Görev Beni Çağırıyor... Seni de...

30 Mart 2009 Pazartesi

Seçim ve sonuçları


Pazar sabahı saatler ileri alınmadan önceki saate göre bu sabah 03.45'te kaltım. Sandık başkanım beni (saatler ileri alındıktan sonraki saatle) 05.30'da evden alıp, doğruca görev yapacağımız okula gittik. Saatlerin ileriye alındığı gün ile seçimlerin yapılacağı günün aynı gün olması bir hataydı bence ve karışıklıklara neden oldu.
Akşama kadar oy verme işleriyle uğraştık. Bir sandık başkanı, bir memur üye (o ben), 5 tane ise her partiden bir gözetmen vardı. Oy verme saat 16.00' da bitti. Oy verme süresince, bütün belediye başkan adayları ve muhtar adayları ve hakim bey sandığımızı ziyaret etti. Sandık başkanımız Allah'tan tecrübeliydi. "Önceki seçimlerde oy pusulalarını sabah ezanında Seçim Kuruluna teslim ettiğini, karışık ve zor bir iş olduğunu" söylediğinde abarttığını düşünüyordum. Hakkaten dediği gibi karışık ve zahmetli bir işmiş.
Seçim işi başlamadan önce tarafsız, doğru, dürüst çalışacağımıza yemin ederek başladık işimize. Hasta, yaşlı ve bedensel özürlülere öncelik tanıdık. Bilindik yurdum manzaraları yaşandı. Okuma yazma bilmeyen yaşlılarımız imza yerine parmak izini aldık. Özellikle imza atması gereken yeri gösterdiğim halde ısrarla yanlış yere imza atanlar oldu. Yanımızda karısına hangi partiye oy vereceğini anlatan mı dersin, yanında kimliği veya T.C nosunu gösterir belge getirmediği için oy kullanamayacağını söylediğimizde fırça atan mı dersin, oy pusulasında istediği partiye evet mühürünü basmayı beceremeyip elini yüzünü mürekkep yapan mı dersin, oy pusulasında her partiye evet mührünü basan mı dersin, evet mühürünü vurulması gereken yerin dışında vurulmadık yer bırakmayan mı dersin..... daha neler neler....Tam bir cümbüştü...
Oy verme işlemi bittikten sonra oyları sayma işleminde halka açık olarak yapıldığından, bulunduğumuz yer bir anda kıraathaneye döndü. Bu erkekler kahvesinde ki tek bayanda bendim. Bu benim kaderim galiba.... Birleştirilmiş iki masanın başında yedi kişi oturuyoruz, sandık başkanı zarfları açıyor, ben ve görevli parti gözetmeni çeteleme yapıyoruz. En çok curcuna muhtarlık oy pusulaları okunurken yaşandı. O kadar kalabalıktı ki odada adım atacak yer kalmadı. Arada kafamı kaldırıp kalabalığa bakıyorum, gülmemek için kendimi zor tutuyorum. Gülsem yanlış anlayacaklar diye gülemiyorumda, bir ara öyle bir hale geldim ki, dudaklarımı ısırdım gülmemek için. Ama bir sürü adamın muhtar seçimini böyle ciddiyetle takip etmeleri, birbirleriyle rekabet içinde olması, hepsinin gözlerinin üstümüzde olması içimdeki komedi sever Haccecan'ı ortaya çıkardı. Ama öyle komik görünüyorlardı ki... Bana göre hepsi komedi oyununda birer oyuncu.... Ne yani muhtar ister A olsun ister B olsun... Ne önemi var ki?
Seçim içinde milletçe daha çok yol almamız gerektiği kanısına vardım. İnsanların kendilerini temsil edecek insanları bir günde karga tulumba bir seçimle seçmeleri doğru değil bence. Seçim öncesi ise ayrı bir cümbüş... Parti müzikleri çalan arabalar ortada vızır vızır dolanıyor, akşamın bir vakti hopörlörden bir başkan adayı konuşma yapıp gereksiz gürültü yapıyor, televizyona kazara baktığımda siyasetçiler birbirlerine taş, çamur atıyor.... Burası küçük bir yer olduğu için çevremdekilerin bir tanıdığı mutlaka ya muhtar, ya aza, ya belediye başkanı, ya belediye meclisi üyesi olduğundan oy isteyen sayısı çoktu. Sandık başına geçene kadar kime oy atacağımı bilmiyordum. Sandık başında ise Bakmayan Kusur'un partisine oy verdim. Hala gülüyorum bu duruma. Sen tut o kadar laf et, onun partisini sevmediğimi söyle, bunu bahane edip görüşmeyi bitir, sonra tut ona oy ver. Hep böyle olmuştur zaten. Neye hayır, asla, olmaz dersem tutup onu yapıyorum.
Seçim işleri bitip oy pusulalarını hakime teslim ettikten sonra eve vardığımda saat 11.30' du. İstanbul'da görevli olmadığım için sevindim. Yine sandık görevlisi olan abim eve vardığında saat sabah 04.00 müş.
Dün güldüğüm bir başka olay ise bizde görevli polisti. Adam öyle doğal, öyle komik ki. İki gündür görevli olduğundan yorgun ve uykusuz olan polis abimiz huysuz ve asabiydi. Ondan daha yorgun olan 30 saattir uyku uyumayan başka bir polis abinin ise sesi tamamen kısılmıştı. "Evime bir an önce gidip çocuğuma sarıldığımda bir şeyim kalmaz" dediğinde ise takdir ettim polis abimi.
Seçimleri birde Haccecan gözüyle okudunuz... Bir seçimi daha kazasız belasız atlattık. Milletçe geçmiş olsun...

3 yorum:

  1. VALL ASÜPER HACCECAN BİREBİR YAŞADIMM BU ARADA PARTİ ÖNEMLİ DEĞİL Dİ BENCE YEREL SEÇİMLERİN EN GÜZEL TARAFI BU İNSANLAR KİMLİKLERE OY VERİYOR PARTİLERE DEĞİL BENCEE YANİ BÜYÜK ÇOĞUNLUK ÖLE YAPTI ŞAHSEN BENDE ÖLE YAPTIM KİMLİKLERE VERDİM OYU, YALNIZZ MÜHÜRLÜ SURATLAR KOMİK OLMUŞTUR BENDE OLSAM BAYA GÜLERDİMM... MACERA DOLU HACECANNNN.... ÖPTÜM

    YanıtlaSil
  2. :)
    gülümseten bir hatırayı okumak keyifliydi,sağolasın canım,

    YanıtlaSil

Yorumlarınızı Bekliyorum