Görev Beni Çağırıyor... Seni de...

15 Şubat 2011 Salı

Milattan 11 gün sonra


Haccecan: Günaydın. Biraz vaktin var mı?  Bir şey söylemek istiyorum.
Karadeniz: Günaydın Haccecan.
Haccecan: Mail yazıyordum sana ancak geldiğine göre burdan yazayım dedim.
Karadeniz: Ne demek senin için her zaman var. 
Haccecan: Dün 5 satır yazdıysan bana bir satırı ulaştı. Konuşma geçmişi gmailde kayıt edilmiş ne dediklerini tam olarak şimdi gördüm.
Karadeniz: Genel de gmail yapar.
Haccecan: Yazdıklarının hepsini görebilseydim cevaplarım daha farklı olurdu. Genelde atmıyor bana. Birincisi; duygularımı açığa çıkartmayı hiç düşünmüyordum. Çünkü senin farklı hiç bir yaklaşımın olmamıştı o konuda hata ettim bunun pişmanlığını yaşıyorum.
Karadeniz: Pişmanlık duyacak bir şey yapmadın.
Haccecan: Ancak duygularımın tek taraflı olduğunu hiç hissedemedim. Hissettiklerim sayesinde içimde bu kadar büyüdü sanırım. Ben belki öyle algılamışım, yanlış algılamış olabilirim. Ancak iki kişiden de benzer şeyleri duyunca "acaba?" demeden de geçemedim...
Karadeniz: Sen pişmalık duyarsan bende duyarım.
Haccecan: Karadeniz bir şey yazma ilk önce ben içimdekileri yazayım. Şu konuşma aşamasına geçebilmek  bile bence büyük başarı.
Karadeniz: Tamam
Haccecan: Konuşabiliyoruz artık. Senaryo yazmıyorum. Seni tanıyorum bu konuda iddalıyım. Dünkü konuşmamızda arkadaş olarak yaklaştığım bayanlar sevgili arıyor, sevgili olamayacağımı hissettirdiğimde araya duvar çektiğimde ise arkadaşlıklarını bitiriyorlar kendilerine erkek arkadaş arıyorlar dedin. Ancak bu konular senin için açmaz, kişiliğinde aşamadığın bir konu. Bunu kendin söylemiştin. Kardeş ve arkadaş dışında karşı cinse yaklaşamıyorum demiştin. Bu konuyu kendi içinde açıklığa kavuşturman gerek bence.  Kızlara sevgili olarak yaklaşamıyormusun yoksa karşılıklı sevgili gibi hissettiğin kızlar senden arkadaşlık dışında bir tepki gelmediği için senden hayır gelmez düşüncesiyle başka erkek arkadaş bulup sende duygusal bir yıkımamı neden oluyorlar? İlk önce bunları açıklığa kavuşturman gerek. 
Kendimle ilgili bir kaç şeyde söylemeliyim. Günü birlik ilişkiler arayan bir insan değilim hiç bir zamanda olmadım. Erkeklerle iş ortamında olsun sosyal ortamda olsun daima ilişki içerisindeyim. Şimdiye kadar erkekleri gözleme ve tanıma şansımda oldu. Erkekleri az çok tanıyorum. Kadınlara yaklaşımlarını, olaylara karşı tepkilerini, davranışlarını, davranışlarının altında yatan sebepleri anlayabiliyorum. Kimin bana arkadaş olarak yaklaşıp kimin duygusal bir şeyler hissettiğinide anlayabiliyorum.
Karadeniz: Buradayım.
Haccecan: Tamam sen oku bir kaç şey daha yazmaya çalışıyorum. Kendimi tam olarak ifade etmeye çalışıyorum. Sonra sözü sana bırakacağım. Yetiştirilmemde ki eksiklikler yönünden ilişkiler yönünden hiç başarılı değilim. Kendime çizdiğim kurallar ve yaşadıklarımın etkisiyle duygularımı hiç bir zaman açığa vuramadım. Açığa vuramadığım duygular ise beni daha kötü buhranlara sürükledi. Daha kötüye sürüklendiğim halde ise güçlü görünme çabamda hiç bir zaman değişiklik olmadı. Erkekler açısından hep ulaşılamaz ve zor kadın oldum. Senin dünkü beyanlarını göz önüne aldığımda senin arkadaşça yaklaşımlarını ben sevgili olarak algıladım ve duygularımı açmış bir konuma düştüm. Şu durumda senden yüz bulamayacağım içinde bu arkadaşlığı bitireceğim için daha çok üzüldüğünü beyan ettin. Olayı bir tek kendi bakış açımla değerlendirebilirim.  Sana karşı duygularımı ifade edebilmek benim kendi kişiliğimde aşamayacağım dağları aşmam anlamına geliyor. Hayat bundan sonra benim için daha kolay olacak. Senin açından değerlendirdiğimde ise kendi içinde çelişkiler yaşadığını söyleyebilirim. Sevgisini ilan edip yüz bulamayınca küsen bir arkadaş durumuna düşmeyeceğim. Arkadaşlığımızı bitirmeyeceğim bu konuda üzülmene gerek yok. Aksine kendi içimde bir sorunu halletmeme yardımcı olduğun için teşekkür ederim. Dinlediğin ve benimle konuştuğun için. Ama bir konuda hala ısrar ediyorum. Tek taraflı hissetmediğimi hissediyorum. Eğer bu konuda doğru düşünüyorsam, kendi içindekileri açığa çıkarmaman, içinde farklı şeyler hissedip dilinden farklı kelimeler çıkıyorsa kişiliğinde aşamadığın o dağı hiç aşamayacaksın.
Yukarda yazdıklarım benim hissettiklerim, yanılma ve hata payı var. Doğrunun ne olduğunu ancak sen biliyorsun. Bitti gözün aydın :) 
09:53 Karadeniz: Bir Dakika
10:10 Karadeniz: "Dünkü konuşmamızda arkadaş olarak yaklaştığım bayanlar sevgili arıyor, sevgili olamayacağımı hissettirdiğimde araya duvar çektiğimde ise arkadaşlıklarını bitiriyorlar kendilerine erkek arkadaş arıyorlar." İfade tam böyle değil ama böyle de denebilir. Ha ahmet kel, ha kel Ahmet... Aradaki fark ise duvarı ben değil onlar örüyor. Ben zaten hep seviyemi ve mesafemi arkadaşlık çerçevesinde koruyorum. Aslında korumuyorum da gerçekten arkadaşım. Arkadaş olarak arkadaş gibi davranmam doğal. Yani arkadaşlığı onlara ulaşmak için kullanmıyorum. Başkaları öyle yapıyor olabilir ama işte ben yapmıyorum. Hislerine gelince; hissettiklerin doğru. 10:14 Ben sevmediğim bir insanla zaten arkadaşlık etmem ki... Ve ne hissetiysen o doğru. Bu konuda yanılmıyorsun. Fakat bu hislerinin yanına benim davranışlarımı, sana yaklaşımımı da koyarsan yazdıklarımı daha iyi anlarsın. 10:17 Benim bayanlara karşı hislerimi arkadaşlık seviyesinden öteye taşımamak gibi bir sorunum olmadığı kanaatindeyim. Ama öyle görüyorsan bu konuda savunma yapmayacağım.
10:18Haccecan: Yazdıkların yine gelmiyor sanırım.
Karadeniz:  :( 10:19 Bu işi akşama ertelesek. Şu an çıkmak zorundayım.
Haccecan: En son ne yazdın?
Karadeniz: Burada bir sürü şey hem dikkatimi dağıtıyor hemde çıkmalıyım.
Haccecan: Yazdıklarını mail at. 10:20 Bir şey gelmedi ki bana hep çıkıyorum derken yazdıkların geliyor :(((
10:22 Bu gmail yakmalı, küllerini savurmalı. Bir şey yazıyormusun şu anda?
02.04.2010

*Kırmızı ile yazılmış diyaloglar bana ulaşmayan yazılar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınızı Bekliyorum