Ukrayna ve Rusya savaşının devam ettiği şu günlerde bu
yazıyı yazma zorunluluğu hissediyorum.
Annelik çok zor. Hiçbir mantığı ve zorunluluğu olmadığı
halde rahminin içine alıp, 9 ay karnında taşıdığın, gebelikte bir sürü
problemle uğraşıp, “sağlam çıkacak mıyız acaba?!” diye doğumhaneye girdiğin, bir
sürü telaş korkunun, acı içinde kıvranarak
dünyaya getirdiğin bir canı büyütmesi de bir o kadar zorlu bir süreç…
Yapmayın beyler, yapmayın.. Savaş kararını ne kadar da kolay
alıyorsunuz. Bu canların hiç birisi kolay dünyaya gelmiyor, kolay yetişmiyor. Doğumdan
sonra kıçının üstüne bile oturman aylar sürüyor, bebeğini göğsünün ucundan kan
damlarken emziriyorsun. Hiç biriniz kolay yetişmedi. Askerler de dahil kıyılan
her bir can bin bir zahmetle doğdu, büyüdü.
İnternette yorumlara bakıyorum. Çıldıracağım. Kimi Ukrayna tarafını, kimi Rusya tarafını tutmuş. Kimi de müslümanlar ölürken sesiniz çıkmıyordu, girin birbirinize tarzında yorum yapıyor. Ukrayna'da patlayan nükleer santral veya nükleer bomba sadece oraya mı zarar verecek sanıyorsunuz? Taraf tuttuğunuzda savaşa destek olduğunuzun farkında mısınız acaba? Ölen
binlerce masum can olduktan sonra kim haklı kim haksız ne önemi var ki? Savaş hangi ırklar, dinler, milletler arasında olursa olsun karşısındayız demek çok mu zor? Haklı
haksız tartışmalarının kime ne faydası var? Bütün herkesin hiçbir şart koşmadan
savaşın karşısında durması gerekir. İnsanlık savaşmadan sorunlarının çözümünü
bulamaz mı?
Dünya üzerinde strateji oyunu oynamak isteyen liderlere
internet oyunlarını tavsiye ediyorum. Orada savaşıyorsun, öldürüyorsun, bölgeler
istila ediyosun. İstersen zombi öldür ister asker öldür. İhtiraslarını
köreltebileceği çok güzel bir ortam… Akşama kadar oralarda oyun kur, oyun boz…
İki çocuk yetiştiriyorum. Yan baktın meselesi yüzünden 3 yaş
ve 7 yaş iki çocuk birbirlerine tekme tokat dalacak hale gelebiliyor. İçimizde vahşiliği
barındıran bir türüz. Çocukların içinde ki vahşi yanlarını nasıl kontrol altına
alacaklarını şimdiden öğretmeye çalışıyorum. Kavgaların kazananı olmaz. Kaba
kuvvete başvurmadan zekasını kullanarak kavga ortamının oluşmamasını sağlamaya,
oluşursa ilk vuranın olmaması gerektiğini öğretmeye çalışıyorum. İlk vuran
olmayacaksın, ilk vuran haklı olsa bile şiddete başvurarak haksız konuma düştüğünü
anlatmaya çalışıyorum.
Etkisiz eleman gibi görünüyoruz ama bu savaşları yine biz
kadınların yetiştirdiği çocuklar önleyecek. Onları ne kadar akıllı ve barışçıl yetiştirirsek
dünya o kadar güvenli bir yer olacak. Barış dolu günler uzak değil. Dilerim bu
savaş ortamı barışçıların sesinin daha çok çıkmasını sağlayacak ortamın
doğmasına neden olur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlarınızı Bekliyorum