Kadın Vazgeçerse adlı paylaştığım yazı üzerine Karadeniz ve Kankamla yaptığımız yorumlar...
Kadın Vazgeçerse....
Peki bir kadın sevdiği kişiden ne zaman ve nasıl vazgeçer sizce? Bir kadının her şeyi ve tüm duygula...rını ardında bırakıp gitmesi hiç kolay değildir aslında! Kadınlar ilişkilerine ve sevdiklerine çok daha fazla bağlıdır. Sonuna kadar savaşır bir kadın aşkı ve erkeği için, her türlü fedakârlığı yapar. Çoğu zaman karşılık göremese de sevmeye devam eder. İçi acısa da, yüreği sızlasa da sevmekten vazgeçmez. Karşısındakine sevme güvenini o kadar hissettirmiştir ki, erkek kendinden emindir. Ne yaparsa yapsın kadının kendisini her daim seveceğini düşünür. Ama işte bu noktada yanılır. Bilmediği bir şey vardır kadınlar hakkında. O da bir kadının kendisine yapılan her şeyi biriktirdiği ve unutmadığıdır. Bir anda olmaz bu karar veriş, günün birinde tüm duygularını da yanına alıp çeker gider kadın usulca erkeğin hayatından! Nereye mi? Kendisine sevgiyle açılmış gerçek bir aşka tabii ki…
Kadınların istediği sadece biraz ilgi ve şefkattir aslında! Siz hayata ne verirseniz o da size aynısını geri verir örneğinde olduğu gibi, karşınızdaki insana ne verirseniz ondan da o kadarını alırsınız. Her şeyin tükendiği gibi, sevgiler de bir gün tükenir. Hiçbir şey vermeden sevilmeyi beklemek olmaz, olamaz! Ve bir gün gelir, sizi karşılıksız seven insan da yorulur artık. Beklemekten ve böylesi bir sevgiden usanmıştır. Şarkıda da dediği gibi denemiştir defalarca kadın erkekten arta kalanlarla! Kendisini yalnız ve onsuz bıraktığı anlarda bile ona dönmüştür hep! Ama sevmek ilgilenmektir, bağlılıktır, güvendir, özveridir. Sevgi paylaşılınca güzeldir. İşte bu duygular yok olmuştur kadında zamanla. Mantığı kalbinin önüne geçmiştir..
Bir kadın ne zaman gerçekten vazgeçer bilir misiniz dostlarım? Sevgisine karşılık alamadığını hissettiği zaman! Erkek kadının hala kendisini sevdiğini zannederken kadın çoktan sevgisini kalbine gömerek uzaklaşmıştır. Belki bu karar çok kolay olmamıştır, ikilemde kalmıştır uzun bir süre, amaçsızca sokaklarda dolaşmış ve düşünmüştür saatlerce! Aklı sarsıntılarla yorgun düşmüş, bilinci kamaşmış ve bir kaosun ortasında bulmuştur kendisini. Ama en sonunda vazgeçme kararını vermiştir zor olsa da, bunu yaparken de dönüşe dair tüm kelimeleri lügatinden çıkarmıştır. Vazgeçmiştir belki kalbini arkada bırakarak, ama aklını yanına almıştır. O yüzden bu kadar kolay gidebilmiştir. Her seferinde bıraktığı açık kapılar artık kapalıdır sonuna kadar..
Ve bir sabah kalktığında gülümseyerek aynaya şöyle der kadın: "Günaydın, gittim ben.. Vazgeçme kararını verdiğinde fonda Sezen’den şu cümleler dökülmektedir: "Ben senin hayatından gittim oğlum, hadi yerime koy birini koyabilirsen"…
SEVMEKTEN NE ZAMAN VAZGEÇTİM?
Kötü günümde yanımda olmadığın zaman vazgeçtim. Canın sıkıldığında benimle paylaşmadığını, kırılacak veya tedirgin olacak olsam bile düşüncelerini açıkça söylemediğini anladığım zaman vazgeçtim. Bana yalan söylediğini anladığım zaman vazgeçtim. Gözlerime baktığında kalbinle bakmadığını ve bana hala söylemediğin şeyler olduğunu hissettiğimde vazgeçtim. Her sabah benimle uyanmak istemediğini, geleceğimizin hiçbir yere gitmediğini anladığım zaman vazgeçtim. Düşüncelerime ve değerlerime değer vermediğin için vazgeçtim. Ağrılarımı dindirecek sıcak sevgiyi bana vermediğinde vazgeçtim. Sadece kendi mutluluğunu ve geleceğini düşünerek beni hiçe saydığın için vazgeçtim. Tablolarımda artik kendimi mutlu çizemediğim ve tek neden sen olduğun için vazgeçtim. BENCİL OLDUĞUN İÇİN VAZGEÇTİM!! Bunlardan sadece bir tanesi senden vazgeçmem için yeterli değildi, çünkü sevgim yüceydi. Ama hepsini düşündüğümde senin benden çoktan vazgeçtiğini anladım. Bu yüzden ben de senden vazgeçtim. Bir erkek vazgeçmek istiyorsa tek bir neden yeterlidir ama biz kadınlar sevgimiz için mücadele ederiz, çünkü biz kadınlar elimizdekiyle yetinmesini ve mutlu olmasını biliriz. Eğer sizin için mücadele edecek, sizi bir kadının hak ettiği değerle süsleyecek, sizi hayatına dâhil edebilecek ve gözlerinizin içine bakıp SENİ SEVİYORUM diyebilecek bir erkeğiniz varsa dünyanın en şanslı kadınısınızdır demektir.
------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Kankam:
Yazılanların hiç birine katılmıyorum. Yaşayan bilir kadını erkeği yok bu işin. Ayrıca bana sorarsan orda yazılanların tam tersi derim. Yani kişilere ve şartlara göre değişir herşey. (Kankam evlendikten 6 ay sonra anlaşmazlık nedeniyle eşinden boşandı.)
------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Haccecan:
Katılıyorum kankam.. Başlığıma dikkatini çekerim.. Kadın erkek olarak değil insan olarak bir genelleme yaptım...
Kaybeden sensen kendi açından bakıyorsan olaylara... Şu da bir gerçek ki ilişkiler söz konusu ise kimse hatasını kabul etmez. Herkes haklıdır!!!
Ben şunu düşünüyorum. Her radyonun yayın yaptığı radyo kanalının olması gibi; Her insanında bir iletişim kanalı var. Aynı kanaldan yayın yapmıyorsan karşı cinsle (insanlarla) anlaşabilmen mümkün değil. Aşık isen karşı cinsle farklı olsun olmasın aynı yayın kanalından iletişim kurduğun (seni anlayabilen istisnai şahsiyet! hayatının şansı olan insanla karşılaştığın) düşüncesine kapılmana neden oluyor...
Karışık ve zor işler vesselam... İnsan isen düşünceden ibaretsin... Düşündükçe başka düşüncelere dalıyorsun... O yüzden ilk önce saygı sonra sevgi geliyor...Saygıyı kaybettiğinde ilişkinin sonu da gelmiş geliyor...
------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Karadeniz:
Yanılgılarla ve ithamlarla dolu son derece melankolik bir yazı olmuş..Yazarı biraz daha içinde ki fırtınadan çıkıp evrensel bir sevgi ile bakabilseydi kadın olsun erkek olsun sevgide karşı tarafa çok şey yüklemenin aslında kendisinde ki eksikliklerden kaynaklandığını bilir idi...
Şairin dediği gibi Eksiklik kendi özümde. Sevgilerimle
------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Haccecan:
Sevgili Karadeniz,
Yorumun biraz önyargılı oldu gibi geldi bana...Yanılgı ve ithamlarla dolu bir yazı olup olmadığını bilemeyiz çünkü ne yazarı ne de karşısında ki insanı birebir tanıyoruz... Belkide yazarın ilişkisini bitirdiği kişi gerçekten keser gibi sürekli kendi tarafına yontan bir karakterdir... Bu karakterle yaşanamayacağını daha önce yaptığın bir yorumunda belirtmiştin...
Yorumun biraz önyargılı oldu gibi geldi bana...Yanılgı ve ithamlarla dolu bir yazı olup olmadığını bilemeyiz çünkü ne yazarı ne de karşısında ki insanı birebir tanıyoruz... Belkide yazarın ilişkisini bitirdiği kişi gerçekten keser gibi sürekli kendi tarafına yontan bir karakterdir... Bu karakterle yaşanamayacağını daha önce yaptığın bir yorumunda belirtmiştin...
Yazarın içinde bir iç çekişme yaşadığı belli çünkü kafasında bitirdiğini iddia ettiği (ki bence bitirememiş) ilişkisini yazarak ve bunu paylaşarak belli ediyor.. Sevdiğinden vazgeçme nedenlerini okuyan insanlara da sıralayarak " haksızmıyım acaba?" diyen iç sesini susturmaya çalışıyor.
Yazar sevgisizliğinden, ilgisizliğinden, bencilliğinden şikayet ettiği sevdiğinden vazgeçtiğini söylüyor ki gerçekten öyle ise bu konuda son derece haklı... Bir çiçek bile bu üçünü görmediğinde soluyorsa bir kadın insanda solmamak için sevdiğinden vazgeçecektir...
Evrensel sevgi ile bakmayı bilmeyen bu yazının yazarına bahsettiğin evrensel sevgi ile yaklaşmak gerektiğini düşünüyorum....Çünkü zaten yakındığı sevgisizlik.Sevgiyi bilmeyen ve çevresinden görmeyen bir insanın da çevresine sevgi dağıtması mümkün görünmüyor...
Yazarın eksikliklerini söylediğin ve eleştirdiğin yorumda çözüm önerilerini ve yazının doğru olan kısımlarınıda belirtseydin daha iyi olurdu sanki...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlarınızı Bekliyorum