Görev Beni Çağırıyor... Seni de...

22 Kasım 2021 Pazartesi

Rolün ne?


Birey olmak istediği kişi gibi konuşurken, olduğu kişi gibi davranır. Konuştukları onun geleceğini, yaptıkları ise onun şuan da ki halini gösterir. Sözlerin gelecekle ilgili çok önemli bir yere sahipken, davranışları şuan için çok önemliydi. Hayat denen bu kervanda olduğumuz kişiye de olacağımız kişiye de çok ihtiyaç var. Anı yaşamak için büyük çaba harcarken, aynı anda geleceği de yazıyoruz. Bunu şuan yapıyoruz.  Kimimiz ise geçmişi bırakmadığından ânı yaşayamıyor, ânı yaşayamadığından geleceklerini oluşturamıyordu.

Karşılaştığınız kişilerde neye önem veriyorsunuz? Eylemlerine, davranışlarına mı?  Yoksa sözlerine, yapmak istediklerine mi? Olduğu gibi kabul edeceğiniz birisiyle mi arkadaşlık yapmak istersiniz yoksa olabileceği potansiyeli fark ettiğiniz değişime açık birisiyle mi? Tercihiniz sizi olmanız gereken kişiye doğru götürecektir.

Denge. Bu hayat için olmazsa olmaz kural bu bence. Her olay ve durumun en sağlıklı haline denge halini gözeterek ulaşabiliriz.  Olduğunuz kişi ile olmak istediğiniz kişi arasında ki dengeyi nasıl sağlayacağız? Bir yanınız hayat içinde ki rolünüzü oynamak için zorlarken, bir yanınız olmak istediğiniz kişiyi özleyip, bekleyip duruyor. Bu çelişki haller ise farkında olan insanlar için bizi ulaşmamız gereken noktaya doğru daha fazla yaklaştırıyor.  

Hayatta kimin, neyi, nasıl ve neden etkilediğinin izini sürüyorum bu aralar. Sebepleri ve sonuçları. Hayatta ki değişime katkımın ne olduğunu nasıl anladığım yazıyı kaleme alıyorum şu an. Kaleme değil de klavyeye mi alıyorum yazsam acaba!!! Bilgisayar başında yazı yazmak kaleme almak değil yeni bir isim lazım buna. Neyse konu dağılmasın.

 2015 yılında internette okuduğum bir haber ile zihinsel olarak bir çok açılım yaşadım. Eşinin yeğeninin yüzüne kezzap atan adam haberi. Adamın maddi durumu ve eğitim durumu çok iyiydi. Bu adam böyle bir şeyi neden yapmış olabilir diye düşünmeye başladım. Bir insan başka bir insana hiç nedeni yokken nasıl kötülük yapabiliyordu? Özellikle de masum bir çocuğa?! Bu çocuk bu adama nasıl bir kötülük yapmış olabilirdi ki bu adam bu kadar kontrolden çıktı? Bu bana çok ilginç gelmiş ve çok şaşırmıştım. Geçmişte ki travmalarım için ve kendi kişiliğimde oluşan yaraların iyileşmesi içinde bu haber bir milat niteliğindeydi. 

Ardından onun davranışının temelinin ne olduğu üzerine araştırmaya başladım. Psikolog bu haberde ki adam ile ilgili psikopat olduğuna dair yorum yapmıştı. Ardından psikopatları incelemeye başladım. Şu ara internette bulunmayan gizlipsikopat.com adresine ulaştım. Psikopatlarla ilgili çok detaylı bir internet sitesiydi. Bir psikopat mağduru tarafından oluşturulmuştu site. Yaşadıklarını anlamlandırabilmek için psikopatlarla ilgili bir çok kitap okumuş ve başkalarının mağdur olmaması için bilgi kaynağı olması amacıyla bir psikopat mağduru o siteyi yapmıştı. Acılarını başkalarına ışık yapmaya çalışan koca yürekli bir insan ile daha karşılaşmıştım.  Kendisi hakkında sitede hiçbir bilgi yoktu. Muhtemelen psikopatı tarafından tehdit altında olduğundan kimliğini gizli tutuyordu. Sitede yorum veya e posta adresi veya iletişim kurulabilecek herhangi bir bilgi yoktu.  

Psikopat... Asla vicdan azabı çekmeyen insanlar. Doğuştan empati ve vicdan yoksunu olarak dünyaya geliyorlardı. İçlerinde duyguları hissetmedikleri için anne-babalarından, çevrelerinde ki insanlardan taklit yapmayı öğreniyorlardı. İnsanlar üzüldüğünde mahzunlaşır, sevinçli olduğunda yüzlerinde mutluluk ifadeleri olurdu. Psikopatların hisleri ve duyguları olmadığından çevrelerinde ki insanların jest, mimik ve hareketlerini gözlemleyerek rol yapma yeteneklerini geliştiriyorlardı çocukluklarından itibaren. Duyguları hissetmedikleri halde hissediyormuş gibi davranma konusunda uzmanlaşıyorlardı. Diğer insanlar aralarında kendini çok iyi gizleyebiliyorlardı. İçlerinde koca dipsiz bir boşluk olduğundan o boşluğu doldurmak için kötülük yapmak zorunda hissediyorlardı. Kurbanlarını nasıl ele geçirdiklerini ve sömürdüklerini uzun uzun anlatan bir siteydi. Psikopatlarla ilgili o internet sitesini okuduktan sonra birkaç gece psikopatları düşünmekten uyuyamadım. O zamanlar gülüm vardı oğlum dünyaya gelmemişti henüz.

O yaşıma kadar belki onlarca psikopat konulu film izlemiştim ama onların üzerine düşünme gereği hiç hissetmemiştim. Evlerden ırak olsun der geçerdim. Neyin neden olduğunu düşünmeye çok geç yaşta başlamıştım. Geç değil belki de. Her şey zamanında ve yerindeydi belki de kimbilir!!

Psikopatların varlığını keşfetmemden ve onları içselleştirdikten sonra varlıklarının diğer insanlar tarafından da bilinmesi gerektiği sonucuna vardım. Kötülüğü neden yaptığını bilmeyen (her toplumun %2-3’ünü oluşturan) milyonlarca insan vardı aramızda. Kötülük ordusu!!! Bazı insanların kötülük yapmak için hiçbir sebebe ihtiyaçları olmadığını, kötülük yapmak için yaratıldıklarını anlamak ve onları içimde hissetmek… Kötüleri de artık kötü olarak görememeye başlamıştım. Lev-hi Mahfuz kitabında ki yazılı bir gerçeği deneyimlediğimi ise çok sonra farkettim. Tekamül basamağının en altlarında halife olmaya doğru evrilen, vicdansız insanlardı onlar.

Facebook ortamında cinayet, tecavüz ve yaralama haberlerinin altında yapılan yorumları gözlemlemeye ve bu yorumlar üzerine düşünmeye başladım. İnsanların geneli bir kötü olay karşısında nasıl bir tavır alıyordu? Genellikle yorumlar “Allah cezanı versin, Cehennemde yanasın veya en kötüsü ise “cezaevinde inşallah senin de başına aynı şey gelir” şeklindeydi. Suçlunun cezasını suçludan bekler hale gelmiştik. Cehennemde Allah’ın yakmasına ne gerek vardı? Bu dünyayı biz insanoğlu zaten cehenneme çevirmiş hepimiz kebap gibi yanıyorduk. Ne gerek vardı ki orada yanmasına!!!

Haberin altında çözüm odaklı yorum yapan kişi sayısı bir iki taneydi. Eğitim sisteminin değişmesi ile ilgili çözüm odaklı yorum yapanları destekleyen tarzda yorum yaparak düşünen ve çözüm üreten insanları onere etmeye başladım. Birde haberlerin altına gizli.psikopat.com adresinin linkini bırakıyordum. Oradan insanların kötünün neden kötü olduğunu anlaması amacıyla yaptım bunu. Beddua ederek ve cezaevinden medet umarak hiçbir yere varamayacağımız ortadaydı çünkü. Bunu bir çok yerde, tartışma gruplarında ve sanal ortamda uzun bir süre yapmıştım. Sonra oğlumun hamileliği, doğum ve sonrası derken bu işlere ara vermek zorunda kaldım.

Yıllar sonra o siteye tekrar girdiğimde site sahibi, sitesine çok fazla ziyaretçi olduğuna dair bir paylaşımda bulunmuştu. Neden acaba!! J Ve tecavüz ve cinayet haber yorumlarında çözüm odaklı yorum sayılarında artış olduğunu fark ettim. Neden acaba!!! J

İşin özeti dünyanın değişmesi gerek a dostlar ve değişimde ki katkınızı da fark etmeniz gerekiyor… Bir yere yaptığınız iyi küçük bir dokunuş kelebek etkisi yapıyor. O an değil belki .. Belki siz hiç görmeyeceksiniz veya fark etmeyeceksiniz bile.. Ama ne önemi var ki.. Değişimde ki katkınızı fark edin ve harekete geçin yeter… Doğru olun, iyi niyetli olun çok zeki olmanıza gerek yok. Dünyayı zeki ama kötü niyetli insanlar bu hale getirdi. Zeka; edindiğimiz tecrübeler sonucunda sizde oluştu, oluşmaya da devam ediyor. Kötü her zaman daha zeki olmak zorundaydı. Rakibin daha zeki olduğu yerde siz daha fazla gelişim gösteriyorsunuz çünkü. İyiler artık zeki, zeki iyiler ise diğer zeki iyilere öğretiyor hakikatleri şu aralar.  Kötüden ve kötülükten çok şey öğrendik. Hepsinin varlığına şükürler olsun. 

Durmak yok yola devam. Yolun sonu iyiliğe çıkıyor...  

Gizli sosyopatlarla ilgili Vladimir'in yazısı. Yorumlarda psikopatlarında yorum yapması konuyu çok daha anlamlı hale getiriyor :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınızı Bekliyorum