Görev Beni Çağırıyor... Seni de...

28 Eylül 2021 Salı

Deprem

 

Deprem’lerin olduğu yeri sallayan, çarpan, yıkan, yok eden, öldüren, parçalayan etkisinin yanında insanın ruh dünyasında da aynı etkisi vardı. Depremin ardından gidenler için değil de kalanlar için her şey daha yeni başlıyordu. İki dünyaları da yıkılmış insanların gözlerinde ki o keder… Girecek ne evleri kaldı, ne de koynuna girecekleri kocaları, sevecekleri çocukları… Bu kadar acı neden? Neden? Neden sorusunun cevabı ardından gelen o isyanlar… İçlerinde yanan o cehennemler… İnkarlar…

Büyük acıların ardından gelen o isyana sıkı tutun… Ruh dünyanın baştan aşağı yıkılması gerekiyordu baştan şekil vermen için. Eskinin yenilenmesi için yıkılmasından başka bir çaresi yok maalesef. O isyanın ardından her şey ama her şeyi yeniden yapacak gücün içinden geldiğini göreceksin. Evini her şeyiyle yeniden yapacaksın, gidenin yeri dolmayacak ama bıraktığı acılar seni yepyeni bir sen yapacak… Tek şart var. Yapacağın yeni senin eskisinden daha iyi olmasına niyet etmek. Geçmişe takılmamak. Acına takılıp yenilenmeyi kabul etmediğinde cehennem ateşleri seni bekliyor olacak…

Karşıda ki ile hiçbir şey ite kaka olmuyordu. Çocukluğun da onu seven ablaları, babası, annesi vardı. Annesinin bütün negatifliğine rağmen babası tarafından her zaman nazlandığını söylüyordu. Her hafta sonları çevrelerinde ki gezilecek yerlere hep beraber gider gezerlermiş. Sevgiyi babasından gördüğü gibi Karşıda ki sevgiyi  göstermeyi de biliyordu. Ne haddi aşıyordu, ne de geri duruyordu. Saygı da asla ama asla kusur etmiyordu. Çok yol yürüttüm ona… Benim evime gelmesi için bile 3 km yokuş çıkması gerekiyordu yürüyerek. İnerken de yolu uzatmak için 6 km'lik yolu tercih ediyorduk.   

Onunla ilgili kafamda takılan noktalar yok muydu? Tabi ki vardı… Bir kere hiç sosyal değildi. Ama gittiğim bütün sosyal ortamlara girme cesaretini gösteriyordu. Hiç kitap okumuyordu. Ancak asla kitap okumam diye bir söylemde de bulunmuyordu. Değişime açıktı. Karşıdaki'ni kendi seviyeme denk görmeyen bir yanım vardı. Seviye!! Alarm alarm. Bu kelime beynimde şimşeklerin çakmasına neden oldu. Dur bir dakika bununla ilgili geçmiş kayıtlarıma bakmam gerek. Hayatımda beni kendi seviyesinden aşağı gören iki kişi vardı. Birisi  tanıdık kadın bir öğretmen, diğeri ise Karadeniz. Kendilerini üst seviyede gören bu iki insanda yalnızdı. Kendilerini diğerlerinden ayrı bir seviyede görerek yalnızlığı deneyimledikleri özel bir alanda yaşıyordu ikisi de. Kendilerini gördükleri seviye üst seviye değildi ancak onlar öyle algılıyordu. Ben bir bok olmadığımı kabul ettiğime, yalnız bir hayat sürmek istemediğime göre kendimi Karşıdaki’den  üst seviyede görmemeliydim. O kitapta ne yazıyordu. Hepimiz sonsuzluğun parçalarıydık, hepimizin kat ettiği mesafe ve hız farklı olsa da istikamet aynıydı. Benden geri kaldı diye onu küçük görmek kibir değil miydi? Kibir benlik miydi? Asla. Ona alt seviyedeymiş gibi bakmamaya çalışacaktım. Benim açlığını hissettiğim iki konuya odaklanacaktım. Sevgi ve saygı. İçimde ki öfkeli Haccecan seviye konusunda konuşmaya devam ediyordu sürekli. Sen bundan daha iyilerine layıksın!! Sen daha  zekisin!! O senin kadar zeki değil!! Senin kadar maaş almıyor!!! Onu susturuyordum. Yüz yüze yaşadığım ilk gerçek ilişkiyi benim egom yüzünden bitirmeye hiç niyetim yoktu. Tartışmalarda oturup çözebiliyorduk, özür dilemekten de kesinlikle gocunmuyordu. Olumsuzlukları benim aşamayacağım boyutta değildi, eksiklikleri benim tamamlayamayacağım kadar çok değildi. Onda ki boşlukları ben doldurabilirdim. Benim öfke anlarımda sakinleştirici etkisi, alttan alması, o anlar da bana özel alan tanıması, anlayışlı olması... Bu öfkeyle kimse daha önce baş etmeye uğraşmamıştı bile. Beni yavaş yavaş tüketen bu öfkeli hallerimden kaçmamıştı... Benimle böyle uğraşan, önemseyen  birisine sırtımı dönebilir miydim? Tabi ki hayır... Değişmeye karar vermiştim. Bu değişimden ilk nasibini alması gereken içimde ki bu herkese ve her şeye karşı hissettiğim yoğun öfke duygusuydu. Bu duyguyla nasıl baş edeceğimi henüz bilmiyordum... Daha çok zamana ihtiyacım vardı... Karşıda ki'nde bu kadar sevgi ve sabır var mıydı bilmiyordum... 

Devam edecek...   

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınızı Bekliyorum