Sokağa terk edilen bebeğe süt annelik yapan ATT Personeli
ile ilk duyduk Nisa Bebeği. Haberin yoğun ilgi görmesinin ardından bebeği sokağa
bırakan kadın soruşturulmaya başlandı. Sokağa bırakan anne haberinin altında
yorumların %99’u anneyi toplu beddua yağmuruna tutmuştu. Ardından Nisa bebeğin
öldü haberleri ile üzüntülerimiz kat be kat arttı. Şuan Nisa bebeğin yoğun
bakımda yaşam mücadelesine devam ettiği haberleri düştü.
Medyamız doğru haber verme konusunda sıkıntılı. Medyanın doğru ve güvenilir haber yapma sorumluluğu olmalı, yalan olduğu ortaya çıkan haberleri konusunda düzeltme yapmalılar ve bununla ilgili bir yaptırım uygulanmalı.
Bu milletin bir ferdi olarak duygularımızın nasıl tavan
yapabileceğini deneyimleyen biriyim. Duygularımıza mantığımızı katmamız gerek artık. Haber altlarına yapılan toplu beddua koroları hiç bir sorunu çözmüyor. Orta da bir sorun varsa bu hepimizin ortak
hatasından kaynaklanmakta. Beddua ederek sorunu çözen değil, çıkmaz yola
saptıranlardan birisi de sen oluyorsun.
Burada psikiyastrist ve sosyal hizmet bölüm hocasının görüşlerini okuyabilirsiniz.
20 yaşında bebeğini bırakan anne ifadesinde; 18 yaşında evlendirildiğini, sürekli şiddet gördüğü koca evinden baba evine geri döndüğü, kızını
ailesi istemediği için ilk eşine vermek zorunda kaldığını söylüyor. Baba evinde
iken ailesi istemediği başka bir evliliğe zorladığını bu esnada internetten
tanıştığı birisiyle imam nikahlı ilişkiye başladığını, bu ilişkiden hamile
kaldığını, ilişki yaşadığı adamın eline bir kurşun bırakarak çocuğu aldırmasını
ve kendisini bir daha aramamasını söyleyerek telefon numarasını değiştirdiğini
ve bir daha kendisine ulaşamadığını beyan ediyor.
Böyle dolambaçlı hikayelere ne yazılır ki? Yanlış bilgilerle
yüklü toplumun işletim sistemi ERROR veriyor. Milletçe yapılacak bütün
yanlışların hepsini deneyimliyoruz. Bu zamanda artık sokağa bebeğini bırakmak
zorunda kalmamalı hiçbir kadın. 18 yaşında şiddet gördüğü bir eve tekrar geri
dönmemeli. Acil okullarda sağlıklı cinsellik eğitimi verilmeli. Çocukların
kafalarında kontrol edemedikleri bir güçle ne yapabileceklerini bilmeden
ortalarda bırakmamak gerekiyor. Erkek çocuklarına da babalık sorumluluğu
aşılanmalı. Baba olmayı planlamadığı ilişkilerde korunmadan ilişki yaşamaması
gerektiği anlatılmalı. Kadının tek başına hamile kalmadığını, ilişkiden %50
sorumlu olduğu bilincini aşılamalı erkeğe. Her şeye rağmen istenmeyen
gebelikler olduğunda bedelini ödeyeceği farkındalığıyla anneye kürtaj hakkı
tanınmalı. Dünyaya gelmeyi isteyen bir ruhun yaşam hakkının elinden alınmasının
ilahi bir bedeli olacak.. Bu bedelden kadına da erkeğe de kaçış yok..
Çocuğu olması için uğraşan bu uğurda varını yoğunu satan, tüp bebek merkezlerinde hüsranla bekleyen binlerce insan var. İstemediği halde hamile kalan kadınlar, çocuğuna bakabilecek yeterlilikte olmayan bir çokta babaveyn🌞 var. Çocuğa hasret aileler çocuğa, sevgiye- ilgiye hasret çocuklar aileye kavuşsun. Bu ikisini birleştirebileceğiz ortak bir sistem kuramaz mıyız? Hayal edin sadece.. Gerçeğe dönüşmesi çok uzun sürmeyecek…
Kadın sığınma evlerine kocalarından korkusundan sığınan
kadınları değil, gidecek hiçbir yeri olmayan kadınların yerleştirilmesi gerek. Koca-eş-erkek
arkadaş görünümündeki saldırgan yapıda ki insanlar için kontrol altında
tutulacağı merkezler yapılmalı. Şiddet mağduru kadın neden sığınma adı altında dört
duvar arasında yaşamak zorunda kalıyor ki? Kadın sığınma evi isminin bile
değişmesi gerek. Kadın bir birey, sığınacağı değil kendi öz gücünün farkına
varacağı ortama ihtiyacı var. Kadın Değişim Merkezleri olabilir ismi mesela.
Burada kalan kadınlara meslek edindirme, aşçılık, el sanatları, çocuk bakımı,
sağlıklı cinsellik vs gibi bir çok temel bir çok eğitim verilebilir. Bir şeyler
üretmeleri yönünde teşvik edilebilir. Kendi yeteneklerinin farkına varması
sağlanabilir. Hayal edin sadece. Gerçeğe
dönüşmesi uzun sürmeyecek.
Nisa bebek ve annesi bu olayları bireysel olarak neden yaşıyorlar diye isyan içine girmeye de gerek yok. Bu haberler ile bir çok kişinin farkındalığı yükseliyor. Yıllar önce bu tarz haberlere bende beddua ederek tepki veriyordum. Sonra üzerinde düşünmeye başladıkça cevaplar da gelmeye başladı. İlahi bir sistem var bunu anladıkça da ardından isyanlar teslimiyete dönüşüyor. Bu haber ile empati yapıp yorum yapan herkes fikir basamaklarını tırmanıyor. Bu haberlerin sosyal etkisi bu. Bireysel olarak Nisa bebek ve annesi daha önce ki yaşamlarında sebep olduklarının bedelini bu hayatlarında ödüyor olabilirler. Ve yahut bu hayatında fedakârlığı, acı olayların üzerinde yarattığı etkileri affetmeyi öğrendiği hayatını yaşıyor olabilir. Birçok etki ve nedenden dolayı bu olayları kimimiz yaşıyor, kimimiz okuyor, kimimiz üzülüyor ve internet sayesinde ortak bir bilinç etrafında hepsini deneyimliyoruz. Allah'ın 99 ismi olarak bilinen bütün isimlerini öğrenmeyi deneyimleyeceğimiz hayatları yaşıyoruz, yaşayacağız. İnsanlık hızlı bir eğitim programına alındı. Zaman bile eskiye nazaran hızlı akıyor. Toplu olarak olacaklara hazırlanıyoruz.
babaveyn kelimesi buRAK özDEMİR Güne🌞eş Dil kitabından alıntılanmıştır
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlarınızı Bekliyorum