Görev Beni Çağırıyor... Seni de...

7 Şubat 2009 Cumartesi

Yüzleşme...


Bugün bir beyefendiye telefon numaramı verdim. Çok sevdiğim bir ablam, "iyi bir insan olduğunu ve tanışmaktan zarar gelmez" dediği için msn adresimi o beyefendiye vermekte çekinmemiştim. Zaten kendini öyle çok sakınan, ha orda erkek varmış, aman telefon numaramı kimse görmesin diye bir kaygım pek yoktur. Oturmasını, kalkmasını, konuşmasını bilene Allah'ın izniyle bir şey olmuyor. (İstisnalar hariç) Şimdiye kadar telefon sapığım hiç olmamıştır mesela. Kime ait olduğunu bilmediğim numaralar mesaj attığında, en geç dördüncü mesajları " özür dilerim bir daha rahatsız etmeyeceğim" olmuştur. Güvenipte telefonumu verdiğimde güvenimin sarsıldığını da hatırlamıyorum.
Neyse telefon numaramı verdiğim beyefendiye geri döneyim. Konuyu dağıttım yine. İki hafta msn de merhaba, nasılsından öteye pek bir şey konuşamadık. Kıyısından köşesinden dini konuları konuştuk, milliyetçi olduğunu açık açık ilan etti ki bir siyasi görüşü olmayan ben için de bu ilan bir negatiflikti. İlk gün fiziki özelliklerinide söyledi ki bu da başka bir negatif durumdu. Chet sohbeti gibi gelir bana fiziki özellikleri saymak. Birde fizikten önce kimyaların uyması gerek diye düşünüyorum. "Nbr" gibi kısaltmalarsa sohbetin uzamayacağı ve sormuş olmak için sorulan sorular gibi gelir. Msn de konuşurken imlâ hataları acayip dikkatimi çeker ve beni rahatsız eder. Konuşurken düzgün ve güzel konuşmak ne kadar önemliyse, yazarak konuşurken imlâ hatalarıda o kadar önemli. Yazı karakterinden kişiliğini anlayamayacağınız için karşı tarafı çözmek için gözle görülebilir tek kanıtınız dili güzel kullanıp kullanmadığıdır. Öznesi, yüklemi olmayan, anlaşılmayan cümleleri kullananlarda güven vermez bana. Anlaşılmazlığın arkasına sığınanlar, anlamaya gerek olmayanlardır. Kendini ifade edimiyorsa, kısa kısa cümleler kuruyorsada işi yaş...

Off ya.. Derdim başka benim. Bu çocuktan hiç bir elektrik almadım. Konuşamıyorum bile onunla.... Konuşmadan önce "kusura bakmazsanız birşey söyleyeceğim, kırılmazsanız bir şey soracağım" diye söze başlıyor. Normalde saygı en büyük dileğim, isteğim ama saygının abartısıda can sıkıyor. Kendimi kırılmaya hazır hassas cam kavanozun içindeki çiçek gibi hissettiriyor böyle olduğu zaman.
Aslında böyle tanışmalar, konuşmalar, telefonlaşmalarda benlik değil. Şimdiye kadar bu tür tanıştırılmalardanda uzak durmuştum. Direkt evlilik niyetiyle olduğu zaman işin ciddiyeti beni korkutuyor. Zorla konuşturuluyoruz da samimiyet hiç yokmuş, resmiyet hakimmiş, sanki bir an önce karar vermem gerekiyormuş gibi hissediyorum. Ya o benden hoşlanırsa, ben ondan hoşlanmazsam? Ya istemeden karşı tarafa zarar verirsem veya ben zarar görürsem? Bunun gibi bir sürü soru iç sesimi harekete geçiriyor.
Bu çocuğun ismi "bakmayan kusur" olsun. Kusur olmayacak şeyleri bile gözüme batıyor. Arada aşk olsaydı bu kusurlar çekici bir hal alacaktı eminim. Adam tokat atsa, okşadı diye mutluluktan havalara uçar insan.
Bu hafta iş benim için çok kötüydü. İki gün üst üste yeni başkandan fırça yedim. Ağrıma, zoruma giden o kadar şey var ki... Herşey anlatılmıyor işte... Haksızlığa dayanamıyorum ben ya.. Öl deseler daha iyi...
Kendimi yakıp atasım var. Sonra küllerimden daha sakin, daha az kafaya takan ve sakin bir yapıda yeni bir beni yapasım var. Mümkün mü?
Bakmayan Kusur'a telefon numaramı verdiğim için şu an çok pişmanım. Beni aramaz inşallah. Kaçtığım şeylerle yüzleşmek zorundamıyım?

7 yorum:

  1. "Sonra küllerimden daha sakin, daha az kafaya takan ve sakin bir yapıda yeni bir beni yapasım var. Mümkün mü?"Kendini yakıp atasın kısmını beğenmedim ama diğer kısım için ne denebilir ki? Sen zaten hergün yeniden yeniden kendini yapıyorsun güzel dost.İçinden ne geliyorsa ona göre davran bence de sevgiler dilek.

    YanıtlaSil
  2. Tontininin söylediklerine katılıyorum.Bakmayan Kusur a da açıkça duygularını anlat bence. Kusura Bakma de :)
    SEVGİLER

    YanıtlaSil
  3. Yakarsan kendini doğabilir misin bilmiyorum. Ama gemileri yakıp tekrar yapabilirsin... Kaçtığın şeylerle yüzleşmek istemiyorsun o zaman üzerlerine yürü. Sürekli yüzleşmektense ezip geçmek daha iyi gibi...

    YanıtlaSil
  4. msn hk düşüncelerini hiç tahmin edememiştimyani ben olsam yazışmalara bu kadar anlam yüklermiydim bilmiyorum. tabi bu da evlenmek için secici davranan insanlarda bulunan özelliklerden yalnız biliyorum. Heyy dost kendini yaksandaa kurtulamassın insanlar yaşaması gereken herşeyi yaşamak zorunda unutma. sevgiler

    YanıtlaSil
  5. senin cümlelerinde evlenmeden önceki kendimi buluyorum arkadaşım,daha önce dile kaç kere getirdim bilmiyorum ama tedirginliklerin,isteklerin,evlenipyanında görmek istediğin adaydaki beklentilerin...bunca düşünce, senin içinde biyerlerde seninle savaş halinde ve bu seni yoruyo çoğu zaman,evet bu insan demediğin biriyle vakit kaybetmekse(onu tanımaya çalışarak yada konuşmaya çalışarak)daha bi yüzleşmeye itiyor seni,şimdi arkadaşım sana nacizane diyebileceğim bu kişiyle mümkünse yüzyüze bir karşılaş,ve şimdiki düşüncelerin karşılaştığınızdada değişmiyorsa,açık açık ifade et kendini,karşındakini kırmamak ve kendinde daha fazla yıpranmamak adına derim,
    sevgiler haticecim,yüreğinin dinginleşmesi ve onu heyecandan attıracak o hayırlı kişiyi en kısa zamanda bulman dileğimle,,

    YanıtlaSil
  6. Beğenerek yapılan evlilikler, kısa süreli,veya zamanla sevgide problem yaşanır.
    Evlilikte, aşk ve sevgi ruhuna sirayet etmeli, her şeyden çok sevdiğine ve sevildiğine mantığınla değil, kalbinle emin olduğun zaman vaktin geldiğine işarettir. Vakit geldiğinde de tüm engeller,kendiliğinden ortadan kalkar

    YanıtlaSil
  7. Bu işler böyle sözleşmiş gibi olmuyor maalesef. Bu durumda olunca insan kendi kendine "Ben napıyorum ya" da diyebiliyor. Tabi yine de belli olmaz sonun nasıl olacağı.

    YanıtlaSil

Yorumlarınızı Bekliyorum