Görev Beni Çağırıyor... Seni de...

20 Eylül 2008 Cumartesi

Bekar kızın anıları


Erkek kardeşimin kendi beden ve ruh sağlığını iyi yönde geliştirmesi için zamanını faydalı işlerle geçirmesini istiyordum. Fotoğrafçı arkadaşlarımdan Ali aynı zamanda basketbol antrönörlüğü yapıyordu. Onunla konuştuk, kardeşimin oyununu görüp, onu basketbol takımına alacaktı. Dün fotoğrafçı arkadaşlarla iftar yemeğinden sonra Avni Aker Stadyumu'na basketbol antremanına gittik.

Kız kardeşim kenarda bekledi, beklerken kitap okudu. Ben ve erkek kardeşim ise antremana girdik. Erkek kardeşim ilk önce "senin erkeklerin arasında ne işin var" diye ahkam kesti ama takmadım. Hepsi kendi yaşındaki, benim kardeş diye görebileceğim erkek çocuklarıydı.

Baya uzun zamandan beri spor yapmadığım için nefesimin kesildiği anlar oldu, ama yine fena değildim. Yani gencecik delikanlılarla yarışabildim... Bunun böyle olması çok hoşuma gitti :) En çok hoşuma giden başka bir şey ise Ali'nin beni o çocuklara "bu hatice hocanız, bizimle antremana girecek" diye tanıştırmasıydı. Antreman boyunca çocuklar bana "hocam" dedi. :)

Bir ara çocuklardan bir tanesi kendisini sakatladı. Sol bacağının eklem bölgesinde sakatlanma oldu. Çocuğu saha kenarına taşıyıp, bacağını yüksek yere kaldırdım, biraz masaj yaptım ama çocuk maça geri dönemedi. Bir kaç nasihatta bulundum çocuk evine giderken.

Günün özeti: Güzel bir akşamdı. Spor yapmayı seviyorum ve sürekli yapmak istiyorum ama burda böyle bir imkanım yok malesef. Ben yapamasam bile erkek kardeşimin yapmasını istiyorum. İnşallah sporu benim kadar sever ve zamanını daha faydalı işlerle geçirir.

4 yorum:

  1. bak sen arkadaşıma!! daha evlenmedi ama ...
    annelik içgüdüleri durmuyo yine!
    :))

    YanıtlaSil
  2. Spor siz gençler için hiç vazgeçilmemesi gereken bir dal, devam derim.
    Aşağıda değindiğin konu çok önemli, keşke herkez okuyabilse demiyeceğim tabi,okuyan anlayabilse demem gerekir.
    Çok güzel bir konuyu ele almışsın. Dünya şiddetin üstünde oturmuş ne zaman düşeceğim diye bekler durumdayken, dünyanın düşmesi için şiddetle çocuk yetiştiriyoruz.
    "Vururum, döverim, biryerini kırarım, geberirsin inşallah." Anneler var böyle, sonra çocuk büyür, şiddet görmüş onu tanımıştır. Nasıl düzeltebilinir ki?
    Gerçi bu konu çok uzun yazmakla bitmez.
    Değindiğin konu için teşekkürler.
    SEvgiler...

    YanıtlaSil
  3. Uzun zaman spor ile lisanslı sporcu olarak uğraşmış biri olarak diyeceğim şudur ki, Bu ülkede hafta sonu halı sahada tepinmeyi spor olarak gören insanlar var..oysa; spor son derece bilinçi ve sistematik olarak yapılması gereken bir faaliyettir..yoksa, sakatlanma ve kalıcı bedensel arazlar yaratması işten bile değildir..Dengesiz ve diyetsiz spor aşır kilo kaybına yada alınmasına yol açabilir..

    Gençlerin spor ile iştigaline gelince, biz; elindeki incinin farkında olmayan horoz gibiyiz..bu kadar genç nüfusumuzu kahve köşelerinde, barlarda, dağlarda şurda burda heder edeceğimize..ülkenin dört bir yanına açılacak spor liseleri ve hatta ilköğretim okulları ile dünyaya sporcu ihraç edecek ve olimpiyatlar dahil her uluslararası müsabakada ilk sıralarda yer alacak bir ülke olabiliriz..

    yani; potansiyel var ama icraat yok. Yine bir doğu klasiği..
    :((
    Neylersiniz. Deveye boynun neden eğri demişler..O da nerem doğru ki demiş..

    Şimdi soru şu deveyi doğrultmayamı çalışmalı yoksa onu öylece eğri büğrü kabul mü etmeli ??
    Sizce..
    ??

    esen kalın

    YanıtlaSil
  4. Sevgili Birsen, kız olarak dünyaya geldiğimiz için annelik genlerimizde zaten var. Çocuk olmadan anne oluyorsun, kız çocuğu olduğunda.

    Sevgili Nur ablacığım, ziyaretin ve yorumların için teşekkür ederim. Beni çok memnun etti. Doğruları konuşmak yerine, doğruların içinde yaşamak dileklerimle..

    Sevgili Hüseyin SOYKÖK , yorumlarınızın üstüne ayrı bir şey bulup söylemekte acayip zorlanıyorum, zati her şey doğru ve söylenmesi gereken her şey söylenmiş oluyor

    Teşekkürler hepinize

    YanıtlaSil

Yorumlarınızı Bekliyorum