Görev Beni Çağırıyor... Seni de...

28 Eylül 2010 Salı

Kırmızı Gül Sepetli Bomba


Bağlı olduğumuz üst kurum tarafından benim çalıştığım kurum arandığında bir kişiyi aramamışlarsa ve sordukları konu hakkında kimsenin bilgisi yoksa telefon bana bağlanır. Sorunlu ve angarya işler müdüresi Haccecan nasılsa bilirdi! Haccecan bir konuda soru soruyorlar, bir sen görüş hele ne diyorlar?
Haccecan: Alo buyrun?
Bay X : Ben x kurumundan arıyorum. (Üst kurumdan aradığını söyleyerek sindirme ve korkutma üslûbu takınırlar genelde.) Kiminle görüşüyorum?
Haccecan: Ben Haccecan buyrun?
Bay X : Sizin kurumun araç plaka numaralarını ve araç yakıt türünü soracaktım?
Haccecan: Bir saniye. Bilgisayardan bakıp söyleyeyim... Yazıyormusunuz?
Bay X : Evet
Haccecan: 99 TL 555 ve 99 PL 555
Bay X : Bir dakka Haccecan Hanım. Yavaş söyle. 99 Deee Leee ?!!
Haccecan : 99 DL değil TL..
Bay X : 99 Deeee Leeee
Haccecan: Hayır 99 Tokat Lüleburgaz
Biz böyle DL'ydi, TL'ydi, uğraşırken nihayet harfleri kodlayarak doğru plaka numaralarını anlatabildiğimi sanıyordum. (Ta ki sonraki telefon görüşmemizde TL yerine tekrar DL diyene kadar...)
Bay X: Araçların yakıt türü nedir peki?
Haccecan : Sanırım euro dizel. Ama bundan emin değilim. Bu konuyu şoför arkadaşlara sorarsanız daha doğru olur.
Bay X: Hayır ben kimseye soramam, buraya kırsal dizel olarak yazıyorum. Bu sorulara Haccecan hanımdan yanıt aldığımı da buraya not alıyorum. Bir sorun olduğunda sorumlu sizsiniz!!! Sabahtan beri sizin kurumla uğraşıyorum, bütün diğer kurumları hallettim bir tek sizden bilgileri alamadım. Ben kimseyi arayamam! (Sabahtan beri mi? Beni daha yeni aradın be adam? Konu hakkında yeni bilgim oldu. Üstelik ben seni değil sen beni uğraştırıp sıkıntıya sokuyorsun! Emin olmadan söylediğim euro dizeli bile yanlış anlayıp kırsal dizel olarak geçirdin kayıtlara)
Haccecan: Geçen ay yakıtlarla ilgili bir sorun olmuştu. Şoför arkadaşların yaptığı hata yüzünden bir sürü yazışma yapmak zorunda kaldık. Şoför arkadaşlardan daha doğru bilgiyi öğrenebiliriz.
Bay X: Yakıt faturaları size gelmiyor mu? Araçların yakıt türünü bilmiyorsunuz siz? (Yargılayıcı, aşağılayıcı, yaptığım işin farkında olmadığımı imâ eden kaba bir iletişim dili!! Hiç haz etmem. Böyle konuşana da tersine cevap veririm)
Haccecan: Faturalar bir zarf içinde geliyor, o zarfla işim olmadığından onu açmadan üst kuruma gönderdiğim için yakıt türü hakkında bilgim yok. Ben şoför arkadaşlardan doğru bilgileri öğrenip size ulaşayım.
Bay X: Tamam deyip telefonu kapattı. Bütün sinirlerim havaya zıplamıştı. Ancak bu muameyle ilk defa karşılaşmadığım için artık tür olayları daha çabuk sindirip üstesinden gelebiliyordum. Şoför arkadaşı aradım. Benden istedikleri bilgileri sabah arayıp sorduklarını, bilgileri söylemek için onları defalarca aradıklarını ancak ulaşamadıklarını söyledi. Sizin yüzünüzden ben fırça yiyorum diyerek yaşadığım stresin acısını ondan çıkartarak tekrar üst kurumu aradım. Şoförlerin ulaşamadığı numaraya ilk seferde ulaşıyorum!
Haccecan: 99 TL 555  ve 99 PL 555 plakalı araçların ikisininde yakıt türü euro dizel.
Bay X: 99 DL 555 araç kırsal dizel.
Haccecan: DL değil TL, kırsal değil euro dizel.
.....
 Nihayet doğruyu anlattığımı düşündüğümde "Teşekkürler Haccecan hanım" dediğinde hiç bir şey demeden telefonu kapattım. Bu anlamsız, kaba diyaloğun bir an önce sonlanmasını istedim. Be adam telefonda fırçalar gibi kendine has kaba şivesiyle  konuş, suçum yokken suçlu ve sorumlu ilan et beni sonrada "teşekkür et". Yok sana "rica" ederim". Adamla oydu buydu derken baya cebelleştikten sonra doğru bilgileri iletebildiğimi düşünüyorum. O bu değilde, o söylediklerimi tekrar yanlış algılayıp yanlış kayıtlara geçirdiyse sorumlu yine Haccecan olacak!!!
Bu ve bunun gibi o kadar çok diyalog yaşanıyor ki insanlarla aramda. Hep kendimi haklı görmek gibi bir yanım olduğunu kabul etsemde bu diyalogda da ben haklı değil miyim Allahaşkına? Tarafsız anlattım herşeyi... İletişimden yoksun, konuşmasını bilmeyen, söylenilenleri anlayamayan ve derdini anlatamayan insanları telefonla görüşmek gibi bir işi olmasın. Bu tip insanların başarılı olduğu başka bir alan mutlaka vardır. Telefondan uzak olsunlarda naparlarsa yapsınlar. İnsanlarla iletişim gerektirmeyen bir iş yapsınlar. 
....
Aynı mesleği yaptığım iki arkadaşımla ne zamandır planladığımız şeyi nihayet gerçekleştirdik. Bağlı olduğumuz kurumdan genelde fırçalanmak ve arayanlar egosunu tatmin etmek için aradığından o kurumda iletişim kurabildiğimiz insanlara melek gözüyle bakıyoruz. Şikayetçi olduğum konulardan aynı işi yaptığımız arkadaşlarımdan da muzdarip olduğundan birbirimize dert yanıp duruyorduk. Aynı adam yüzünden ben 2 sene önce zırıl zırıl ağlamıştım, arkadaşım ise geçen sene ağladı. O kadar ki telefonda kaba, kalp kırıcı ve iletişimden yoksun birisi... Melek diye isimlendirdiğimiz bir kadın ise lep demeden leplebiyi anlıyor, soru ve sorunlarımız hakkında açıklayıcı, net, kesin ve doğru bilgiler verdiği için bu kadını çok seviyoruz. Yukardaki anlamsız telefon sohbeti yaşandıktan iki gün sonra 5 kişi çiçek alıp birlikte melek kadının odasına gittik. Bir odada 7-8 kişi çalıştığından bütün gözler bize ve elimizde ki çiçeğe çevrildi. Melek kadının masasının başına gidip, Melek hanım biz size teşekkür etmeye ve sizin bize iyi davranışlarınızdan dolayı sizi onore etmeye geldik deyip çiçeği masasının üzerine koyduk. Kurumuzda ki herkesle sizinle konuşabildiğimiz gibi rahat iletişim kuramıyoruz. Fırçalanmaya varan muamelerle karşılaştığımız oluyor. Her konuda bize yardımcı olduğunuz için çok teşekkür ederiz dedik. Melek kadın kızarmış, mahçup ve mutlu olmuştu. Sizin bize işiniz düşüyorsa bizimde size işimiz düşüyor. İnsan her şeyi bilemez. Bilmediklerim için bende sizi arıyorum. Herkes hata yapar, hataları bazen  hoşgörmek gerek dedi. Biraz oturduktan sonra ve karşıklıklı iyi dilekler ve teşekkürlerden sonra odadan çıktık.
Odaya elimizdeki çiçekle girdiğimi gören koridorda ki kurumun diğer çalışanları arkadaşımızı soru yağmuruna tutmuştu. Bu çiçek kime idi? Neden getirmiştik? Arkadaşım cevap verdikten sonra "madem kötü davrananlar var onları şikayet etsinler ya!" demişlerdi. Bizim amacımız kötü davrananları cezalandırmak değil, bu çiçek olayından sonra kötü davranan insanların bir iç muhasebe yapmasını sağlayıp kendisinde ki eksikliklerin farkına varıp düzeltmesini sağlamaktı. İnsansa bunu yapardı, insan değilse şikayet etmektende çekinmem!!! Onun da yeri ve zamanı var... Akıttığı gözyaşları unutmuş değilim!!!
Bu olay üstüne arkadaşlarla espriler yapıp kahkalarla yol boyunca güldük. Artık herkes bizden çiçek alabilmek için kibarlık ve nezaket yarışına girecek, herkes bizimle telefonda konuşmak için can atacaktı!!! Puahhhhh puahhhhh Artık bu kurumdan bizden çiçek almak için diksiyon kursuna katılanlar bile olurdu!!! Puahhh Puahhhh Meleği mutlu ettiğimiz kadar bizde çok mutlu olmuştuk. Bu işte herkes mutlu olmuştu. Ne gözelllll.... Kurumun içine sepetli kırmızı gül görünümlü saatli bir bomba bırakmıştık. Bu bomba ki kimseyi öldürmeyecek ama etkisi kuvvetli olacaktı. Etkisini görebilmek için ne zaman patlayacağı belli olmayan bir gül sepeti.  Herkesi düşünmeye sevk edecekti!!  Niyetimiz iyi olduğundan sonucun da iyi olacağına çok eminim....
Doğru-yapıcı iletişim için kullanılması uygun teknikler nelerdir?
Cevabı burada.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınızı Bekliyorum