Ustalarla ve Müteahhitlerle uğraşanlar kervanına bende
katıldım. Hayırlı uğurlu olsun. Aslında müteahhit ve ustalar Haccecan’la
uğraşmaya başlayan kervanına katıldılar. Onlar için de hayırlı olsun. Başlarına nasıl bir bela
aldılar henüz haberleri yok !
Bir zamanlar taş ev hayalim vardı. Bir yıl kadar kafamda
kurmadığım proje kalmadı. Bu işi profesyonel yapan kişilerle bile görüşmeye
gittik eşimle. Hayalimin olmayacağını anlatana kadar ve anlayana kadar baya
uğraştı garibim. Sonra o hayalimden vazgeçtim. Bütün yaptığım taş ev projelerini beynimin “yapılacaklar” klasörüne kaydettim. Ölmeden yapacağım o
hayali… Aha yazıyorum buraya..
Kaf dağının ardında ki evimizi satıp parasıyla altın
almıştım. 2 sene önce ki altın fiyatlarıyla şu an ki altın fiyatlarını
kıyaslayınca para iki katından fazla bir para oldu. Para dediysem çok bir şey
değil. Kaf dağının ardında ki ev fiyatları hiç artmadı. Verdiğim parayı anca
alabilmiştim. Kâr elde edemedim. 120000 TL. Hak etmediğim, emek vermediğim bir
parayı da istemiyorum zaten.
İş yerime yakın diye bir de çocukları kolay takip edebilirim
diye iş yerime yakın bir yerden ev aldık. Evin daha yeni temeli atılmıştı.
Küçük yer olunca herkes birbirini tanıdığı için müteahhite güvendik. 6 katlı
evin şu an tuğlası örüldü. Evi aldığımızdan beri evin planıyla yatıp planıyla
kalkıyorum desem abartmam. Büyük ev istemiyorum ben. Kaf dağının ardında ki evim
gibi küçücük olsun. Minimalist bir yaşam istiyorum. Az eşya, az mekan. Eşyanın
hamalı olmadığım ama tadını doya doya uzun uzun yıllar çıkardığım bir evim
olsun istiyorum. 90 metre karelik ev
planını tamamen değiştim. 2+1 ev planını
3+1e çıkardım. Bunu nasıl yaptın diye sorma gafletine düşürsen eğer cevabım “18
yıldır bir leğeni 4 farklı amaç için kullanan birisine böyle bir soru sorulur
muymuş?” olurdu. Evin büyük salonunu iki odaya bölüp çocukların
odası yapacağım. En ufak kolon arasında ki boşluklar için bile harika fikirlerim
var. Off bir senedir bu hayallerle yatıp kalkıyorum. Bir yıldır elimde metre, her eşyayı, her köşeyi ölçüp duruyorum. TLC kanalında ev yenileme
programlarının müdavimi oldum. Hangi eşya nereye konur, ev nasıl dekor edilir. Ev dekorasyonuna acayip
merak saldım. İç mimar olsaymışım keşke demeye bile başladım.
Mütahittin evi en başından alırken “her şeyi istediğiniz
gibi yapacağız” demesinden anlamalıydım aslında. Ofislerine ne zaman gitsem hep
aynı şeyi dedi. “ her şeyi istediğiniz gibi yapacağız bir beton atılsın” her
şeyi istediğiniz gibi yapacağız bir tuğlası örülsün” …. Her şeyi istediğiniz gibi
yapacağız lafı kasetten kayıt edip gelene gidene aynı şeyi söylediği sözler
sanırım…
Cumartesi eşimle gittik inşaata. Hava fırtına. Bildiğin
fırtına ama yürünemeyecek kadar sert rüzgar esiyor. Daireye girdiğimde şok
oldum. Bizim dairenin su tesisatını da diğer dairelerinin ki gibi aynı çekmiş
tesisatçı adam. O sinirle eşimle girdik birbirimize. Bir daha ev işine
karışmayacağım diye son noktayı koydu. Tartışmanın sonu beni özürlerimle bitti tabi.
Haksızdı her zaman ki gibi! Haklılığımı! alttan alarak ispat etme gibi bir huyum var. Öfkeliyken
kimseye bir şeyi kabul ettiremiyorsun. İki çocuk büyütmüşüm. İnsan
psikolojisinin eğitimini temelden aldım, almaya da devam ediyorum. Çocuklarla
birlikte eşimi de büyütüyorum işte! Kendisinin haberi yok bundan ama J Pazar günü tekrar karlı havada gittik inşaata. Kiminle bil? Doğru tahmin. Eşimle. Bir daha ev işine karışmayacağım derken birkaç saat karışmayacağını
kast etmişti zaten. Evle ilgili ne nasıl
olsun diye tekrar konuştuk ortak bir karar aldık… Müteahhiti aradım Pazartesi
inşaata gider konuşuruz dedi. Pazartesi
inşaata gittim. Müteahhit beyimiz kardan üşümüş ayağını ısıtırmış gelmedi. İç mimarlık okuyan bir aralar karate
kursuna gittiğim üniversite öğrencisi, arkadaşımın kızıyla gittim bende. Bu
cümleyi anlamadıysan zorlama. Bende anlamadım. Elimizde metre ölçtük biçtik
daireyi. Kafamda ki her şeyi ona anlattım. İç mimarla Cuma günü lazerli metreyle ölçmek için sözleşip ayrıldık.
İnşaattan sonra müteahhit beyimizin ofisine tekrar gittim. Beyimiz ayağını
ısıtıyordu. Kıyamadım ona. Bugüne tekrar sözleştik, öğlen 12:00 gibi yolda gördü
beni saat 13:00’den sonraya tekrar sözleştik. 14:30 gibi aradım 5 dakkaya
arayacağım dedi. Bir saat sonra aradım elektrik aboneliği aldığını TEDAŞ’da
işlerinin bitmediğini söyledi. Yine her zaman ki gibi “her şeyi istediğimiz
gibi yapacağız ablaaam” sözünü de ekledi…
Şu an mı. Önceden olsa öfkeden kudururdum. Ama artık kahkahalarla gülüyorum. Valla başlarına nasıl bela aldıklarından haberleri yok gariplerin. Bana bir değil birkaç defa söz verdiler. Şu an alttan alıp sabırlı davrandığım dönem…
Dur bakalım bu ev macerası nasıl sonuçlanacak. Merakla bekliyor, ilgiyle seyrediyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlarınızı Bekliyorum