Görev Beni Çağırıyor... Seni de...

15 Şubat 2009 Pazar

Neden Yazıyorum?

Neden olacak... En çok yazarken dinlenildiğimi hissediyorum. Yüz yüze iletişimde de başarılı sayılırım ama yazı dilinde kendime olan güvenim daha fazla. Yazmaya başladığımda sanki bütün dünya susuyor ve beni dinliyor. Yüzyüze iletişimde dinlenilmediğimi, sözümün kesildiğini veya anlaşılmadığımı düşünürsem boş konuşuyormuş hissine kapılırım, bu hisse kapıldığımda söyleyeceklerimi unuturum, unutmasamda konuşmak istemem. "Dikkate alınmıyorsam neden konuşayım ki?" diye düşünürüm. Konuşmuş olmak için konuşmak da benlik değil.
Keşke eğitimimizde, öğretimimizde, kalbimizde, ruhumuzda herşey doğru olsaydı. Keşke herkes birbirini saysaydı, sevseydi, dinleseydi. Ama nerde.... Konuşurken sizde şahit olmuşsunuzdur. Sizi gerçekten dinleyen insan bir elin parmağından daha azdır. Karşısınızda ki insanın asıl derdi, dinlenilmektir, dinlemek değil. Sizin dertlerinizle, sıkıntılarınızla ilgilenen pek kimse yoktur. Dinlenilmekten de vazgeçtim. Birazcık gözlem yeteneği olan insan çevresinde olup biteni şaşkınlıkla izleyecektir. Şiddet almış başını gidiyor. "Gözün üstünde kaş olması" bahanesi bile aranmıyor artık şiddet uygulanırken.
Ama yazarken öyle mi? Ne kadar saçmalarsam saçmalayayım, bir kişide olsa beni soluksuz okuyor (Namı diğer dinliyor) olduğunu bilmek keyif verici. Bütün okuduklarına karşılık bir yorumda gelirse olay tamamdır. Gel keyfim gel.
Neden mi yazıyorum? Yazarken 65 kiloluk et parçası gibi hissetmiyorum kendimi. Bedenimin içine hapsolmuş ruhumun kanatlanıp, gitmek istediği yere gidebildiği hissine kapılıyorum. Kendimi en huzurlu hissettiğim anlardan bir tanesidir yazma anı. Ve biliyorum ki yazdıklarımı okuyan insanlar da karşısında bir et parçası göremeyecek. Okuyanlar, üstüne istediğim her anlamı yüklediğim yanyana sıralanmış harfleri görecek. İki bacağı, iki kolu, bir kafası ve diğer uzuvları olan, insan olarak adlandırılan bana bir anlam katmak istiyorum. Kendimi anlamlı hissetmek için yazıyorum.
Neden mi yazıyorum? Ses karmaşasından kaçmak ve sesler arasında kendi sesimi farkedebilmek için yazıyorum. Yazmak ve okumak eylemleri arasında hiç bir ses yok. Sessizlik içindeki huzuru hissetmek ve hissettiğim bu huzuru okuyanlara da hissettirmek için yazıyorum. Beynimin içindeki düşünceleri sessizce ve kimseye hasar vermeden okuyanların beyninin içine boşaltmak istiyorum. Anlaşılmak istiyorum. Var olduğumun bilinmesini istiyorum. Bu isteklerimin hepsinin gerçekleşmesi için yazıyorum. Gerçekleşmesede bunun için uğraşırken mutlu oluyorum. Mutlu olmak için yazıyorum.
Neden mi yazıyorum? Kafamın içinde darmadağın duran düşünceleri hizaya getirmek, onlara bir şekil verip, düzenleyip beynimde kolay ulaşabileceğim yere yerleştirmek için yazıyorum. Düşüncelerimi kontrol altına almak için yazıyorum. O kadar farklı, karmaşık ve çok düşünce var ki kafamda, kendimi şimdiye kadar tanımlayamadım o yüzden. Ben kimim, ne düşünürüm ne hissederim hala tam olarak bilmem. Kendimi tanımlamak için yazıyorum.
Neden mi yazıyorum? Unutmamak ve unutulmamak için yazıyorum. Sözün uçup gittiğini, yazının ise kaldığını biliyorum. Havada uçuşan sözlerimi bir yere bağlayıp, hapsetmek için yazıyorum. Yaşım ilerledikçe, geçirdiğim değişimleri, edindiğim deneyimleri, yaşadığım sevinçleri, hüzünleri, acıları, heyecanları.... beynimin sonsuz kıvrımları arasında bulamadığımda gözümün önünde bulmak için yazıyorum.
Neden mi yazıyorum? Gerçek sandığımız ama yalan olan bu dünyanın kurallarını, adaletini sevmiyorum. Bu dünyaya gelirken, gelmek isteyip istemediğimin bana sorulduğunu da hatırlamıyorum. Kendime yeni bir dünya kurmak ve bu dünyanın kurallarını kendim belirleyebilmek için yazıyorum. Dilediğimi var ediyorum, dilediğimi yok ediyorum. Dilediğimi güldürebiliyorum, dilediğimi ağlatabiliyorum bu dünyada. Benim dünyamda ölüm ve hastalık olacak ama insanlar kötü bilmeyecek onları. Ölümü çok güzel bir yolculuk yapacağım, hastalığı ise tırtılın kozaya girip çıkması gibi yapacağım. Hastalanıp iyileşince insan eskisinden çok daha güzel ve sağlıklı olacak. Savaşa yer olmayacak dünyamda ve silahlar kurşun atmayacak, insanın ihtiyaç duyduklarını, sevgiyi, hoşgörüyü, iyiliği atacak, kan akmayacak. İnsan kötülük ne bilmeyecek. Bu hayallerimi gerçek yapacağım benim dünyamda. Hayalimin gerçekleşmesinede kimse engel olamayacak. İsteyen benim dünyama girip mutlu olur, istemeyen de "bu kız deli!" deyip çıkıp gitme özgürlüğünü vereceğim. Herşey rıza ile olacak, kimseye baskı, şiddet uygulamayacağım. Bu kurduğum hayali dünyayı sizlerle paylaşmak için yazıyorum.
Aslında yazmaya sebep niye arıyorum ki... Sebebi yok, seviyorum diye yazıyorum işte...

5 yorum:

  1. Yazarak beyni boşaltmak her zaman iyidir.
    Çok kişi dinletmek ister, dinlemek değil derken haklısın, bu bizim özrümüz, saygıyı daima unuturuz.
    Sevgili Hatice yazmak iyi de! bizler birbirimizi okuyoruz ama bizler okuma özürlüyüz de aynı zamanda.
    Onca okunması gereken değerli yazılar varken zamanımızı olumsuzlukla geçiren de yine bizleriz.
    "Oku da ne okursan oku" dur benim parolam. Dilerim okuma bir hastalık olup herkeze bulaşır.
    Sen her zaman yaz ben yorum da bırakamassam okuyorum.
    Sevgiler...

    YanıtlaSil
  2. Uzunca neden yazdığınızdan bahsetmişsiniz. Biliyoru ki bu yazı daha da uzar gider. Yazmak için bir çok sebep var. Ve bir çok şey için yazmalıyız da. Yazmanın ve yazılanların en azından bir kişi tarafından bile olsa okunması büyük bir mutluluk kaynağıdır. Ve o okuyan kişi ya da kişilerin yazılanı beğenmesi ise tarifsiz bir mutluluk kaynağıdır.

    YanıtlaSil
  3. Sen yazıyorsun ve bizler de okuyoruz. Eline, yüreğine sağlık.

    Bir şey rica ediyorum, lütfen ama lütfen yazıolarının yedeklerini al, bir gün silinip giderse çok üzülürsün. Başıma geldi oradan biliyorum.

    Sevgiler.

    YanıtlaSil
  4. İyiki yazıyorsun.

    Yazılarından uzak bırakmaman dileği ile..

    YanıtlaSil
  5. bende cok dusundum neden yazıyorum diye..
    herkese anlatamadıklarımı belkıde bu sekılle ıcımde tutmuyorum ..
    yazmak iidir ya aynen devam ..

    YanıtlaSil

Yorumlarınızı Bekliyorum