Öperim
yanağından, gözlerinden, yüreğinden
Koklarım
saçlarını, havada bıraktığın taneleri…
Ruhunun her
bir zerresi, ne kadar değerli bir bilsen!!!
Ah bir
anlasan bende ki yerini….!
Yol uzun... uzun ve zorlu… Sakın yarı da bırakma beni
Ne yarı
yolda bırak ne de yarım bırak
Sensiz ne
yol bulurum ne de tam olurum…
Aşk mı
diyorlar buna.. Bence değil… aşk çok gerilerde kaldı
Yolun
başlarındaydı aşk… Çok da tazeydi..
Çıtkırıldım,
gururlu ve aptal! Konuşulmayan her şeydi aşk..
Bu öyle bir şey
değil.. Anla işte, anlatamasam da anla..
Konuşmaya
bile gerek yok artık, düşünmeye de
Vücutlarımız
yok olsun, çırılçıplak sade ruh kalsın artık
Soyunduğunda
geride kalsın bütün mineraller
İkiye
bölünüp düştüğümüz dünyadan bir olup çıkacağız
Geriye akış
ve teslimiyet kalsın ve sonsuz huzur ve de kabulleniş
∞’lukta ∞ huzurun içinde yüzen ∞ zerre
Sal üstüme…
Sal olanca şeyi. Gelsin ne varsa, ne olacaksa
Ruhum o
kadar özgür ki, esaret yakışmaz ona
Esir
alamayan her şey özgür kılar sadece
Esir alacağım
zannıyla gelsin bakalım, nasıl alacaksa!!
Esaret bile
öğrenecek sonunda dönüşecek öze - hürlüğe
Yaralarıma
aldanmayasın, sızlanmalarıma ve kanamalarıma
Onlar resmimin
üstünde ki desenlerim, bedenimde ki mineralim.
Onlar
şiirimde ki sözcükler, dilimde ki kelimeler, parçam, zerrem..
Yaralarını
benim kadar seven var mı bilmem…
İyileşecek diye anneme
bile gösterip, öptürmem…
Sevdikçe
daha da çok kanattığım ve sızlatmaya doyamadığım…
Bir yaralarım
bir de sen vazgeçemediğim…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlarınızı Bekliyorum