Görev Beni Çağırıyor... Seni de...

19 Mart 2009 Perşembe

Sağlık taraması...

***Yağlıboya Çocuk Resimleri***

Bugün güzel bir gündü... Haftaiçi beş günü bir odaya kapanıp çalışan ben için farklı yerlere gitmek büyük bir değişiklik oluyor... Köydeki okullara sağlık taramasına gittik. Taramayla benim pek bir alakam yok ama fotoğraf çekeceğim diye bende düştüm peşlerine. İleriye dönük planlarım var. Fotoğraf çekmeye daha fazla önem verip buranın tanıtımı için slayt gösterileri düzenlemeyi, fotoğraf sergisi açmayı düşünüyorum. Azmettim yapacağım.
Sağlık taramasında çocukların saçları bit var mı yok mu diye kontrol edildi. Dişlerindeki çürükler tespit edilip genel muayene yapıldı. Erkek çocuklarında "İnmemiş testis " vakasının olup olmadığını tespit etmek için muayene edildi. Sonuç ise içler acısı; kişisel bakıma muhtaç olan çocukların bir kaçının başında sirke ve bit görüldü. Dişlerinin en az 2-3 tanesi çürük olan çocuğun sayısı hiç de az değildi. 50 erkek çocukta ortalama 5 inmemiş testis vakasına rastlanıldı ki bu az bir sayı değil. Ailelerine haber gönderilen bu çocukların aileleri çocuklarıyla ilgilenirlerse ilerde kısır olmaktan kurtulacaklar. Normal bir erkek cinsel organının nasıl olması gerektiğini bilmeyen anne ve babası çocuğunda ki eksikliğin farkında bile değil...Büyüdüğünde o çocuğun yaşayacağı psikolojik bunalımları bir düşünsenize... İçler acısı bir durum...
Çocukların gülen yüzleri ise görmeye değerdi. İlk okul birinci sınıfa giden çocuklar ile beşinci sınıfa giden çocuklar arasında gözlemlediğim bir konuyu yazmak istiyorum. Kız öğrenci önlükleri tek parça olduğu için birinci sınıf kız öğrencilerinin kalbini dinlemek için eteğiyle birlikte göğsünü açıp kalbini doktora dinletiyordu. Ergenliğe girmeye başlamış beşinci sınıf kız öğrenci ise böyle bir şeyi kabul etmemiş, üstten önlüğünü indirip kalbini dinlettirmişti. Doktorumuz zaman kaybetmemek için "önlüğünü alttan kaldır" dediğinde kız öğrenci utanmış, dediğini yapmamıştı. Araya ben girerek; "5. sınıf öğrencisi kocaman bir kız var karşınızda hocam, saygı göstermemiz gerek" dediğim de doktorumuzda hak verdi. Kızlar tam ergenliğe girmeye başlamışlar, göğüsleri yeni büyümeye başlamıştı. Ergenlik zor bir dönem vesselam. Ne çocuk, ne büyük... Arada kalmış, bedenlerinde ki değişiklikleri hayretle izliyorlar....
İnmemiş testis muayenesi olan erkek çocukları ise kız çocuklarına göre çok daha rahattı. Pipisini gösteren çocukta utanmanın aksine yüzünde bir tebessüm oluyor, diğer erkek arkadaşlarıyla karşılıklı gülüyorlardı.
Burda yine kültür yapımızın etkin olduğunu düşünüyorum. Utanması gerektiği öğütleriyle büyütülen kızlar doktorun karşısında bile utanıyordu. Erkeklerde ise böyle bir utanma duygusuna şahit olmadım.
İlk okul birinci sınıf öğrencileri arasında kız-erkek ayrımı pek dikkate alınmıyor, fotoğraf çekmem için kardeşçe pozlar veriyorlar ancak beşinci sınıf öğrecileri arasında bariz bir cinsiyet ayırdımı oluyor, kız ve erkek öğrencilerin arasına mesafeler giriyordu. Büyüdükçe kardeşlikten çıkıp başka isimler almaya başlıyoruz....
Yurdum için güzel günleri beklemek için henüz çok erken... İnsanımız daha kendini tanımıyor, neler yapabileceğini ve ne kadar güçlü olduğunu bilmiyor. Umutluyum ama Türkiyemin güzel günlerini benim göremeyeceğim kesin... Belki bizden sonrakiler görür...

1 yorum:

  1. Güzel günler görmek için beklemekten bende bıktım usandım...Artık görmek umuduyla dönüp bakmıyorum bile..Başımı çevirip devam ediyorum..

    YanıtlaSil

Yorumlarınızı Bekliyorum