Görev Beni Çağırıyor... Seni de...

7 Ocak 2009 Çarşamba

Kulağıma Fısıldananlar...

Yeni doğan, bir kaç günlük bebeğin kulağına eğildi. İlk önce ezanı okudu kulağına. Ardından ismini üç kez kulağına fısıldadı.... Mustafa... Mustafa... Mustafa...
Seçilmiş, seçkin anlamına gelen Mustafa ismi, Hz. Muhammed'in adlarından bir tanesiydi. Bunu bilen babası, bebeğine bu ismi vermeyi istemişti.
İsmiyle müsemma olan Mustafa bebeğin kulağına büyüdükçe başka sözlerde fısıldanmaya başlamıştı. Mustafa'nın kulağına;
"Mahallesine giren tankların üstüne taş fırlatan kendinden bir kaç yaş büyük abilerinin kahrolun!... kahrolun!... kahrolun!... sözleri,
Evlerine düşen bomba yüzünden yaralanan çocuğunu feryat ve figanlarla hastaneye götüren babanın ardından, insanların; intikamın alıncak..., intikamın alınacak..., intikamın alınacak sözleri,
Elektriği, suyu, yemeğe ekmeği bulunmayan evlerinin üstüne ne zaman bomba düşüceğini bilmeyen çaresiz anne ve babasının ölüm bizi ne zaman bulacak?..., ölüm bizi ne zaman bulacak?..., ölüm bizi ne zaman bulacak?..." sözleri fısıldanıyordu.
Mustafa kulağına fısıldanan sözlerin ağırlığını taşıyamaz hale gelmişti. Öfke, nefret kusuyor, dünyaya geldiği güne lanetler ediyordu. Çelimsiz, bakımsız, zayıf vücuduna kinle beslenmiş büyük ruhu sığmıyordu.
Ölümün kendisini temiz bir yatakta, başında dualar okunarak bulmayacağını çok erken öğrenen Mustafa, her an ölümü ensesinde hissediyor, ölümün bu yaşananlardan çok daha güzel ve masum olduğunun hayallerini kuruyor, annesi babası gibi bir an önce ölümün gelip kendisini bulmasını istiyordu.
Sevgi, saygı, merhamet, bağışlama, iyilik yapmak, güvenmek, güleryüz, tebessüm, adalet, eşitlik, güvende hissetmek, mutluluk, barış, tok bir mide, güzel ve kalın giysiler......... İyi ve güzel ne varsa varlığını bile hissedememişti. Belkide varlığını hissedemeden bu dünyadan göçüp gidecekti.
Dünyada milyonlarca insan, iyi ve güzel ne varsa Mustafa'ların hissetmesini, yaşamasını diliyor, bunun için dua ediyor. Elimizden tek gelen bu, bunuda yapmamız gerek...
Zulümün, savaşın, kan dökmenin, haksızlığın, siyasi çıkarların milliyeti, ırkı, dini, dili olmaz... Farlı yaratıldık... Evet ama farklılıklarımız için birbirimizi öldürmemiz, birbirimizin malına, canına, ırzına tecavüz etmek için yaratılmadık...
"Ey insanlar, biz sizi bir erkek ve bir kadından yarattık ve birbirinizi tanımanız için sizi milletlere ve kabilelere ayırdık. Allah yanında en üstün olanınız Allah'tan en çok korkanınızdır. Allah bilendir, haber alandır."(hucurat 13)
Sevgili İlham Perisi ' ne ve Hüseyin Soykök 'e bu yazıyı yazmama vesile oldukları için teşekkür ediyorum...Yazımı Hüseyin Soykök'ün sözleriyle bitiriyorum.
VE HER İKİ TARAFADA ATIN ELİNİZDEKİ PAÇAVRALARI SİZE YENİ BİR BAYRAK TASARLADIM DİYORUM..BKZ RESİM.

2 yorum:

  1. Hatice duyarlılığından dolayı teşekkür ederim ..Çok sağol arkadaşım ..Dualarımız kabul edilecek inşallah ..Ümidimiz hiç bitmeyecek..

    YanıtlaSil
  2. insanı insanlığından çıkaran tüm sistemlere istisnasız HAYIR diyorum..Ne olur bırakın artık..Olmuyor beyler..inanın olmuyor diyorum...Ve beyaz bayrağın gölgesi tüm masumlara kol kanat gersin..onları korusun istiyorum..

    Çocukları kıymayın..mümkünse hiçbir canlıya kıymayın diyorum..

    "kan ve silahtan arınınca
    kardeş olur eller bana" diyen ozana katılıyorum..

    özellikle Hacecana teşekkür ediyorum..

    YanıtlaSil

Yorumlarınızı Bekliyorum