Görev Beni Çağırıyor... Seni de...

26 Ocak 2011 Çarşamba

Evlilik Kararı


Haccecan: Selam arkadaşım...
Karadeniz: Selam canım nasılsın? Bu saatte hayırdır? Sen evde olmalısın?!
Haccecan: İyiyim galiba. Evet. İşten erken çıktım. Bir arkadaşın annesi vefat etti oraya uğradım, şimdi evdeyim.
Karadeniz: Başı sağ olsun. O kadar çok ölüm haberi alıyoruz ki artık ölüm bile sıradanlaştı :(
Haccecan: Dostlar sağolsun. Evet. Yapabilecek bir şey yok.
Karadeniz: Zaten canım ona sıkılıyor...
Haccecan: Elinden gelmeyecek şeylere üzülmenin bir anlamı yok. Elinden geleni yap gerisini Allah'a bırak derler. İşler nasıl?
Karadeniz: Yeni yerin işleri ile uğraşıyoruz. Asma tavan işi var sırada.
Haccecan: Taşınmadan yapılacak iş değilmiydi o?
Karadeniz: 1900 malzeme, 350 işçilik, 250 spotlar falan, 2500 tl yi buluyor. Kazan kazan işe yatır...
Haccecan: Geldiği gibi gidiyor desene.
Karadeniz: Geldiği gibi gitmiyor. Damla damla geliyor, kepçe kepçe gidiyor
Haccecan: Sağlık olsun...
Karadeniz: Olsun. Onuda yitireceğiz bir gün. Yeni bir tasarım var yaza. Her ay bir şehir... Ölmeden memleketi göreyim bari yada 2 ayda bir şehir. Nasıl ???
Haccecan: Güzel. Haftasonları sürekli gezen biri olarak şunu söyleyeyim ki gezmekte belli bir noktadan sonra sıradanlaşıyor.
Karadeniz: Hep aynı insanlarla aynı yerlere gitmekten olacak.
Haccecan: Bu haftasonu birisiyle görüştük. Geleceğim başka yöne doğru şekil alabilir, bu yaza düğün planı bile yapabilirim....
Karadeniz: ??? O kadar iyi birisi mi?
Haccecan: Bilmiyorum. Ne zamandır bir araya getirmeye uğraşıyorlardı. Ankara'ya geleceğim haftasonu görüştüreceklerdi normalde. Bu haftasonu görüştük. İlk izlenimlerimde negatif bir şey yok. Normalde sohbet bile edemezdim. Redetmemi gerektirecek bir kusur bulamadım.
Karadeniz: Aslında birbirimizden hiç farkımız yok. Farkı yaratan şey sadece duygular.
Haccecan: Katılıyorum.
Karadeniz: İlk izlenimden ziyade kişiyi çevresine olan tavırları ile değerlendir. Ev halini gözlemle diyeceğim ama o şansın var mı bilmiyorum. En yakınlarına olan davranışlarına bak. Karakter davranıştır. Ben kendimi bu işlere bir türlü ikna edemiyorum. :(
Haccecan: Şu an annen, kızkardeşin olduğu için kendini ikna etmekte zorlanabilirsin. Yalnız olsaydın ikna ederdin emin ol! Çocuk isteğini artık bastıramıyorum. Sevilme... Sevme... Bunların hepsi çığ oldu, büyüyor.
Karadeniz: Sanırım bende bir sorun var..!?
Haccecan: Çocukluğunda bir şey yaşadın. Benim bilmediğim bir şey. Kimseye anlatmadığın. Benim gibi yap. Yaz herşeyi.  Yaz ve defalarca oku... Küçülüyor ve sıradanlaşıyor her ne varsa...
Karadeniz: Aslında bundan 15 yıl önce vermiş olduğum sözüme olan sadakatimi şimdi bozmak... Ne bileyim kendime ihanet gibi geliyor :(
Haccecan: Benim için evlenmek;  himaye altına girmek, emir almak, baskı ve zulüm, hatta işkence!!!!! Şu an bunu kendime nasıl yapıyorum diye suçluyorum kendimi.
Karadeniz: Sen bunları baştan böyle kabul ediyorsan diyecek birşey yok!
Haccecan: Ama doğrunun bu olduğunu biliyorum, o yanım hiç susmuyor ama benim iyiliğimi istediğini sanmıyorum o yanımın. İç seslerimden bir tanesi sürekli böyle konuşuyor, bu iç sesimi ise babamla özdeşletiriyorum. Babamın kişiliğimin üstünde çok kötü etkisi var.
Karadeniz: Peki ne olmasını isterdin? Anlaşıyor ki evlilik işi aslında bir yanı ile istenen bir yanı ile istenmeyen bir şey. Hayattan beklediğin ne idi?
Haccecan: Evliliği kesinlikle istiyorum. Ama sevdiğim bir insanla. Büyüdüğüm evdeki gibi bir evlililik asla istemiyorum. Şu an bu kişi bana negatif bir şey uyandırmadı, hayır diyebileceğim bir şeyi yok, şimdilik tanımadığım için tedirğinlik ve korku var. Kendisini tanıtırsa ve güven verirse tereddüt etmem.
Karadeniz: Anlıyorum aradığın şey güven ise sorun yok ama sevdiğim insanla evlenmek istiyorum gibi sözde var. İkisi bir arada biraz zor değil mi ?
Haccecan: Tabi onunda isteklerini karşılayabilecek düzeyde görmem gerek kendimi, ondan ne eksik ne fazla olmalıyım
Karadeniz: Onun için önce güvenliği seçiyorsun ama gelişen insan zamanla diğerine fark atacaktır. Birlikte gelişmek aynı hızla biraz zor değil mi ? Benim bir düşüncem var bu konuda.
Haccecan: Eşitliği şu anki durum için diyorum. Gelişme süreci ise evlilikten sonraki süreç, bunu ilerde göreceğim, şimdiden bir şey diyemem. Nedir düşüncen?
Karadeniz: Kadınların üreme iç güdüleri olmasa bence asla evlenmezler. Zira annelik içgüdüsü kadın da aşktan da sevgiden de üst düzeyde.
Haccecan: Sadece üreme değil. Yalnız kalma korkusuda var. Şu an çevrem insan dolu ancak 10 yıl sonra böyle olmayacak
Karadeniz:  Anlıyorum :(  Ama bunu yine garanti edemezsin. 
Haccecan: Neyin garantisini verebilirsin ki?
Karadeniz: Yalnız kalmanın garantisini verebilirim. Zira hep yalnızız. İster evli ol, ister olma.
Haccecan: Onu zaten biliyorum.
Karadeniz: Kafasında şablon bir evlilik olan bir insanla kurulacak birliktelik şu anki evliliklerden farklı olmayacak ve ben şu anki evlilileri pek beğenmiyorum. Eğer ki iş buraya dayanacaksa ne diye şimdiye kadar beklendi ki daha önce de yapılabilirdi. Hem birlikte büyür ve çocukları birlikte yetiştirirdiniz...
Haccecan: Şimdiye kadar öfke ve nefretle besledim kendimi, özellikle erkeklere karşı... Şu an gözümde insan oldunuz.
Karadeniz: İnsan derken?! Eski ile arasında ki bu farkı yaratan ne?
Haccecan: Mitolojik bir kahraman yarattım kafamda. En iyi, en süper insan. Kimse o modele uymuyordu. O mitolojik kahramanın hiç olmayacağını artık biliyorum. Benim iyi olduğum kadar karşımdaki insan da iyi. İçimdeki öfkeyi artık kontrol edebiyorum. Büyüdüm sanırım. Öfkemin nedeni olan babam ise artık yok!! Öfkelenmem için neden yok! Bazı geceler yine ağlıyorum. Ama ağlama sebebim artık yok!!! "Niye ağlıyorum ki ?" diye kendime soruyorum kendime. Herşey kafamda. Ruhumdaki yarayı sarmak için korkularımla, öfkemle yüzleşmem gerek.
Karadeniz: Ne desem ki?! Kelin merhemi olsa başına çalar. Sadece haklısın.  Umarım eş olarak seçtiğin kişi tüm bunları dikkate alacak kadar üzerine titrer. Sende ona gerekli özeni gösterirsin. Birlikte güzel bir birlikteliği başlatıp devam ettirebilirsiniz.!!!!
Haccecan: Neler olacak göreceğiz?!
Karadeniz: Umarım iyi şeyler görürsün. Asıl olan şey senin güçlü olman. Sen güçlü olursan herşey yolunda; yıkılırsan onu yıkılınca göreceksindir. Dediğin gibi yaşanıp görülecek.
...
 Karadeniz: Demek şimdi evleniyorsun. Desene yine başa döndük artık likya yollarını tek yürüyeceğiz :(
Sensiz çekilmez de. Ben kiminle uğraşacağım? Olmadı arkadaş sen bana kelek yaptın!
Haccecan: Daha erken. Kız evi naz evi. Benimle ilk önce başedebilmesi gerek. Herkes bileğimi bükemez benim. Beni ikna edebilmesi gerek.
Karadeniz: Sen kendini ikna etmişsin. O da olur. Yol görünmüş artık, gerisi kısmet. Gelin ata binmiş ya kısmet demiş ne de olsa.
Haccecan: Negatif bir şeyini göremedim dedim. O yazdıklarım kendimle ilgili şeyler. Kendimi evliliğe ikna etme çabalarım. Bu aday için henüz hiç bir şey demedim.
Karadeniz: Bende aynı şeyi söyledim. Sen ata binmişsin arkadaşım gerisi kısmet. Yani bu aday olmazsa başka aday... Haksızmıyım?!
Haccecan: Çıkmalıyım. Damat adayı geliyor süpriz yapıyormuş. By
Karadeniz: Bye. Kendine iyi bak.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınızı Bekliyorum