Görev Beni Çağırıyor... Seni de...

12 Şubat 2011 Cumartesi

Milat'tan bir gün sonra...


Günaydın Karadeniz
Dün sana açıldıktan sonra omuzlarımdan bir sürü yük kalktı. Kendi kişiliğimde aşamayacağım bir dağı aştım. Kendimi çok özgür hissediyorum. Sıra seni özgürlüğe kavuşturmamız gerek Karadeniz. Sadece duygularımın bir karşılığı var mı yok mu onu bilmek istiyorum. Şu aşamada senden hiç bir beklentim yok.Senin omuzlarında ki yükünde farkındayım.
Düşünmek için istediğin zamanda içerisinde beraber düşünsek olmaz mı? Bütün korkularını, kaygılarını, içinde ne varsa yaz bana.
Dün sana açılmadan önce bir arkadaşımla aramızda bir sohbet geçti. Bu arkadaşla yaşanan sohbetten bazı kesitleri aşağıda yazılı. Bu sohbetten sonra sana duygularımı ifade edebildim. Bana etkili olursa sanada etkili olabilir diye düşündüm...
Arkadaş: S.A. Haccecan
Haccecan: Aleyküm selam. Nasılsın Arkadaşım?
Arkadaş: Sağol canım. İyi çok şükür. Sen nasılsın?
Haccecan: İyiyim çok şükür. Bildiğin gibi.
Arkadaş: Haddim değil belki ama sana facebook da ki hissettiğim bi durumu çıtlatayım. Sakın kızma ama bana.
Haccecan: Yok kızmam. İçinde ne varsa söyleyebilirsin?
Arkadaş: Karadeniz diye bi arkadaşın varya; evli mi?
Haccecan: Hayır bekar. Neden ?
Arkadaş: Sana karşı bişeyler var gibi sanki. Ya da ben öyle hissettim.
Haccecan: Bunu söyleyen ikinci kişisin.
Arkadaş: Ciddi mi?
Haccecan: Nerden öyle hissettin?
Karadeniz: O kadar farklı geldi ki. Çok dikkat çekici.
Haccecan: Nasıl anladın?
Arkadaş: Seni facebooka eklediğimden beri farkındayım. Ama sana söylesem mi söylemesem mi ikilemde kaldım?!
Haccecan: Arkadaş benim arkadaşlıklarımda dikkat ettiğim bir şey vardır o da samimiyet. İnsanlara karşı ne hissedersem ne düşünürsem bunu yüzlerine söylerim. İnsanlarında aynı şeyi yüzüme söylemesini beklerim. Arkamdan konuşulmasındansa yüzüme söylensin isterim ne kadar kötü olursa olsun. O yüzden yüzüme söylemekle en doğru şeyi yaptın.
Arkadaş: Zaten başkasına bahsetmem. Dikkatimi çekti. O yüzden söylemek istedim.
Haccecan: Nerden anladın, nasıl hissettin?
Arkadaş: Var bişeyler derin bişeyler gibi sanki.
Haccecan: Onun bana dile getirdiği hiç bir şey yok. Ne yazıyorsa orada yazıyor.
Arkadaş: Birşeyler var hem de farklı bi mesafe var. Tecrübe diyeyim. Bazı erkekler korkuyolar. Direk söylemekten. Ya da belli etmekten. Ne kadar mesafeli olsa da yazdıkları kendini ele veriyo bence. Sen daha iyi anlarsın ama. Yüz yüze olunca daha belli olur. Korkuyor belki de sana açılmaya.
Haccecan: Bilmiyorum. Benimde mizacım serttir biraz.
Arkadaş: O senden daha sert emin ol. Başka biride benim gibi düşündüyse mutlaka bişey vardır. Koruyucu bir kabukla kaplı gibi.  
Haccecan: Yani seni Allah konuşturuyor galiba. Bu sözleri söylemenin zamanını bir bilsen! Şu anda ve şu zamanda niye dile getirdin çok merak ettim.
Arkadaş: Valla. Hayatta tesadüf yoktur. Bir şeyler beni harekete geçirdi sanırım.
Haccecan: Galiba.
Arkadaş: Diyorum ya seni facebooka eklediğimden beri çok dikkatimi çekti. Öyle böyle değil bak bir sürü insan yorum yazıyo ama o mutlaka var ve farklı. Diğer yazanlar gibi değil. Öbür arkadaşın da aynı yorumu mu yaptı? Aynı mı hissetmiş?
Haccecan:  Benzer şeyler söyledi. Seninle açık konuştuğum gibi konuşamadım. Kestirmeden aldım. "Yo arkadaşız" dedim. Bende senin gibi düşünüyorum ancak ondan farklı bir yaklaşım gelmediği için arkadaşım diyorum.
Arkadaş: Onu çözmek lazım. Ama nasıl? Farklı bi tip.
Haccecan: Çok farklı.
Arkadaş: Kızma bana sakın diyorum ya haddimi aşacağım diye korkuyorum ama aslında ikinizde de aynı hisler var gibi. Sende ona karşı daha hassas gibisin. Herkese yazıyorsun ama ikiniz de farklı bi tılsım var gibi.
Ben sadece hissettiğim şeyi yazıyorum canım. Sakın kızma.
Haccecan: Kızmıyorum Arkadaş. Gerçekten.
Arkadaş: Strese girdim. Yazarken.
Haccecan: Ya saçmalama. Ne düşünürsen açıkca yaz. Rahat ol.
Arkadaş: Tamam relax. Bende böyle bişey yaşamıştım. Eğer bişey hissediyosan kaybedince çok kötü oluyor. Erkekler içine dönük olunca çok zor.
Haccecan: Sen ne yapmıştın?
Arkadaş: O da böyle mesafeliydi. Belli belirsizdi. Aslında belliydi ama ben yok canım diyodum hep. Ama bende ona karşı çok farklı hissetmiştim. O söylemeyince normal arkadaş gibi devam etmişti. Benim olduğum ilçe daha küçük ve daha dedikoducuydu. Herkes bizi tanıyordu. O yüzden çok dikkat ettim öylesine bişey olsun ve bitsin istemedim. Onun arkadaşı beni seviyordu, benim ev arkadaşım da onu. Aşk dörtgeni.
Haccecan: Oooo....
Arkadaş: O yüzden ikimizde bastırdık bi süre. Ama belli oluyo Haccecan. Hissettiklerim doğruymuş. O yüzden sana söylemek istedim. Karşı tarafın hisleri de bana karşı aynıymış. Sonra o arkadaşı üzülecek diye uzak durdu. Bende öyle yaptım. Küçük yerlerde biri atanır hemen bekarlar sahiplenir şu benim bakmayın diye
Benim talihsizliğim o noktada başladı.
Haccecan: Hiç dile getiremediniz mi yani?
Arkadaş: Dile geldi bi zaman sonra ama öbür arkadaşlar cesaretlendirmiş onu. Yoksa söyleyemezdi eminim. Sonra ben ev arkadaşım darılmasın diye kabul etmedim. Bir süre aynı ortamda hiç bulunmadık. Sonra dayanamadık ikimizde.
Haccecan: Ev arkadaşın çok mu seviyordu onu?
Arkadaş: Ya ev arkadaşım aşırı kiloluydu ve aynı yerde görev yapıyolardı. O platonik takılıyordu. Kilodan dolayı çok kompleksliydi. O arkadaş ondan hiç hoşlanmıyordu. Terbiyesinden birşeyde diyemiyordu.  Ev arkadaşım resmen gözle, sözle taciz ediyodu. Bir bayana da yakışmıyor aslında. Aralarında birşey olacak gibi değildi. 
Haccecan: Keşke arkadaşın üzülecek diye red etmeseydin...
Arkadaş: Bir de arkadaşım biriyle başlayayım da kim olursa olsun. O kafadaydı ama onun tipini beğeniyordu.  Sonradan çok pişman oldum. Amaaaaaaan.  Nasip değilmiş.
Haccecan: Şu an hala o pişmanlığı hissediyor musun?
Arkadaş: Uzun bir süre hissettim ama eşimi çok seviyorum.
Haccecan: Böyle gönül acısı çeken o kadar çok insan var ki... Ruh eşini bulupta kaybeden, gururdan, ebeveynlerin engellerinden, yetiştirilmedeki yanlışlarımızdan kaynaklanıyor hep.
Arkadaş: Evet hakkaten ruh eşimdi. Aynı düşünüyorduk, aynı hassasiyetteydik. Haccecan eşimden razıyım çok şükür. Seviyorum. Oğlum ve eşim benim herşeyim. Diğerinden sadece acı ve kırıklıklar kaldı. Sende seviyosun değil mi? 
Haccecan: Bunu kendime ilan edeli çok oldu. Ama bu işler tek taraflı olmuyor malesef. Ondan bir adım gelmeyince bende bir adım atamıyorum. 
Arkadaş: Karadeniz'in tavırlarını en iyi sen anlarsın. Beraberken anlarsın bakışından tavrından. Ne zamandır tanıyor seni? Acaba tanımak için biraz daha mı zamana ihtiyacı var?
Haccecan: İki senedir.
Arkadaş: Bayada olmuş.
Haccecan: Çözemiyorum onu.
Arkadaş: Ben sizi yanyana görsem kesin söylerim sana. Ama sanırım Ankara' da
Haccecan: Evet
Arkadaş: Gerçi görmeden de belli yazdıklarından.
Haccecan: Yazdıklarından hangi cümlesinden anladın bunu..
Arkadaş: Kabul etmeyeceğini mi düşünüyo acaba?! Yazdığı herşeyden belli bence. Hemen hemen tüm resimlerine yorum yapıyor ve dokundurmalar var. Diğer erkek arkadaşlarının yazdığı gibi değil. Yazdıklarına alınganlıklar yapıyor. Normal bi erkek böyle davranmaz.
Haccecan: Diğer arkadaşlarına da benzer yorumlar yapıyor. Bana çok tuhaf gibi de gelmiyor. 
Arkadaş: Çok ilgili. Bence senin tepkinden korkuyor. Ortak arkadaşın yokmu? Onu çözebilecek biri. 
Haccecan: Yok valla bu Ankara'ya gidişimde çalıştığı iş yerine gittim, çalıştığı arkadaşlarıyla arkadaş bile oldum. Hepsiyle facebookdada arkadaşız, kız kardeşiyle arkadaşız. Kimsenin bir şey dediği yok bana. Hani birine çıtlatsa,  aracı olsa; oda yok!
Arkadaş: Ama hayatında biri de yok di mi?
Haccecan: Bildiğim kadarı ile yok!
Arkadaş: Sadece facebookdan mı görüşüyor? Aramıyo mu? Ne bilim msn den yazmıyor mu?
Haccecan: Hayır. Ayda bir iki kere gelir, Türkiye'nin sorunlarından vs genel konuları konuşuruz.
Arkadaş: Buraya mı geliyo?
Haccecan: Msn ye...
Arkadaş: Oy bıraksın Türkiye'yi. Konuşarak çözsek ülkemizin halini... Seni çok mu ciddi buluyo acaba?!Şakaları bile temkinli. Ama seninde onunda hisleri aynı bence. Yazışmalarınızdan belli oluyor. Sende de onda da bişeyler olduğu. Karşılıklı latifeler. Ben sana benim yaşadığımı sende sonradan üzülme diye anlattım.  Yoksa benim için çok gerilerde kaldı.
Haccecan: Anladım teşekkürler..
Arkadaş: Bir fırsat elinden kaçınca ikincisi de kaçıyor. Yakalayamıyorsun. Devreye başka şeyler giriyo sonra nasip diyorsun. Görünce utandığım, içime bi sıcaklık düşüren, görmeyince duramadığım, karşılıklı hissedince ayrılmak acı oluyor. Eğer gerçekten seviyosan sen belli et. Gurur yapma  Olmazsa zaten olmaz. Direk söyleme belli et. Acaba çok sevdide unutamadı mı ya da tekrar kaybetmekten mi korkuyor?
Haccecan: Senin burcun ne Arkadaş?
Arkadaş: Yengeç
Haccecan: Önsezilerin çok kuvvetli.
Arkadaş: Hemde süzme. Bak seni anlar da teklif etmezse zaten kaybedeceğin bişey yok. Yoluna bakarsın. Belki başka birilerini erteleyeceksin. Hayat çok kısa. Sen kendini güzel ifade edebiliyorsun.
Haccecan: Arkadaş cuma günü bir şiir yazıp gönderdim ona. Üstüne bile alınmadı. Anlamıyor!
Arkadaş: Onun baş harfleriyle yaz. Anlamıyorsa anlatmak lazım demek ki. Daha açık. Cesaretsiz galiba. Korkak bu konuda. Pasif. Çok sevip ayrılmış mı anlattı mı bişeyler?
Haccecan: Bunu da ben kabul edemiyorum. Beni hiç mi tanımadı, hiç mi anlamadı? Sandığından çok daha fazla birbirimizi tanıyoruz, biliyoruz.
Arkadaş: Senin söylemeni mi kabul edemiyorsun?
Haccecan: Ömür boyu kendimi anlatamam.  
Arkadaş: Tabi canım. 
Haccecan: Sevseydi o fırsatı çok verdim.
Arkadaş: Beklemezsin ya insan mutlaka anlar. Gayet zeki birine benziyor.
Haccecan: Anlamazlıktan geliyorsa yapabileceğim bir şey yok! Çokkk. Tahmin ettiğinden çok daha zekidir. Bu konuşmalar aramızda kalacak değil mi?
Arkadaş: Tabi canım.
Haccecan: Özelimi herkesle paylaşmayı sevmiyorum.
Arkadaş: Diyorum ya ben sana ne söyleyip başlayacağımı bilemedim. Çünkü yazdıklarınızdan seninde onunda bişeyler hissettiğinizi anladım. Ama bunu sana nasıl ifade edeceğimi bilemedim. Çünkü tepki de gösterebilirsin. En doğal hakkın. Sana söyleyemezken başkasına nasıl söyleyeyim? Ben epeydir farkındayım ama benim bişeyler söylememin edepsizlik olur diye düşündüm önce. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınızı Bekliyorum