Görev Beni Çağırıyor... Seni de...

13 Ekim 2021 Çarşamba

Hızır ile Musa

 

Hızır ile Musa

Musa, aklını kullanmayarak Hızır’a tabi olsaydı, Hızır’ın yaptıklarına sesini çıkarmasaydı ne olurdu? Musa sıradan bir insan olurdu. Hızır’a tabi olmadığından, yaptığı haksızlıklara itiraz ettiğinden, aklını Hızır’ın emrine sunmadığından peygamber oldu. Kendini arayan Musa, Hızır’a tabi olarak kendini bulacağını sanırken, ona tabi olmayı ret ettiğinde kendini bulduğu yola girmişti. Kendi gücünü başkasına tabi olmayarak bulmuştu. Aklını başkalarının ellerine vermiş herkesin son zamanları bu zamanlar. Her alanda artık bireyselleşmenin arttığı zamanlar. Bireyselleşemeyen, kendi iradesini eline alamayan, kendi özüne dönemeyen herkes kendisini bulması için musibetler yağmuruna tutulacak. Hastalıklar, felaketler, aile içi cinayetler, iç çatışmaları. Her yerde her an patlamaya hazır bomba yüklü insanlar… İnsanların iradelerini ellerinde tutan bütün dini, siyasi, ekonomik yapılar yıkılacak. Savaş meydanlarında farklı topluluklar arasında yapılan savaşlar ile kazanılan hakka artık özgürlük denilmeyecek. Bireyin kendi özünü bulması için kendisiyle yaptığı çatışmalar sonucu kazandığı luğa özgürlük denilecek. Savaşlar devam ediyor… Daha çetin ve zorlu. Cepheler her yerde. 8 milyar kadar cephe var….   

Karşıda ki ve Haccecan

3 ay dere,  tepe, cadde, sokak yürüdüğümüz Karşıda’ki artık evime de gelmeye başlamıştı. Evde beraber yemek hazırlıyor, ardından birlikte bulaşık yıkıyorduk. Kitap okuyor, televizyon izliyorduk. Bu arada Karadeniz’e duyduğum hislerim yüzünden öfkeli Haccecan hiç susmuyordu. Hem Karadeniz’e hem Karşıda’ ki ne ihanet ediyormuşum hisleri sarıp sarmalasa da mantığım bu konuda artık yüreğimi dinlemiyordu. Mantıklı Haccecan Karadeniz konusunda her şeyi fazlasıyla yaptığımı, ilişkiye dönüşmeyen bir arkadaşlığa sadakat yüzünden bilgisayar başında ne kadar daha süre geçireceğimi sorup duruyordu. Hayat kısaydı. Onunla dolu dolu geçen 4 yıl yeter artık. Karadeniz tarafından kaç kere daha red edilmen gerek? O senin arkadaşın… O senin arkadaşın… O senin arkadaşın deyip duruyordu…

Aşk Tesadüfleri Sever Filmini beraber izlediğimiz bir akşam filmin sonunda ağlamaya başlamıştım. Karşıda’ki ben ağlarken sarılmıştı bana. Ne bir soru, ne başka bir şey… Sadece sarıldı…Onun sarılmasıyla birlikte benim içimden duygu yüklü bulutlar fırtınaya dönüşmüş gözlerimden dışarı fışkırıyordu… Kendimi kontrol edemiyordum. Zırıl zırıl, hüngür hüngür, püngür püngür ağlıyordum… Duygu yüklü olduğumda genelde dışarı gülerek tepki veren ben o akşam ağlamayı tercih etmiştim. Yanında çekinmeden ağlayacağım, bunu yaparken neden ağlıyorsun diye sormayan bir adam. Hayatta böyle bir insan vardı evet ve o benim yanımdaydı. Onun o sessizliği, sakin yapısı bana o kadar iyi geliyordu ki… Kendimle savaş halindeyken Karşıda ki ile yarış hali içine girmemek biraz olsun dinlenmemi sağlıyordu. İçimde birikmiş ne varsa o akşam gözyaşları ile dışarı akıyordu. Karşıda ki’ne  ruhsal olarak bağlandığım an o akşamdı.

Devam... edecek...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınızı Bekliyorum