Güvercin,
kırlangıç ve turna kuşlarının asılmışım kanatlarına
Bazen
güvercin, bazen kırlangıç bazen de turna
Sıra ile
konuyorum kanatları arasında ki gizli yuvama
Seyrederim
dünyayı kuşların gözlerinden,
Ürkek, kırılmış, hırpalanmış ve de perişan…
Kuş kadardı gönlüm, beni kuşlar taşırdı anca
Sevgiliye
sitem etmek gibi olmasın ama
İlk yanaşmadı
gönlümü taşımaya
Beni kendi
gibi sandı, çakılıp kaldığımı basamağımda…
Aşk
diyarından aldığım birkaç parçayı koydum bohçama
Sonra bende
seyre çıktım dünyaya
Kimi aç
yanım için yem, kimi de kanayayım diye ok atardı bana
Kim
yaraladıysa beni, yansın diye vicdan azabıyla
Okların
ucuna güller takıp geri iade ederdim onlara…
Erisin isterdim zalim yanları
Zalimliğin
ardından ufuklarında muhakkak merhamet doğardı
Kim aç yanım
için yem attıysa bana
Sonsuzluğu
bırakırdım avuçlarına
Aşsın
isterdim tüm diyarları
Sonsuzluk
diyarı ulaşılacak son basamaktı..
Bir tek sonsuzluk vardı elimde avuçlarımda…
Aç doymak
bilmez yanım, sonsuzluk kadardı..
Birmiş
sonradan anladım yoklukta… sonsuzlukta…
Kimseyi
bırakmadım olduğu basamakta
Çıkalım
varalım hep beraber Nirvana’ya…
Yorgun musun
diye sorarsan “evet”
Bırakıp
gidecek misin diye sorarsan “asla!”
İlk gönlümü
taşımaya yanaşmayan sevgili
Sıra sende…
Saplanıp kaldığın basamaktan çıkmakta sıra…
Seni de orada
bırakacağımı sanmıyordun ya!!!
Güvercin,
kırlangıç ve turna kuşlarının asılmışım kanatlarına
Az geliyor
artık uçmak, kuşların kanatlarında
Kanatlarına
sığmıyorum, sıra artık sonsuzlukta
Bu başı boşunalıkta
ve umutsuzluk dolu beden basamağında
Daraldığımız
yeter, sıra artık kanatlanmakta…
Kanatlarla da
bir süre uçtuktan sonra…
Uçulabileceğini
de öğrenmeli ruhum kanatsızda
Öğrenmenin sonu yok ki sonsuzlukta…
Seyrediyorum
kainatı, evrenleri, bedenlileri ve bedensizleri…
Dinliyorum
bütün frekansları, tınıları, sesleri,
Ne bir
şeyim, ne her şeyim, ne ses, ne zihin, ne de algı…
Sonsuzum ne
de….
Hiç’im sadece…
Haccecan
03-06 Mart 2023
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlarınızı Bekliyorum