Geziden dönüşte yolculuk boyunca yanımdaki arkadaşımla otobüste çalan şarkılara bağıra bağıra eşlik ettik. Otobüstekilerin hepsi uyurken biz gırtlağımızı yırtmakla uğraşıyorduk. Bizim eşsiz(!) sesimize tahammül eden bu insanlar bize sabrederek cenneti hak ettiler!... Espriler havada uçuyordu. Çok keyif aldım. Keşke bu mutluluğumu herkese gönderebilseydim.
Gezi sırasında yemek yediğimiz otelin önüne yaşlı bir kadın geldi. Gün boyu güzel bir fotoğraf çekememiştik. Zamanın yüzünde oluşturduğu kırışıklar ve doğal kıyafetleri ile fotoğraf için çok iyi bir modeldi. Çok geçmeden kadının aklı dengesinin yerinde olmadığını anladık. İnsanlara göre deli (!) olan bu kadın ve bunun gibi insanların gözümde ayrı bir yeri vardır. Deliler! hepimizin yaşadığı dünyadan çok farklı bir dünyada, farklı bir boyutda yaşarlar. Hiç birimizin görmediklerini görürler, hiç birimizin duymadıklarını duyarlar, hiç birimizin söylemeye cesaret edemediği sözleri söylerler, hiç birimizin yapamadığı aykırı hareketleri hiç utanmadan ve gocunmadan yaparlar. Deliler! içimde merak ve korku duygularını uyandırırlar. Arkadaşlar bu deli! kadının fotoğrafını çekerken en ağza alınmadık küfürleri peşi peşine sıraladığında ben durum oldum, yanımdakiler ise kahkahalarla güldüler. Kendisine gülündüğünü gördükçe küfürler daha okkalı, daha ağza alınmayacak ve daha hareretli söylenmeye başladığında ben:
-"Küfür söyleme ama sana hiç yakışmıyor" dediğimde deli! kadın şöyle bir durakladı. Deli! kadına beni gelin diye tanıştırdılar. Deli kadın:
-" Kaç tane çocuğun var? Üç tane mi?" diye sorduğunda, ben elimi kaldırıp iki parmağımı gösterdim. Deli! kadın, arkadaşların verdiği kağıt paraları göstererek:
-"Yanımda bozuk para yok, olsaydı çocuklarına gönderirdim" dedi. Benim üç çocuk istediğim deli! kadına malum mu oldu nedir? Gözlerime çok anlamlı ve içimi okuyormuş gibi bakıyordu, içime bir korku saldı ki anlatamam. Korkunun yanındada başka şeylerde hissettim ama bunları ne dile getirebilrim ne yazabilirim. Sonra yanımdakiler "yan yana durun ikinizin fotoğrafını çekelim" dediler. "Hayır" demeyi kendime yediremediğimden ve kadın yanlış anlar diye gittim yanına. Bu sefer yanımdakiler gaza geldi, kadına: "Şu kızı öp de, öperken fotoğrafını çekelim" demezler mi... Kadın beni iki kere güzelce öptü. Ne öpüş ama, kimse beni böyle candan öpmemiştir. Öperken de fotoğraflarımız çekildi. O an tarihe altın harflerle yazılmış oldu. Gözümüz aydın.
Akşama eve gelir gelmez yattım uyudum, sabaha da zor kalktım. Bugün ise 35 yaşında bir arkadaşımın hafta sonu nişanlandığını duydum. Benim gibi umutsuzlara umut olsun bu konuşmalar.
Arkadaş:
-"Cumartesi nişan yaptım." Haccecan:
-"Yaaaa, kiminle hayırdır?" Arkadaş:
-"Bir kamu kuruluşunda çalışıyor." Haccecan:
-"Cumartesi nişan yaptım." Haccecan:
-"Yaaaa, kiminle hayırdır?" Arkadaş:
-"Bir kamu kuruluşunda çalışıyor." Haccecan:
-"Banada evlen diye çok baskı yapılıyor. Bu kararı nasıl aldın?" Arkadaş:
-"Evlendirelim seni de canım :) Canım benim arkadaşımdı aslında, çok eski bir arkadaşım değil ama. Öyle verdik işte bu kararı. Artık yaş geçiyodu benim. 35 oldum bu ay. Dedim ki tek başına hayat geçmez." Haccecan:
-"Evlendirelim seni de canım :) Canım benim arkadaşımdı aslında, çok eski bir arkadaşım değil ama. Öyle verdik işte bu kararı. Artık yaş geçiyodu benim. 35 oldum bu ay. Dedim ki tek başına hayat geçmez." Haccecan:
-"Evet. Aynı düşüncedeyim. Allah hayırlı uğurlu etsin, Allah tamamına erdirsin." Arkadaş:
-"Sağol canım. İnsan yaş geçtikçe daha iyi anlıyor hayatı biri ile paylaşmasının doğru olacağını. Doğru kişiyi hep bekledim ben ve bunun doğru kişi olduğunu düşündüm. Önemli olan kafa yapınız. Aynı şeyleri hissedebilmek düşünebilmek. Aynı şeylerden zevk alabilmek. Doğru kişiyi bulmak ve doğru kişi olmak önemli tabi ama belki de kısmet mi diyelim bilmiyorum ben o kadar çok kişiye kusur buldum ki... Armudun sapı üzümün çöpü misali.. Ama bu bana göre kusursuz... Mümkünmü bir insanın kusursuz olması? Değil tabiki..." Ben:
-"Demekki kısmetin bu kişiydi, gözüne kusursuz göründü." Arkadaş:
-"Evet canım yaa. Kesinlikle ben buna inanıyorum." Haccecan:
-"Bende buna inanıyorum." Arkadaş:
-"Acele edip yanlış karar vermemek lazım. Tabi ben de biraz geç kaldım doğrusunu söylemek gerekirse ama demek ki kaderim böyleydi . Ben biraz kaderciyimdir canım." Haccecan:
- "Bende öyleyim. Günü ve saati gelmeden hiç bir iş olmuyor. Çok sevindim, tekrar tebrik ederim." Arkadaş:
-"Çok sağol canım, darısı başına. İnşallah, doğru insan en yakın zamanda çıkar karşına." Haccecan:
-"Amin sağolasın." Arkadaş:
-"Bana hep diyolardı ki aradığın özellikleri söyle de öylesine bakalım. Aranan bir özellik değil ki o insana karşı kalbinin atması. Sana heyecan vermesi ve birlikte mutlu olacağınıza inanmam ." Haccecan:
-"Evet. Güven, inanç, sevgi, saygı şart." Arkadaş:
-"Kesinlikle canım. Sevgi ve saygıyı hep korumak lazım ve Allah'tan hayırlısını istemek lazım. Ben çok dua ettim. Hayırlısı ise olsun diye. İnşallah öyledir canım." Haccecan:
-"İnşallah. Bütün kalbimle dua ediyorum, inşallah güzel günler sizin olur. Birbiriniz için hayırlı olursunuz."
-"Sağol canım. İnsan yaş geçtikçe daha iyi anlıyor hayatı biri ile paylaşmasının doğru olacağını. Doğru kişiyi hep bekledim ben ve bunun doğru kişi olduğunu düşündüm. Önemli olan kafa yapınız. Aynı şeyleri hissedebilmek düşünebilmek. Aynı şeylerden zevk alabilmek. Doğru kişiyi bulmak ve doğru kişi olmak önemli tabi ama belki de kısmet mi diyelim bilmiyorum ben o kadar çok kişiye kusur buldum ki... Armudun sapı üzümün çöpü misali.. Ama bu bana göre kusursuz... Mümkünmü bir insanın kusursuz olması? Değil tabiki..." Ben:
-"Demekki kısmetin bu kişiydi, gözüne kusursuz göründü." Arkadaş:
-"Evet canım yaa. Kesinlikle ben buna inanıyorum." Haccecan:
-"Bende buna inanıyorum." Arkadaş:
-"Acele edip yanlış karar vermemek lazım. Tabi ben de biraz geç kaldım doğrusunu söylemek gerekirse ama demek ki kaderim böyleydi . Ben biraz kaderciyimdir canım." Haccecan:
- "Bende öyleyim. Günü ve saati gelmeden hiç bir iş olmuyor. Çok sevindim, tekrar tebrik ederim." Arkadaş:
-"Çok sağol canım, darısı başına. İnşallah, doğru insan en yakın zamanda çıkar karşına." Haccecan:
-"Amin sağolasın." Arkadaş:
-"Bana hep diyolardı ki aradığın özellikleri söyle de öylesine bakalım. Aranan bir özellik değil ki o insana karşı kalbinin atması. Sana heyecan vermesi ve birlikte mutlu olacağınıza inanmam ." Haccecan:
-"Evet. Güven, inanç, sevgi, saygı şart." Arkadaş:
-"Kesinlikle canım. Sevgi ve saygıyı hep korumak lazım ve Allah'tan hayırlısını istemek lazım. Ben çok dua ettim. Hayırlısı ise olsun diye. İnşallah öyledir canım." Haccecan:
-"İnşallah. Bütün kalbimle dua ediyorum, inşallah güzel günler sizin olur. Birbiriniz için hayırlı olursunuz."
Sonra "beni nikahına çağıracağını ve ayakkabısının altına ismini yazacağını" söyledi. Ben "en başa beni yaz" dedim tabi. Arkadaş benim düşüncelerime birebir sahip. Bekleme dönemi çok uzun olsada yılmadan beklemiş ve sabretmiş. Doğru insanı bulduğunu düşündüğünde ise "evliliğe varım" demiş. Onlar ermiş muradına biz çıkalım kerevetine....
Bugünkü başka bir gelişme ise stajyer öğrencilerimin tekrar benim yanımda staja başlaması. Bu olayı başka sefere anlatırım artık. Yaz yaz usandım...
Hep dönüp dolaşıp aynı yere ve aynı konuya geliniyor gibi mi geliyor. Yoksa ben mi yanılıyorum. Sanki bu evlilik mevzu biraz takıntı oldu gibi geldi bana,
YanıtlaSilPeki hiç düşündünüz mü evlilikten sonra ne olacak. Evlendikten sonra yapmak istediğiniz şeyler için evlenme kararını erteledikçe daha az vaktiniz kalacağını. Sevdiğiniz insan olmadan geçen her gecenin her sabahın hesabının yapılacağını..
Yaa işte birazda bunları düşünün derim..
:(
Sevgili Hüseyin Soykök,,
YanıtlaSilburaya yazdıklarım bir günden geriye kafamda kalan olaylar, çoğunu yazmıyorum bile....
yaşadığım olaylar bunlar ki buraya bir çoğunu yazmıyorum... hepsini yazsaydım bu kadarda olmaz denilirdi herhalde...
evlen diyenlerin bahenesi ise şu, "biz evlen diyoruz ki acele et, yoksa sen hiç evlenmeyeceksin" deyip yaşı 50 ye gelmiş bir bekar ablayı gösteriyorlar. evlenmemiş o ablada "pişman olduğunu söylüyor. pişman olmamam için böyle söylüyorlarmış!!!
offffffffffff ki offffff
ben değil takıntı haline getirtenler utansın... biraz önce bile eve yeni geldik ve sohbet aynıydı. ben yapmasamda sohbeti evliliğe illa getiriyorlarrrr
"walla evlen kurtul" şaka şaka, en kötüsüdür herhalde kalibinin bir atmadığı birisiyle ömür geçirmek. O arkadaşın gibi budur diyeceğin kişiyi bekle derim ben. o konuşmalara da aldırmamanı tavsiye edebilirim ama edilemeyeceğini de biliyorum o ayrı.
YanıtlaSiluzungöle epeyce bi zaman önce ünv.deyken kalabalık bir gurupla gitmiştim bende,şimdi sen uzungöl deyiverince oralar geldi aklıma,belki bigün kısmet olutmu dersin görmek yeniden:)
YanıtlaSilarkadaşının hayırlı işinide tebrik ediyorum,bu habire konuşanlar içinde sana sabır diliyorum canım,ve en kısa zamanda hayırlı eşini bulmanı birde,,
Mutlu bir gün olmuş. Ne güzel.. :))
YanıtlaSilDeli dediğimiz, normalin dışında seyrüsefer halindeki insalar beni de büyüler, korkarım genelde ama saf halleri beni etkilemeye devam eder.
Sevgili Haccecan'ım hafta sonunu mutlu geçirdiğine sevindim, biraz da imrendim.Hele, deli demeyeceğim deli mi veli mi bilinmez kadıncağızla resminizi yayınlamanı isterdim doğrusu.Keşke benim de selamımı iletseydin kendisine.Çünkü benimde divanelerle çok sohbetlerim vardır eski yazılarımda okuduysan bilirsin.
YanıtlaSilBu sefer sana nasip olmuş, bu öpücükten sonra hayatında neler değişecek merak ediyorum doğrusu.Herşeyin en güzeli olsun dilerim sevgilerimle canım.