Zoru severim ben. Kolay işi yapıp, güzel sonuçlar ortaya çıksada o iş için kendimi başarmış olarak görmem, başarı için edilen tebrikleride hiç üstüme almam. O yüzden kolay işi zorlaştırır öyle yapmaya çalışırım. Zor işi veya zorlaştırdığım işide genelde başaramam. "İş neden olmuyo" diye de sürekli veryansın, sürekli şikayet ederim oda ayrı. Başardığım zor işlerin sayısıda bir elin parmak sayısını geçmez.
Olmayan aşk hayatımda da durum farklı değil. Kolay aşkları sevmiyorum. Canımlı, cicimli, çiçeğimli, böcügümlü, ivik cıvık, günebilirlik aşklar benlik değil. İltifatlara, tatlı sözlere hiç kanmadım.Çevremde tanıdığım herkes bana iyi niyetli, saf ve vefakar olduğumu söyler. Bu saflığım ve iyi niyetliliğim bir tek aşkta olmuyor, işin içine karşı cins girdiği zaman cin fikirlinin, akıllının, zorun alası olup çıkıyorum. Ee aşkta zor kızlarda ne kadar favori oluyor bilirsiniz. Bu zamanda her kız kolay kız! Kendi ayaklarının üstünde duran ve maddi açıdan kimseye bağımlı olmayan kızlar artık aşk hayatındada kimseye bağımlı değil (erkekler içinde geçerli). İnsanlarla iletişim kurmakda(dolayısıyla aşk) çok kolay.Yüzyüze başka, cep telefonunundan başka, internetten başka bir aşkı yaşamak hiç de zor değil. İletişim kurmak ile aşkın birbirine karıştırıldığı bir zamandayız. Artık kızlar erkeklerden değil erkekler kendini kızlardan sakınır oldu. Kolay kız olmadığımdan kolay aşkların yemi değilim. Zoru ise başaracak kadar kabiliyetlide değilim. Zoru seven ben, zoru başaramadığım için kolayı tercih etmem gerek galiba.
Hayatımda tanıdığım güçlü kadınlardan birisi herkülüye ablamdır. Ne zaman (bana göre) büyük bir sorunum olsa yanında şikayete, veryansın etmeye başlarım. Oda iki dakika konuşur ve olayları kabul etmemi sağlayıp ne yapmam gerektiğini söyler. Gözümde sorunumu o kadar basit hale getirirki, bir anda kendime dönüp "ne kadar salakmışım, ben bunun için mi üzülüyorum" demeye başlarım. Kardeşimin bana attığı telefon faturası kazığı içinde aynı olay oldu. "Düğün öncesi bu olur mu, böyle bir aptallık ve ihanet olur mu?" diye dert yandığım herkülüye ablam "birşey olmaz, bununda üstesinden gelirsin, şu hayatta neler oluyor, borçtan korkma, borç yiğiden kamçısıdır, Allah sağlık versin, üzülme" deyip hemen bana enerji depoladı. Kadının hayatında gördükleri ve yaşadıkları karşısında benimki devede kulak kalıyor tabi. Ağzından her çıkan sözü ferman bildiğim herkülüye ablam, "artık seçmeyi bırakıp, uygun biriyle evlenmemi, seçenin seçilmeye kalacağını, bu sıkıntıları neden tek başıma yüklendiğimi" de söyledi. Haklı valla.
Akşama doğru ise haccecanı evlendirme ekiplerinden birinin bana uygun gördükleri birisiyle tanıştırmak için birlikte bir akşam yemeği operasyonu düzenlemekte olduklarını öğrendim. Bu operasyonda şehit olacağımı bile bile gönüllü katılacağım. Artık seçmeyeceğim, gidip tanışacağım. Gönlüm bir şey demeyecekse mantığımı konuşturacağım.
Erkek olsaydım evlililik olayına bu kadar takmazdım. İstediğin yaşta evlen. Ama ben anne olmak istiyorum. Anne olmak için evlenmek istediğim zamanı seçme gibi bir lüksüm yok. Anne olma hakkım elimden alınmadan bu şansımı iyi değerlendirmeliyim.
Hayatımda güçlü, karakterli dediğim insanların %90'ı kadındır. Ben kadın kadar ince düşünen, hassas, kırılgan, konuşkan bir o kadarda sabırlı, güçlü, iradeli başka bir varlık görmedim. Kadınlar ne istediğini, ne yapması gerektiğini çok iyi biliyor. Eğitimsiz, cahil bile olsalar içgüdü gibi bir avantajımız var. Sezgilerimiz var. Hislerimiz var. Ama erkekler öyle değil işte. Oduna ne kadar şekil verirsen ver yine odun. Hissiz, duygusuz, sezgileri yok. Güçlü gördüğüm kadın sayısının %1'i erkek olaydı ben böyle olmazdım. Valla yapışırdım yakasına. Bana yapışmayacaksa bırakır, salıverirdim kendi yoluna....
İç ses: Artık zoru sevmiyorum, kolayda nasıl yapılır onuda bilmiyorum. Sıfıra sıfır yine elde var sıfır.
Duygu ve düşünceler hakkında kesin bir kadın-erkek ayrımı bana pek doğru gelmiyor. Bu işte daha büyük yok. En "ince düşünen, hassas, kırılgan, konuşkan bir o kadarda sabırlı, güçlü, iradeli" diyebileceğiniz bir erkek getirseniz karşıma bu gibi özellikleri daha fazla olan bir kadını mutlaka örnek gösterebilirim. Ya da "ince düşünen, hassas, kırılgan, konuşkan bir o kadarda sabırlı, güçlü, iradeli" diyebileceğin bir kadın varsa ondan daha düşünen, daha sabırlı, daha düşünceli vs. bir erkek gösterebilirim. Bu gibi özellikleri ya da bazı olayları sadece bir cinsiyete sığdırmak ilginç geliyor.
YanıtlaSilAyrıca "seçenin seçilmeye kalacağı.." sözü de güzel bir sözmüş.
YanıtlaSilSonuçta insan dönüp dolaşıp olduğu yere geliyor...
YanıtlaSilAradığını bulamıyorsan, bulduğunda ara...Belki bulursun..!
Evlilikte keramet vardır..!
Korkma ve ilerle birgün korkunun fayda etmeyeceği yere geleceksin..
Özgürlük kendi sorumluluğunu taşımaktır..
Umarım...İstediğin gibi olur..
Bizden hep destek..tam destek..:)
korkular ve acabalar hiç bırakmıyor insanın yakasını haccecanım,bu yüzden korkularınla beraber yüzleş bence bu evlilik meselesiylede,hayırlı günlerin yakın olmasını dilerim hayatında canım,,
YanıtlaSilsadece mantıkla olmaz bu evlilik işi,iyi düşünmek lazım hayırlısı diyelim
YanıtlaSilHACEE BENCE EVLİLİK ZOR VERİLEN BİR KARAR DEĞİL YETERKİ EVLENECEĞİN ADAMI İLK GÖRDÜĞÜNDE ÇARPILLL. KALBİN TİTRESİN MANTIĞIN ALT ÜST OLSUN Kİ BU KARARI VER YOKSA ÖLE AKILLI USLU ÇOK DÜŞÜNÜREKE ÇOK SEÇEREK AMAN KOLAY OLMASIN ZOR OLSUN Kİ BENİM İŞİM OLSUN DİYEREK BU İŞ OLMAZ DOSTUMMMM. SADECE GÖNÜL GÖZÜNÜ AÇ İKİ KARA GÖZÜNÜ DEĞİLL GÖZÜNÜ KAPAT ZİHNİNİ AÇÇ ÖPTÜMMM
YanıtlaSilYşınız kaç bilmiyorum.Ama ben 32 yaşında bir adamla birlikte olmaya başlayıp ( ki o zamana kadar 2 kere evlenip birini 2ci ayda birini 11ci ayda boşanmayla bitirmiştim gidemeyecek ilişkiler olduğu için)
YanıtlaSilve o birlikte olduğum adamın doğru adam olduğuna taa 36 yaşında karar verip evlenip çocuk doğurmuş bir insanım.
Sakın kendinizi başka sebeplerle olamayacak bir evliliğin içine atmayın.Olmayacak ilişki insanın da doğurduğu çocuğun da hayatını kabusa çevirebilir.