“Her şey benim zannettiğimden farklı olabilir.” Sözlerinin
beni çok mutlu ettiğini bilmeni istiyorum. Tanrı “ben sana inanıyorum” diyen
herkese durumlarını bildirir. Tanrıya inanmak, O’nun herkesten daha fazla
bilgiye haiz olduğunu kabul etmektir. Bu da, inandıklarının yanlış olabileceği
ihtimaline açık olmaktır. “Sana inanıyorum ama en zaten her şeyi biliyorum.” Bu
ifadenin “sana inanmıyorum”dan hiçbir farklı yoktur. “Sana, beni ikna ettiğinde
fikirlerimi değiştirecek kadar çok inanıyorum”. Tanrıyı en çok mutlu edecek söz
budur. Sen zihnini serbest bırakıp kendini açtığında, boşluğu doldurmak Rabb’a
aittir. Levhi Mahfuz - buRAK özDEMİR
Bütün kainatın merkezi nerededir? Merkez sensin, benim.
Merkez hepimiziz. Senin özün merkez… İçinden
gelen özde ki gücü açığa çıkart.. Sonsuzluk senin içinde ∞ bir hızla dönüyor.
İçinde ki gücü kontrol etmeyi öğrendiğinde farkına varmaya başlıyorsun.
Kontrol etmeyi bilmeden bu güce kavuştuğunda aklını kaybetmen an meselesi.
Farkına vardığında gücü içinden çıkarıp onu karşına al. Ne yapmak istediğini
sor. Rolünün ne olduğunu sana söyleyecektir. Değişim kapımızda. Bu değişim de
rolünün ne olduğunu bilip hareket edersen bu değişimin bir parçası olursun. Ya
da o değişimin önünde duran herkes gibi helak olursun… Değişim… değişim…
değişim…
“Kaç kere yaptın” diyerek ruhumda tamir edemediğim yaralar
açan babamla evin içinde saklambaç oynuyordum. Kıran, döken oydu ama kaçan bendim!
Kırıldığımda kaçıp, saklanmak gibi bir huyum var. Bu huyu bu zamanlarda edinmiş
olmalıyım. Bir zaman sonra babamda ondan kaçtığımı fark etmiş olacak ki arka
balkona çağırıp kendisine tuhaf davranmamın nedenini sordu. Hatırlamıyor musun? dedim. Hayır dedi. Yaptığını söylediğim de özür dilemişti benden. Ancak o özür
ayık olduğu zamanlara aitti. Bu kaç kere yaptın sorusu başka bir akşam sarhoşken tekrar söylediğinde artık alttan almayacaktım. Bütün öfkemle yüzüne bağırmaya
başlamıştım. Ben asla öyle bir şey yapmam, yapmayacağım da diye bağırarak
evin dış kapısına doğru koşmaya başladım. Kapı kilitliydi. Kilitli kapılar Haccecan’ı
durdurabilir mi? Tabi ki hayır… Çıktım çatıya, çatıdan aşağı pencere korkuluklarına
tutunarak indim ve sokaklarda koşmaya başladım gecenin bir yarısı. Ne kadar
koştum bilmiyorum. Abim peşimden gelip beni zorlayarak eve tekrar geri getirdi.
Benim hiçbir şeyi alttan almayan bu yapım alkolik babamı daha da kışkırtıyordu.
Evde en çok benim üzerime geliyordu. Geceleri en çok beni sıcak yatağımdan
kaldırıp saçma şarhoş muhabbetlerini dinlemek zorunda bırakıyordu…
Normal bir ailede yetişseydim nasıl biri olurdum diye
düşünüyordum bazen. Öfke.. Offf o tadına doyamadığım öfke duygusu. Benim mayam
öfke ile yoğurulmuştu. İçimde ki gücü dışarı çıkartmak için öfke duygusu çok
işime yarıyordu. Bu yazıları yazarken bile kulağımda hırçın asi müzik eşliğinde
öfke duygusunu kullanarak yazabiliyorum. Öfke duygusunu ehlileştirdim ben. O
benim yakıtım. Yaşam enerjim. Öfkem seni çok seviyorum… Ancak babamı içimde
affedebilmek için daha çok zamana ihtiyacım vardı. Hayat, benim affetmeyi
öğrenmem için daha hazır olmadığımı bildiğinden
affetmeyi öğretecek olayları henüz karşıma çıkarmıyordu.
Karşıda ki de beni en çok çeken şeylerden biride onu ve onun
hiçbir huyunu babama benzetmiyor oluşumdu.
Günlerden bir gün Karşıda ki ile şehir merkezinde geziyoruz.
Arabayı otoparktan çıkartırken görevlinin otopark ücreti olarak söylediği parayı çok
bulmuştu Karşıda ki. İtiraz etmişti. Buralar kamuya açık alanlar buradan bu
kadar para kesmeye ne hakkınız var diyordu. Görevlide cevap verdikçe konu
tartışmaya dönüşmüştü. Onun bu asi haline ilk defa şahit olmuştum. Oradan
ayrıldıktan sonra "orada ki görevli de senin gibi işçi. Yanlış adama itiraz
ediyorsun. Eğer yüreğin varsa çık belediye başkanının karşısına ona itiraz et" demiştim Karşıda kine. Kendisi de iletişim bilmeyen asi insanlardan dert
yanarken şimdi aynısını kendisi yapmıştı. Ben onu hep yanımda ki gibi sakin
sanıyorken içinden bir canavar çıkmıştı. Çok şaşırmıştım. Lan yoksa bu bana rol mü yapıyor? İçime bir
kurt düştü şimdi…
Devam edecek…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlarınızı Bekliyorum