Görev Beni Çağırıyor... Seni de...

22 Ekim 2021 Cuma

Aileyi İlk Ziyaret

 

Cennet’ten kovulmadığın gibi Cehennem’e de sürülmeyeceksin. Yer, gök ve ikisi arasındakiler… Tüm bu yatırım senden bir günahkâr yaratmak için değildi. Tanrı varoluşu, bir “halife yaratma” süreci olarak özetledi. Bu ne demektir biliyor musun? Bu, varoluşun kaçınılmaz yazgısının halifeler yaratmak olduğudur. Bu arada, halife dediğimde zihninin “dört Halife” de ki halifeye gittiğini biliyorum. Yakında, Tanrının halifeye ne anlam yüklediğini öğreneceksin. Tanrı-Adem-Melekler üçgeni, aslında zahir ve batın kavramlarının çok güzel bir açıklayıcısıdır. İslam felsefesinde zahir ve batın kavramlarının çok güzel bir açıklayıcıdır. İslam felsefesinde zahir, yüzeyde ki gerçektir. Batın ise derinlerde yatan manadır. Melekler, tekamül sürecinde insanın kirlenişini zahir olarak görebilmekte ve buna göre yargıda bulunmaktadır. Rabb’a göre insanın büründüğü tüm bu haller, tekamül etme sürecinin doğal bir parçasıdır. “Ben sizin bilmediğinizi bilirim”den kasıt derinlerdeki anlam yani batındır. buRAK özDEMİR Levh-i Mahfuz

Karşıda ki’nin ailesiyle tanışmak için onların evine gideceğim o gün. Zemin katta dahil 3 katlı bir evleri vardı. Zemin katta annesi, babası, kendisi yaşıyordu. Orta katta abisi, yengesi ve 4 çocukları kalıyordu. En üst katı da Karşıda ki evlendiği zaman o otursun diye yapmışlardı. Evlerine gittiğimde babası herkes gibi normal konuşuyordu. Karşıda ki babasının hasta olduğunu söylemişti ama garip hiçbir şey hissetmemiştim. En çok babasının davranışlarından değil Karşıda ki’nin davranışlarında bir gariplik vardı. Babasıyla arama oturmuş sanki arada bariyerlik yapmaya çalışıyordu. Kolunu koltuğun arkasına uzatmış, kolu benim başımın hizasına gelmişti. Annesinin yanında beni sahiplenmiş gibi bu duruşu hiç hoşuma gitmemişti. Aileni görmeye geldim ben beni sahiplen diye değil!!! Kolunu arkamdan çek diye onu uyardım. Babası konuştuğunda onu susturmaya çalışıyorlardı. Hoş geldin kızım diyordu bana. Her hasta keşke onun gibi sağlam olsa!  diye düşünmüş hiçbir gariplik hissetmiştim. Aslında Karşıda kinin onu red etmemem için gerçekleri sakladığını çok sonra anlayacaktım. 

Akşam yemeği için üst kata abisinin evine çıkmıştık. Orta gelirli bir Anadolu eviydi. Tıpkı Karşıda ki’nin babası gibi abisi de şoförlük yaparak geçimini sağlıyordu. Yengesi evlerinin bahçesinde inek bakıyordu, bahçeyi ekip diyordu. Yengesinin yaptığı kuru fasulye, pilav, turşu, ayran menüsüyle karnımı doyurmuştum. Hazır bulduğum yemeği yalayıp yuttum. 

Karşıda ki'nde beni en çok çeken şeylerin başında onun yanında kendimi özgür hissediyor olmamdı. Düşüncelerime fikirlerime saygı gösteriyor, çok olgunsun ve kendini geliştirmişsin diyordu. Özgürlük benim olmazsa olmazımdı. Yanında esir alınmış gibi hissettiğim bir adamla yan yana durmak bile beni boğuyordu.

Yemekten sonra alt kata indik. Karşıda ki ortalar da yoktu. Abisi konuşuyordu. Üst katta ki evin yer döşemesi olarak laminant istemişsin. Babamlar bu evi yapalı 40 sene oluyor, bu evin üstüne biz bir kat attık, onun üstüne atılan kata laminant için şap atarsak bu evin tabanı onu kaldırır mı bilmiyorum dedi. Laminant isteğimi Karşıda ki ile konuşmuş bunu da emrivaki olarak da söylememiştim. Bu konudan abisinin haberinin olmasına bozulmuştum. Tanışmaya geldiğim bu evde beni evlendirip üst kata taşımışlar gibi tavırları beni boğmaya başladı. O böyle konuştukça bana stres bastı, öksürmeye başladım. Ama nasıl bir öksürük… Ciğerlerim ağzımdan çıkacak… Her şey çok hızlı ilerliyor!! Karşıda ki’ni yeni kabul etmişim sen nerden çıktın be adam!!! Alarm alarm.. Herşey kontrolümden çıkmaya başlıyordu. Kontrol manyağı Haccecan kaçıp gitmek istiyordu. Ona hiç cevap veremediğim için içimde koca bir isyan duygusu belirmişti. Ailede en çok kiminle çatışacağım belli olmuştu!!! Abi!!!

Kaf dağının ardında ki evime dönüş yolunda Karşıda ki ile ilk büyük kavgamızı yapmaya başlamıştık.

-Bu evinizi ilk ziyaretim, daha ortada fol yok yumurta yok. Tanımaya gelmişim aileni. Bu ev mevzusunu niye açtı abin? Abin bizim oturacağımız eve ne karışıyor ki? demiştim.

 Ben bağırdıkça Karşıda ki de alttan almıyordu.. İlk defa!!…

-Abim o benim, bize ön ayak oluyor, yardımcı oluyor ne var ki bunda?

-Daha evlilik kararı almadık, benim ailemin hiçbir şeyden haberi yok senin ailen oturacağımız eve, döşemesine bile karar verdi!!!   

Kontrolsüz bir şekilde bağırmaya ve abisinden taraf olmaya devam ettiğinde beynime kan sıçradı. Hareket halinde ki arabanın kapısını açtım, dur çabuk ineceğim ben dedim…Durmadı.. Durmazsan atlarım dedim.. Kendimi arabanın dışına doğru biraz çektim.  Kimse bana bağıramaz. Sen kim olursun be!!!  O gün benim ne kadar ileri gidebileceğimi görmüş oldu. Korkuyu gördüm gözlerinde. Geri adım attı…  Bir deli olduğumun farkına vardığı o anın ardından teslimiyette peşinden geldi. Bundan sonra hiçbir zaman tartışmalarımızda abisinden taraf olmayacaktı.  İkimizin de kızgınlık sebebi abisi olacaktı… Hala söyler, ben seni idare etmezsem bu ilişki yürümez diye… Haklı mıydı? Değil tabi. Ben haklıyım her zaman. Bennnn!!!

Devam edecek !!!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınızı Bekliyorum