Bugün öğle yemeği için merdivenlerden inerken doktorumuz "Afiyet olsun Çarli ve Melekleri" dedi. Yanımda staj yapan öğrencilerime böyle hitap ettiğimi bir tek bloguma yazmıştım. "Nereden çıktı bu hocam?" diye sorduğumda, "Çarli ve melekleri gibisiniz baksana" dedi. Acaba bloğumu okuyor mu? diye kurtlandım. Okuyorsanız bir yorum yazın hocam!!! Okuyorsanız kimseye söylemeyin blog yazdığımı. Ne var ne yok yazıyorum buraya. Rezil rüsva olurum valla....
"Dün öğle arası eve gittiğimde sıcak odada hazır sofraya kuruldum. Yemek yerken de televizyon izledik. TRT haberlerinde bir teröristin ifadelerine yer verdiler. Terörist ifadesinde; "Kürt meselesi olarak girdiğimiz ve eğitimlerimizde hep bağımsız Kürt devleti kurmayı hedeflediğimiz örgütte Ermenilerin oluşundan kimsenin haberi olmazdı. Şemdin Sakık başta bize, 'Örgütte tek bir Ermeni yok. Bu sadece Kürt meselesidir. Kürdistan'ı kurma çabalarıdır' diyordu. Bizleri kandırıyordu. Girdiğimiz bazı çatışmalarda öldürülen arkadaşlarımıza baktığımızda çoğunun sünnetsiz olduğunu gördük. Tuttukları günlük ve not defterlerine de baktığımızda tamamı Ermenice yazılan yazılardı. Şemdin Sakık ve komutanlara söylediğimizde ise, 'Kimse eğer içimizde Ermeni olduğunu duyarsa sizleri öldürürüz' diye tehdit ettiler bizi. En çok üzerinde durdukları konu ise örgüte yeni katılan elemanların kesinlikle örgüt içerisinde faaliyet gösteren Ermenilerin olduğunu duymamalarıydı. Bu konuda uyarılırdık." Haberin ayrıntılarına, şuradan ulaşabilirsiniz.
"Dün öğle arası eve gittiğimde sıcak odada hazır sofraya kuruldum. Yemek yerken de televizyon izledik. TRT haberlerinde bir teröristin ifadelerine yer verdiler. Terörist ifadesinde; "Kürt meselesi olarak girdiğimiz ve eğitimlerimizde hep bağımsız Kürt devleti kurmayı hedeflediğimiz örgütte Ermenilerin oluşundan kimsenin haberi olmazdı. Şemdin Sakık başta bize, 'Örgütte tek bir Ermeni yok. Bu sadece Kürt meselesidir. Kürdistan'ı kurma çabalarıdır' diyordu. Bizleri kandırıyordu. Girdiğimiz bazı çatışmalarda öldürülen arkadaşlarımıza baktığımızda çoğunun sünnetsiz olduğunu gördük. Tuttukları günlük ve not defterlerine de baktığımızda tamamı Ermenice yazılan yazılardı. Şemdin Sakık ve komutanlara söylediğimizde ise, 'Kimse eğer içimizde Ermeni olduğunu duyarsa sizleri öldürürüz' diye tehdit ettiler bizi. En çok üzerinde durdukları konu ise örgüte yeni katılan elemanların kesinlikle örgüt içerisinde faaliyet gösteren Ermenilerin olduğunu duymamalarıydı. Bu konuda uyarılırdık." Haberin ayrıntılarına, şuradan ulaşabilirsiniz.
Ermeni Soykırımı için özür dilediğimiz! şu günlerde Ermenilerin yaptıklarına bak hele. Bak hele dönen oyunlara. Bak hele hainliğe, kalleşliğe, adiliğe...
Oyunu oynayanlara çok görmüyorum, ne de olsa bu oyun çok oynandı. Ben, Türk, Kürt, Alevi, Sunni diye aramıza fesat sokup bizi birbirimize kırdıran düşmanların oyununu göremeyenlere kızıyorum. Aklını kullanıp, araştırmak, okumak, kendini geliştirmek için uğraşmayıp, başkalarının! akıllarıyla hareket eden akıllılara! kızıyorum. Çok kızıyorum çok... 

Şu anda da bir soykırım yaşanıyor. Filistin de Gazze şehrinin tepesine bombalar yağıyor. Ermeni Soykırımı diye tepemize dikilen ülkeler hani nerede? Hani ABD, hani Avrupa Birliği, hani medeniyet, hani insan hakları?
Hani? Hani? Hani?
Ermeni Soykırımı diye Ermenilerden özür dileyen akıllılar! çok yakında dağda askerimizle çatışmaya girip öldürülen teröristler içinde soykırım iddasında bulunup özür dilerlerse hiç şaşmayacağım. Nede olsa öldürülenlerin bir çoğu zaten Ermeniymiş!!!
....
Koskoca yıl diyemeceğim 2008 yılı; son demlerini yaşıyor. Koskoca olan sene gözümü açıp kapatmayla geçti. Diğer yıllarda olduğu gibi 2008 yılı da nasıl geçti anlamadım. 2008 yılına dair hafızamda kalanların bir çoğu ise acı şeyler. İnsanların birbirini öldürdüğü, masumların çığlıklarının göklere vardığı, açlıkla yoksuklukla, fakirlikle, nefretle, dedikodu ve boş işlerle uğraştığımız küçücük bir yıldı. İnsanlık adına bir şeyler yapabilseydik küçücük yıl kocaman bir yıl olacaktı. Gözümde küçücük, çabuk geçen ve çabuk geçmesini istediğim bir yıldı. Kırgınlıklarımla, hesaplaşmalarımla, çatışmalarımla, isyanlarımla, haykırışlarımla geçti. Bu sessiz yakarışlarımı bir tek siz gördünüz... Yüzünüzü, bedeninizi göremediğim ama ruhlarınızı kendime çok yakın bulduğum dostlarım benim. 2008 yılının bana en büyük kazancı bloğum, dolayısıyla bana kazandırdığı kocaman yürekli dostlarım oldu.
2008 yılında sadece çatışmalar yaşamadım, her gün yaşadığım olaylara birebir tanık oldunuz. Mutluluklarıma, sevinçlerime, heyecanlarıma, kendimi yavaş yavaş tanımama ve tanımlamama da tanık oldunuz...
Bir gün yolda giderken; yolumun üstünde büyük bir kayaya rastladım. Kayanın üstünden atlayıp yoluma devam etmek geldi aklıma. Ama "olmaz" dedim. Döndüm, binbir zahmetle kayayı yolun ortasından kaldırıp, "diğer yolcular rahat geçsin" dedim. Bir de ne göreyim kayanın altında bir kese, kesenin içinde ise birbirinden değerli altın paralar buldum. Blog arkadaşlarım, siz "hayat" yolunda ilerlerken değerine paha biçemediğim altın dostlarımsınız... Sizi okumak, hissetmek, sizinle gülmek, ağlamak benim için çok keyif verici. Hepinizin yeni yılını kutluyorum. Yeni yılın hepinize sağlık, mutluluk, huzur getirmesini canı gönülden istiyorum. İyiki varsınız...