Görev Beni Çağırıyor... Seni de...

18 Eylül 2008 Perşembe

Aile İçi Şiddet



Başbakanlığa bağlı Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü tarafından, Aile İçi Şiddetle Mücadele El Kitabı yayınlandı. Benim çalıştığım sağlık kuruluşunada geldi bu kitapçıktan. Bir kaç bilgiyi ve düşüncelerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.
Aile İçi Şiddet Nedir?
Eşinizin size veya çocuklarınıza yada sizinle aynı evde yaşayan akrabalarınıza yönelik;
Sizin aynı evde yaşayan herhangi bir akrabanızın, size ya da evdeki diğer kişilere yönelik;
Evli olmanıza rağmen kendi isteğinizle veya mahkeme kararı ile ayrı evlerde yaşadığınız eşinizin, size yönelik;
Tehdit, baskı ve kontrol içeren, fiziksel, cinsel, ekonomik veya psikolojik zarar görmenize veya acı çekmenize sebep olan her türlü davranışı AİLE İÇİ ŞİDDETTİR.
2. ŞİDDET TÜRLERİ
a) Fiziksel Şiddet
Tokat atmak, tekmelemek, yumruklamak, hırpalamak, kolunu bükmek, boğazını sıkmak, bağlamak, saçını çekmek, kesici veya vurucu aletlerle yaralamak, kezzap veya kaynar suyla yakmak, vücudunda sigara söndürmek, ellerini ayaklarını ezmek, sakat bırakmak, işkence yapmak, sağlıksız koşullarda yaşamaya mecbur bırakmak, sağlık hizmetlerinden yararlanmasına engel olarak bedensel zarar görmesine neden olmak gibi eylemler FİZİKSEL ŞİDDETTİR.
Kadına yönelik fiziksel şiddetin en ağır biçimlerinden biri, töre/namus bahanesiyle kadına uygulanan şiddettir. Kadının giydiği kıyafet, gittiği yer, yabancı kişilerle konuşması, evlilik dışı ilişkisinin olması, evlilik dışı hamile kalması, bakire olmaması, ailenin ya da akrabalarının uygun gördüğü kişi ile evlenmek istememesi, boşanması gibi bahanelerle kadına eşi ya da akrabaları tarafından şiddet uygulanması ya da öldürülmesi TÖRE/NAMUS BAHANESİYLE kadına uygulanan şiddettir. Ne yazık ki, bu suçun işlenmesine eş ya da akrabalar karar verebilmektedir. Töre/namus bahanesiyle kadına uygulanan şiddet yasalarımıza göre suçtur ve cezalandırılmaktadır.
b) Psikolojik Şiddet
Bağırmak, korkutmak, küfür etmek, tehdit etmek, hakaret etmek, ailesiyle akrabalarıyla, komşularıyla, arkadaşlarıyla ya da başkalarıyla görüştürmemek, eve kapatmak, küçük düşürmek, çocuklarından uzaklaştırmak, kıskançlık bahanesiyle sürekli kontrol altında tutmak, başka kadınlarla kıyaslamak, kadının nasıl giyineceği, nereye gideceği, kimlerle görüşeceği konusunda baskı yapmak, kadının kendini geliştirmesine engel olmak gibi eylemler PSİKOLOJİK ŞİDDETTİR.
c) Cinsel Şiddet
Evli olduğu kişi bile olsa kadını istemediği yerde, istemediği zamanda ve istemediği biçimlerde cinsel ilişkiye zorlamak (tecavüz), başkalarıyla cinsel ilişkiye zorlamak, cinsel organlara zarar vermek, çocuk doğurmaya ya da doğurmamaya, kürtaja, enseste (akrabalar arası cinsel taciz ve tecavüz), fuhuşa zorlamak, zorla evlendirmek, telefonla-mektupla ya da sözlü olarak cinsel içerikli rahatsızlık verici davranışlarda bulunmak gibi eylemler CİNSEL ŞİDDETTİR.
d) Ekonomik Şiddet
Para vermemek veya kısıtlı para vermek, ailenin tasarrufları, gelir ve giderleri konusunda bilgi vermemek, kadının mallarını ve diğer gelirlerini elinden almak, çalışmasına izin vermemek, istemediği işte zorla çalıştırmak, çalışıyorsa iş hayatını olumsuz etkileyecek kısıtlamalar getirmek, aileyi ilgilendiren ekonomik konularda kadının fikrini almadan tek başına karar vermek gibi eylemler EKONOMİK ŞİDDETTİR.

Şimdilik bu kadar bilgi yeter herhalde. Aile içi şiddet dendiği zaman dayak yiyen kadın ve çocuklar aklıma gelirdi. Beni en çok şaşırtan ise psikolojik şiddet başlığı altında ki kıskançlık bahanesiyle sürekli kontrol altında tutmak, başka kadınlarla kıyaslamak, kadının nasıl giyineceği, nereye gideceği, kimlerle görüşeceği konusunda baskı yapmak, kadının kendisini geliştirmesine engel olmak... Bunlarda psikolojik şiddet olarak ele alınmış.

Bırakın kocayı, babayı, çevremizdeki, iş hayatımızda ki, komşularımızda ki, erkek olsun, kadın olsun psikolojik şiddet uygulamayan insan var mı diye düşünüyorum. Kaç anne çocuğunun giyimine karışmıyor ki? Kaç eş, kadının kendisini geliştirmesi için onu destekliyor? Dayaktan geçtim psikolojik şiddet uygulamak bizim toplumumuzda normal olarak görülüyor. Normal bir konuyu nasıl suç olarak kabul ettirip şiddetin önünü alacağımızı merak ediyorum. Okumuş belli bir yere gelmiş insanların bile eşlerine şiddet uyguladığını biliyoruz, duyuyoruz, görüyoruz.


Devletin şiddet konusunu daha yoğun olarak ele alması gerektiğini düşünüyorum. Şiddete yönelik kitapları ben gibi okumayı seven insanlar okuyor. Şiddet uygulayan bir insanın bu kitapları okuduğunu, hatta bu kitapların onların eline ulaştığını, hatta kitap okuduklarını bile düşünmüyorum...

Çözüm olarak bir kaç düşüncem var ama bu başka bir yazının konusu olsun. Yazı fazla olduğu zaman sıkıcı oluyor. Sizi sıkmak istemiyorum. Çözüm önerileriniz varsa, onlarıda duymak isterim.

1 yorum:

  1. Önce iğneyi kendimize sonra çuvaldızı ele..batıralım derim..şiddet varsa bir ortamdan akılın esamesi yoktur..
    Eski bir atasözü vardır..
    Akılsız hayvan vuruşur. Akılsız insan dövüşür diye.

    fazla söze ne hacet..

    :))
    Şiddetin her türlüsüne..psikolojik, sosyolojik ve fizyolojik fark etmez şiddetle karşıyımm...:)))

    YanıtlaSil

Yorumlarınızı Bekliyorum