğin sanırım şu yeni görüşmeye başladığım kişiyi soruyorsun.
Karadeniz: Evet.
Haccecan: Cumartesi günü kızkardeşim ve kardeşçalanla birlikte görüştük. Ortam çok güzeldi. Ortam güzel olunca bende habire güldüm, etrafa gülücük dağıttım.
Karadeniz: Ne güzel gülen yüzün eskimesin.
Haccecan: Amin hepimizin. Benim iyi halimi gören (lakabı DURUM olsun) Durum'un hakkımda ki düşünceleri çok çok olumluymuş. Facebookda da eklemiş, kabul ettim. Tanımak isteyen, ciddi düşünenlere kapım açık. Bundan önce o fırsatı kimseye vermezdim.
Karadeniz: Bay Durum'u bırak sen ne hissediyorsun? İçinde bir nehir ona doğru akmak istiyor mu? Yoksa gerekirse suyu kova kova yukarı taşırım mı diyorsun...
Haccecan: Benim temkinli bir yapım vardır. Erken konuşmak istemiyorum. Negatif bir yönünü göremedim.
Karadeniz: Canım, güzelim. Kendimizi kandırmayalım ama... Bir insan ile beraberlik konusunda karar vermek için 5 sn yeterde artar bile. Sezgilerin bunu söyler zaten.
Haccecan: Sezgilerim negatif bir şey söylemedi. Coşkun ırmak gibide değil.
Karadeniz: Aynı sözü farkı bir şekilde söyleyince farklı birşey söylemiş olmuyoruz ama... Anlaşıldı. Sen bu işe sıcak bakmıyorsun. Ama soğukta değilsin. Bir yanın tedirgin bir yanın dur bakalım diyor.
Haccecan: Ilık diyelim... Aklımı kurcalayan asıl olay sana önceden bahsettiğim platonik olarak içimde yaşadığım o aşk. Dışımda yaşarsam haberin olur diyordum.. hala dışımda yaşmaya başlamadıysam bu aşktan hayır yok deyip vazgeçmeliyim diyorum kendime...
Karadeniz: Aklınımı yoksa yüreğini mi? :( Derken? Nasıl yani? Platonik aşk ??? Aşk gönül işidir..Akıl işi değil. İçinde başka birisi birini seçer. Onunla birlikte olmak için can atar. Sanki senden bağımsız bir birey gibi kararlar alır senin yerine... Araya başka birileri girdi sanırım. :)
Haccecan: Yok. Ne diyeceğimi bilemedim. Herşeyi mükemmel tanımlıyorsun ancak bir sonucu yok.
Karadeniz: Sonuçları yaşıyorum desem daha iyi olur. Bu kadar tanım nereden gelir? Niye gelir?
Haccecan: Tanımladıklarını yaşıyorum zaten. Ben ne yapacağımı bilmek ve uygulamak istiyorum, yerimde saymaktan yoruldum.
Karadeniz: Yerinde sayma. Doğru bildiğini yap. Kimde karar kılarsan kıl bir bayan olarak gerçi aşk' ı; doğum yaptığında yaşayacaksındır. Bu kaçınılmaz...
Haccecan: Sağol yeni tanımın için!!!
Karadeniz:Yani eşinin kim olduğu, ona karşı hislerin doğumdan sonra geçireceğin fiziksel ve psikolojik değişim sonucu en iyi ihtimalle 2. sıraya iner. Bu da kararın ne olursa olsun doğru demektir. Kimse senin yerine karar veremez. Eğer istediğin şey o ise.
Haccecan: Sen beni Durum"la evlendirdin, doğurttun, Durum'u ikinci sıraya indirdin.
Karadeniz: Ben olacakları söyledim. Üstelik kim olursa olsun dedim. Bay X de olabilir, Durum'da olabilir. Bu hiç fark etmez Haccecancık. Benim tanıdığım tüm bayanların yaşadığı şey bu.
Haccecan: Demek ki olması gereken o.
Karadeniz: Resimlerde çocuklara bakışını gördüm. Ben hiç bir erkeğe o küçük kız çocuklarına bakar gibi baktığını görmedim. Senin gerçek aşkın daha doğmadı... Doğacak... Ve onu sen dünyaya getireceksin..:)))
Haccecan: Benim kız çocuğuna baktığım gibi sen kime bakıyorsun?
Karadeniz: Bu zor bir soru. Bir isim vermeyi çok isterdim. Uzun zaman oldu öylesine birini canıma sokmak istercesine bakmayalı. Ama birilerine canımı vermeyi istedim. Ama elimde kaldı.
Haccecan: Canını okuduktan sonra kendi canını okumak senin yaptığın. Karadeniz benimle böyle içten konuştuğun zamanlar ilk konuştuğumuz zamanlardı. Bugün bir şeyi farkettim.
Karadeniz: Nedir ?
Haccecan: Senin bana sert davranmamın sebebi yine benim. Sana bağlanmalarını istemediğinin kadınlarla arana mesafe koyuyorsun ki onlara acı çektirmemek için. Benim ilgiye sevgiye aç halimi zaten biliyordun. Acı çekmemem ve bağlanmamam için bana öyle sert davranıyordun tıpkı nikah kıydığın kıza davrandığın gibi. Bana böyle dostane davranacağını bilseydim en başından evleniyorum derdim. Bana sert davranmana gerek yok Karadeniz. Acıdan hiç bir zaman kaçmadım, sebebi kim olursa olsun.
Karadeniz: Ah canım ben sana sert davranmadım sadece asıl kendimi sana karşı sakındım.
Haccecan: Neyse benim demek istediğim de o idi...
Karadeniz: Ben şimdilik çıkmak zorundayım. Özür dileyerek ayrılıyorum.
Haccecan: İyi akşamlar herkese selam. Sorun değil iyi akşamlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlarınızı Bekliyorum