Görev Beni Çağırıyor... Seni de...

18 Nisan 2022 Pazartesi

43 yıl Erkek gibi davranan Kadın

Bilemeyeceğin konularda aldığın tavır nedir? Bilemeyeceğini bilmek için fırtınalarda boğuşmayı göze alır mısın? Yoksa bilinirliğin güvenli limanlarında durmaya devam etmeyi mi seçersin? Seçimin seni ya akıla ya da huzura kavuşturacak. Akıl sana huzur vermeyecekken, sakin limanın huzuru ise sonsuza kadar sürmeyecek. Hoş geldin dünyaya... 


Dün evde cam sildim, tül yıkadım, evi süpürdüm sildim, çocuklarla oynadım, yemek hazırla, masa hazırla ve topla… Bu işleri yaparken kulağımda her zaman ki gibi müzik vardı. Sürekli kendi içimle irtibat halindeyim artık. Bedenim bu işleri yaparken zihnim her yerde. Hem bedenim hem zihnim sürekli faaliyette. Evi süpürürken bir ara internete girdiğimde aşağıda ki videoyu izledim. Bunun hakkında yazmalıyım dedim kendime. Ev işi yaparken felsefe yapıyorum. Yattığım yerden böyle ilhamlar gelmiyor.

 

Kocasının ölümü nedeniyle, çalışmak zorunda kalan ancak bulunduğu ülkenin kadınlara yaklaşımı nedeniyle çalışmasına izin verilmeyen bu kadın saçlarını kesmiş, sesini ve kıyafetlerini değiştirmiş. Tam 43 yıl erkek gibi davranmak zorunda kalmış. Bunun gibi bir kaç hikaye daha okumuştum. Film de izlemiştim. Afganistan’da babası hapiste olduğu için çalışmak zorunda kalan gül çocuğu 🌞 çalışabilmesi için erkek kılığına girmişti. Bedenin kadınken erkekmiş gibi rol yapmanın insanı nasıl çıkmazlara soktuğunu yakinen empati yapabiliyorum. Bu konuyu yazmak şahsen benim içinde önemli. Farklı bir deneyim olacak.

 Bu video ile ilgili yapılan farklı yorumlardan başlayayım ilk önce. Sonra da hakikate varmaya çalışacağım.

 Kadın 1 :İnsan gibi yaşamak için bir kadının cinsiyeti den vazgeçmesi mi gerekiyor? Bu ayıp tüm insanların ve en çok erkeklerin yazıklar olsun.

Erkek 1: biz ne yaptik bu sizin cehaletiniz tüm erkleri aynı kefeye koyamazsın bu kadin bizDe olsa devlet maaş baglar biz hayrina bakarız.

Yorumun anında sahibine ulaştığı bir örnek daha. Yargılayan ifadeler her zaman savunma psikolojisinde olanları buluyor. İlk yorum sahibi erkek cinsiyetini suçlamış. İki cinsiyet arasında çatışmalar günümüze ait bir kavram bence. Önceden kadının babasına, kocasına, abisine itaat kültürü ile yetiştirildiği dönemleri deneyimledik. Gücün hakim olduğu dönemlerde kadın güçsüz, namus simgesi olan taraf olduğundan erkeğin gölgesinde sessiz sedasız çilesini çekerdi. Her şey yolundaydı! Kadından ses çıkmadığı için sorun yok algısı vardı. Sesini çıkartan kadında dayağını yiyip oturuyordu. Şu anda her şey kontrolden çıktı! Yok aslında her şey olması gerektiği gibi. Kadınlar artık susmuyor, düşüncelerini her platformda dile getiriyorlar. Erkekler de ne oluyor şaşkınlığı var. Binlerce yıldır itaati altında ki kadının bu şekilde konuşması, iş alanlarında güçlenmesi,  erkeğin gücünün kaybettiği hissinin yaşamasına, kadını rakip olarak görmesine, paniklemelerine neden oluyor. Kadınlar da ise binlerce yıllık ezilmişliğin dışa vurumu hakim olduğundan duygularını ifade ederken kontrol sorunu yaşıyor. Tepkilerinin birçoğunun altında yoğun öfke var. Bu karşılıklı çatışmanın sonunda cinsiyet rolleri yerine oturacak içiniz rahat olsun. Kadının hem çalıştığı, hem anne olduğu, hem ev kadını olduğu bu dönemde rol dağılımında adaletsizlik olduğunu düşünen bir çok kadın olduğu gibi kadının bu kadar aktif olduğu günümüz şartlarında kendini pasif, ne yapacağını bilemeyen bir çok erkekte mevcut. Toplumun geneline bakınca bir çözüm bulmak imkansız. Çözüm ne? Çözüm: eş olacak kişilerin birebir her şeyi konuşarak karşılıklı anlaşmak. Rol dağılımını en ayrıntılı şekilde konuşmak, anlaşmak. 

Ne mutlu ki ,bizim Atatürk gibi bir liderimiz vardı ve Türk kadinlari böyle zorluklar çekmek zorunda kalmadan ,tüm haklarını kolaylıkla elde etti.  Evet Atatürk bir çok şey yaptı. Yaptıklarıyla şu an bile bir çok değişimin ve yeniliğin öncülüğü konumunda. Onun yaptıklarını tartışılmaz. Ancak Atatürk bir çok konuda ileri görüşlülüğünü hala çoğumuz anlayamıyor. Döneminde yapayalnız bir adamdı. Çevresinde ki arkadaşları bile onu anlamadı. Atatürk kanunlarla bir çok yeniliği getirmiş olsa da, halkın birçoğu ona ayak uyduramadı ve kanunlar nezdinde dönüşümünü sağlayamadı henüz. Kadınlar hala bir çok konuda zorluk çekiyor. Kadın tüm haklarını kolaylıkla elde etmedi. Atatürk adil bir insan olduğu için kanunları getirerek iki cinsiyet arasında adaleti sağlamaya ön ayak oldu. Ancak tam eşitlik için daha çok uzun yolumuz var.  Bu zorluklar kadını daha da güçlendiriyor o da ayrı bir konu. Rahat yataklarda kimse tekamül edemez. Ne kadar çok sıkıntı, sorun varsa o kadar güç ve zeka.. Kadınlar bu zekasını neye borçlu sanıyorsunuz… Selam olsun o kadınlara. Her zorluğa rağmen insanlığı belirli bir noktaya getiren kadınlar takdiri hak ediyor. 🏆 

İnsanlar cinsel tercih yapamıyor çünkü Allah öyle yaratmış ama Allah hesap soruyor ne hakla? İşte dinin tutarsızlığına bir örnek. İnsanın elinde olmayan şeye hesap sormak onu istemediği hayata mahkum ederek işkence etmek. Sonra bu dönem bitince sen bana ne dedin bakayım diyerek cehenneme odun yapmak. Yorum sahibi dini suçlamış. Yok din o kadını asla suçlamaz. Dünyada ki ilahi düzeni anlayamayınca benimde yaşadığım isyan ettiğim o dönemi yaşamaktasın.  Videoda ki kadın yaşadıklarıyla bir bedel ödemiş olabilir. Önceki erkek olduğu hayatında bir kadına ettiği zulümlerin bedelini ödüyor olabilir. Bilemeyiz. Belki de vefakarlığı, azim ve kararlığı öğrendiği bir hayat deneyimi yaşamıştır. Bu yaşadıklarıyla kaç kişiye ilham oldu, kaç kişinin düşünmesine sebep oldu. Kazandıkları ona + dönüşü mutlaka olacaktır. Ne yaşıyorsanız bu sizin seçiminiz, sizin hak ettiğiniz, sizin gelişiminiz için bunu bilirseniz iç huzura yaklaşmış olursunuz. Bu bilgi tembellik de getirmesin. Takdiri hak edecek hayat yaşamak herkesin sorumluluğu.

bir kadını hemcinsini reddetmeye sürükleyen bahsi geçen ülkeyi kınıyorum. .bir kadın yalnız kaldığı için suçlumudur. artı bir kadın tek başına var olamaz mı.. neden birine birilerine muhtaç olarak kalmalı..bu hanımefendiyi 43 sene boyunca kadınlığından, anneliğinden uzak bırakan ,, bu duruma iten devlete yazıklar olsun Yorum sahibi devleti suçlamış. Devlet kimlerden oluşuyor? Bireylerden. Bir toplum nasıl hak edilirse öyle yönetilir. Kendinde olanı değiştirmedikçe yönetici olarak başına gelenler de değişmez. Devlet yapısının tam adalete, eşitliğe kavuştuğu hiçbir devlet yapısı şu anda yok.    

Malesef Ortadogu'da ve Doguda beyinlerde cahil zihniiyetler degishmedikce kadinlar toplumda degersiz olmaya yuz tutuyor. Oysaki cahillik ve karanligi aydinlatmanin yegane yolu insan oglunun okumasindan geciyor.  İnsanoğlu, yeryüzüne bizim henüz aklımızın almadığı bir şekilde adaletle dağıtılıyor. Her ruh öğrenmesi gerekenleri yaşayacağı hayat senaryosu için annesinin rahmine ışınlanıyor. Dünya çok zorlu bir tırmanış parkuru. Bu zorlu parkur bizzat Allah tarafından tasarlandı. Bu kadar zor ve acı dolu olmasaydı insanoğlu bu kadar hızlı gelişmezdi. Rahat bir yatak gibi tasarlanmasını beklediğinizi biliyorum ama böyle bir mekan için dünyaya değil geldiğimiz yere geri dönmemiz gerek. Allah’ın 99 ismi olarak bilinen bütün isimleri deneyimleyeceğimiz hayatları yaşıyoruz her bir ömrümüzde. Zalim ve cahil ile başladığımız parkurdan alim, merhamet ve bilgeliğe doğru evriliyoruz. Her toplumun iyisi, kötüsü, cahili, alimi, sapığı, akıllısı, cin fikirlisi, sessizi, çığırtkanı, yancısı .... bütün farklı karakter tipleri hepsi yayılmış durumda. Kötü insan bile neler neler öğretiyor insana. İnsanlığın aydınlanmasının tek yolu okumak değil. Zalim kişi okuduğu zaman diplomalı bir kötü oluyor. Şu bilgi çağında herkes artık bilgiye ulaşabiliyor. Bilgi kişiyi iyiliğe çevirmez ise o bilgi bir silaha dönüşebiliyor. Ruh olgun ise hiç bir şey okumasına gerek bile yok. Misal Hz. Muhammed. Sadece eğitimin, diplomanın peşine takılırsanız çok şey kaybedebilirsiniz.  

Bir kadın erkek rolüne bürünüp evi ailesi için erkek miş gibi yapabilir. Ama bir erkek kadın rolüne bürünüp kadın mış gibi yapamaz. Ne ev içinde ne ev dışında ne de toplumda. Çünkü karı gibi gülme denir karı gibi etek giydireceğim denir. Yani kadın her şey olarak görülür aşğılanır ama kadın, kadın olarak insan olarak görülmez. Yorum sahibinin sahip olduğu görüşü savunur gibi oluyorum. Ama tam değil. Kadının erkek gibi çalışıp geçimini sağlaması bir çok kişi tarafından takdir edildi, ancak yorum sahibinin dediği gibi erkeğin kadın olarak davranması hoş görülmezdi üzerine biraz düşünelim. Bir nebze doğru. Kadın güçsüz olarak algılandığından güçlü olan erkeğin güçsüz kimliğe bürünmesi hoş karşılanmıyor. Bizim halk kendini bilen, nerede nasıl davranacağını bilen, belirli bir üne kavuşmuş Zeki Müren, Bülent Ersoy gibi insanları sahiplenmiştir. Bu konuda insanların net bir tavır yok. Kişinin gösterdiği mücadele, hali, tavrı, konuşmaları, saygıyı hak ediyorsa o saygıyı gösterecektir insanlar.  

 Hakikat ne. Yorum sahipleri yorumlarında karşı cinsiyeti, devleti, belirli bir coğrafya kültürünü, dini suçlayan ifadeler kullandı. Bir yorum sahibi ise Atatürk’e minnet doluydu. Suçladığımız konuları düşündüm biraz. Kişi hangi tekamül basamağındaysa, alıp veremediği konu ne ise onunla ilgili algı düzeyinde ki bakış açısını gösteriyor. Bakış açılarımız bile bir basamak. Ne algılıyorsanız onun üzerine düşünün, farklı olan bakış açıları üzerinde de düşünün. Bu düşünme hakikate daha çok yaklaştıracak bizi. Keşke okullarımız da bunlar öğretilse. Din konusu ezber iken, eğitim sistemi de ezber üzerine. Bireylerin özünde ki yeteneklerin, bilgilerin dışarı çıkmasını sağlamak yerine bireyleri sabit fikirlere çakılı bırakmak üzerine her sistemimiz.

Erkek kılığına girmek zorunda kaldığı bir hayat yaşamak zorunda kaldığı için üzgünüm. Bu hayatını her zorluğa rağmen başarıyla tamamladığı için gurur duydum. Tebrik ederim. Keşke evet kadın kimliğiyle dilediği gibi bir hayat yaşasaydı. Ancak o zorlukların içinde edindiği tecrübeler, çektiği acılar onu birçoğumuzdan daha fazla olgunlaştırdı. İnsanın her duruma ve koşula ayak uydurabileceğini, değişebileceğini, her zorluğun üstesinden gelebileceğini bir kez daha kanıtladı. Bu kupayı sonuna kadar hak etti. 🏆 Bu pırıl pırıl kalpte onun olsun. 💖 Hak etti.  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınızı Bekliyorum