Görev Beni Çağırıyor... Seni de...

21 Eylül 2008 Pazar

İftar yemeği


http://www.fotono1.com/foto.php?id=40084

Dün akşam iftar yemeğine, Kızkardeşimle üniversite arkadaşımın evine gittik,Üniversitede arkadaşım olan Selda ile dost olma seviyesine çıkmamız için sekiz sene geçip yazdığım hikaye olan Feryal'i okuması gerekiyormuş.


Erkek kardeşim " o kadar kızın içinde ne yapacağım? kendinizi benim yerime koyun" diyerek gelmek istemedi iftar yemeğine. Bu erkeklik! özelliklerini böyle konularda ortaya çıkarmasına sinirleniyorum. Bir kahvenin önünden geçerken de yaşına başına bakmadan bize " susun, sessiz olun, erkekler var" diye üstümüzde hakimiyet kurmaya çalışıyor. Erkeklerin olaylara bakış açısı bu kadar dar işte. Beyefendi bizimle bir aydır kalıyor, ben ise dört yıla yakındır burda kalıyorum. Kendime her konuda sahip çıkmışken bir erkeğin (bu benim kardeşim, babam bile olsa) kendi doğrularını! bana göstermesine tahammül edemiyorum. Ve bu sahiplik konularını, bana her konuda destek olmak yerine, bir tek kurallar koyarak sahip çıkmaya çalışmasına ise sinir oluyorum. Bu küçük ilçede kahvesiz bir köşe başı yok ve benim mesaiye başladığım saatten önce adamlar oturmaya başlayıp, yatma saatime kadar orada oturuyorlar. (Uyuduktan sonra orada olup olmadıklarını göremediğimden bir şey diyemiyorum.) Bu kahve konusu ayrı bir yazı konusu, esas konumuza geri döneyim, nerde kalmıştık?


He tamam, Kızkardeşimle evden çıkarken elektriği aşağıdan keseyim diye uğraştım ama Kızkardeşim izin vermedi. "Erkekkardeşimin bilgisayara olan alışkanlığını kendi isteğiyle bırakması lazım. Bizim zorlamalarımızla ve yasaklarımızla bırakmaz." dedi. Haklıydı, elektriği kesmeden gittik, ama bir yanım acayip pişmandı beyefendinin isteği oldu ya . (İç ses: Kızkardeşimin her konuda benden daha mantıklı olmasına sinir oluyorum. Abla olması gereken oymuş, sıramızı şaşırıp gelmişiz dünyaya)


Oraya gittiğimizde Selda'nın sayesinde tanıştığımız ortak bir arkadaş daha vardı. Ne zaman bir araya gelsek, saatler dakika gibi geçer, sohbete doyamadan ayrılırız. Dün de aynı şey oldu. İftardan sonra son dolmuşa yetişelim diye vedalaşıp ayrıldık evden fakat durakta dolmuş bulamadığımızdan gelemedik evimize. Tekrar Selda'lara geldik. Hepimiz gülme modundaydık. Kahkahalar havada uçuştu. Konuşma konularımızın temelinde ise evlilik, erkek arkadaş ve koca vardı. :D Selda ' da yatıya kalacağız diye düşünürken ilerleyen zamanlarda komşusu aklımıza geldi. Selda telefonda bizi bırakması için rica ederken, gülmekten konuşamadı. :) Sağolsun komşusu bizi eve bıraktı. Eve geldiğimizde ise erkek kardeşim yine bilgisayarın başındaydı. :)
Bu yazıyı yazarken, erkek kardeşim, elinde elektrik süpürgesiyle evi süpürüyor ben ise bilgisayar başında yazı yazıyorum :D.

5 yorum:

  1. Kadın ve erkek ilişkilerinde şahsım adına şunu söylemeliyim..
    erkek kardeş ve kız kardeş ilişkileride dahil olmak üzere, "iki karşı cins hangi sosyal statüde karşı karşıya gelirlerse gelsinler". Hemen herkes; samimiyetten çok toplumun kendilerine yaftaladığı pozisyonun gereği olan toplumsal beklentilerin gerektirdiği şekilde davranıyor..Yani, diğer cinse karşı yüreğinden geldiği gibi davranmak yerine toplumun binlerce yıl içinde biriktirdiği ahlak, gelenek ve görenek kurallarının çerçevesi içinde kalarak, toplumun istediği kişi oluyor..

    bunun böyle olup olmadığını şu şekilde test edebilirsiniz..karşı cins yada siz alkollü iken yani zil zurna sarhoş iken birbirinize karşı tavırlarınız nasıl oluyor..Yok ben alkol almam..onunda içtiğini göremezsiniz diyorsanız..öfkeli bir andaki gözlem yada ilgili cinsle başbaşa iken ilişkilerinize bakın..insanlar böylesi durumlarda çıplaktır..yani toplumun üzerlerine giydirdiği elbiseler "Ki bu elbiseler çok dardır"..çıkarır rahat edebildikleri öz kişiliklerini giyerler..
    Yani içtenlik kaçınılmazdır..

    esen kalın

    YanıtlaSil
  2. İçki içtiğinde gerçek kimliğine büründükleri konusuna inanmıyorum, eğer öyle olsaydı içki yasak olmazdı, herkesin gerçek yüzünü gösterdiği için serbest olurdu.

    Bu kişilikle alakalı bir konu. Kişinin kendisine saygısı varsa, her yerde neyse o şekilde davranır. Ama beşeriyiz şaşabiliyoruz ve farklı ruh hali içerisinde farklı farklı davranışlar sergileyebiliyoruz. Önemli olan farklılıklarımızı ve garip huylarımızı bile gizlememek...
    Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol...

    YanıtlaSil
  3. çok komiksinn yaaa hatcee...
    sohbettinizede bayıldım.

    YanıtlaSil
  4. alkolün insanın öz benliğini ortaya çıkartığı tecrübeyle sabit olduğundan, fazla bir şey demeyeceğim..Ancak, öyle olsa idi yasak olmazdı..cümlesini pek anlamadım..yasak olmasının nedeni zaten bundan ileri geliyor..

    YanıtlaSil
  5. içkinin yasak olmasının nedeni öz benliği ortaya çıkarttığı için mi? insanın kendisini kontrol edememisinden mi? kaynaklanıyor...

    Kendini kontrol edemeyip, bilinç altında ne varsa ortaya çıkartığı için yasaklanmış diye düşünüyorum...

    YanıtlaSil

Yorumlarınızı Bekliyorum