Likya Yolu yürüşüyünden önce ki Karadeniz'le birbirimize gönderdiğimiz maillere son hız devam...
Karadeniz:
SENİN İÇİN DiLEKLERiM...
Sana, her şeyi paylaşabileceğin biriyle, birlikte olma mutluluğu dilerim.
Her zaman olmasa da en istediğin zamanlarda, bulduğuna değil umduğuna sahip olmanı dilerim.
Kötü günlerde senin elinden tutacak kadar çok mutlu anıların olmasını dilerim.
UMARIM
Kapıyı zamanında açıp telefon son kez çalmadan önce yetişirsin.
Lüks bir lokanta da adlarını ilk kez duyduğun yemekler arasından hoşuna gidecek olanı seçersin. Cebinde her zaman eve dönecek kadar paran olur. Birileri için vazgeçilmez olursun
Kışlık ceketinin cebinde hatırı sayılır miktarda para bulursun. Banka hesabın hep çoğalır.
Neler yapabildiğine kendin de şaşırır, bir hayale değil, gerçek birine aşık olursun. Tam istediğin yanıtı alırsın. Açık, akıllara kazınan, güçlü. Hem de anında.
GÜÇLÜLÜK VE CESARET
Senin için dileyeceğim bir dilek gerçekleşecek olsa, önce ne isteyeceğimi şaşırırdım.
Güzellik tehlikeli. Bilgeliğin kazanılması gerekir
Aşk ise senin bileceğin bir iş. Ama sonunda eminim ki bunlardan da iyi bir şey seçerdim: Cesaret
Umarım aşkın bedelini asla kendini ezdirerek ödemezsin.
Umarın bütün zorbaların hakkından gelir, başın dik olarak yürüme gücünü bulursun. Verici olmak büyük mutluluktur. Ancak hep ama hep vermek aklı ve yüreği kurutur.
Çay bahçesinde, resim galerisinde, kırlarda... Nerede olursan ol, birazda almasını bil. Bırak kuşlar, resimler, kitaplar, gerçek dostlar canına can katsın. Biz insanların beslenmesi gerek.
MUTLULUKLAR, SEViNÇLER
Adresini yitirdigin bir dostundan mektup gelmesi;
Sana gereksinimi olan birinin seni görünce gözlerinin gülmesi;
Ektiğin tohumların filizlenmesi; yitirdiğin bir şeyin taşınırken bulunması;
Güneşin ilk ışıkları, sabah kuşların cıvıltısı,
Yağmurdan sonra buram buram toprak kokması;
Sevdiğin insanın karşına çıkması;
Yağmurda el ele yürüyüş;
Yağmurda el ele yürüyüş;
Toprağın, tohumların uyanışı ...
Düşünme, düşünülme;
Sevme, sevilme...
Düğün,dernek...
Kız çocuk, erkek çocuk..
Büyümeleri gelişmeleri...
Onların mutluluğunu görmek..
Torunları kucaklamak, onlarla çocuklaşmak, yeniden yaşamak geçmişi, işte sevinçler, işte mutluluklar. Doyasıya yaşamak gerek. Eğer olanağım olsa seni bütün üzüntülerden korurdum....
VE ŞUNLARI
Heyecanla beklediğin telefonun yanlış numara çımasını, Pahalı bir ambalaj içindeki hediyenin hoslanmadığın kokular salmasını, Büyük ikramiyeyi bir numara ile kaçırmanı, Karşılıklı sandığın sevginin karşılıksız çıkmasını, Tatilde çektiğin fotoğrafların yanmasını, Uzaktan kuş diye sevgi ile baktığın şeyin aslında ağacın dalında asılı kalmış bir çorap olmasını ..Ve aşkın da biten bir şey olduğunu tatmanı HiÇ iSTEMEZDiM.
ZOR GÜNLER
Acıların yorumunu yapmak anlamsızdır. Hiçbir zaman geriye dönülmez. Hiç bir büyü olanları değiştiremez, suç kimsenin değildir. Aldığın yaralar ne denli derin olursa olsun, yüreğinde sakladığın keyifli anları, küçük mutlulukları unutma.
Kendine zaman tanı, Nasıl olsa bu da geçer, gider...
Yitirmek bizi tüketir. Ama yüreğine acıları gömmeyi öğrenmelisin.
Yaşam seni yeniliyecektir. İnan bana. Geçmişi ardında bırakmanın ve her şeye yeniden başlamanın sağladığı
Mululuğu yaşamanı isterim. Bütün başarısızlıkları, kederleri, kötü yazgıları senden uzak tutabilsem keşke: ama o zaman yaşamın kendisinden uzak düşerdin.
Mutluluk kadar kalp acıları, yürek sancılarıdır bizi canlı kılan ve yeniden yaşama bağlayan.
Mutluluğu sakınarak sürdür; ödünç alınmıştır çünkü...
NEREYE GiDERSEN GiT
Yürüdüğün o bildik yolda yeni başlangıçlar olacaktır. Korkular, kuşkularla dolu zorluklar yaşanacaktır.
Mutlu şaşkınlıklar da olacaktır.
Bir dönemeçte dünya ayaklarının altında uzanacak , bir diğerinde derin vadiler karşılayacaktır seni.
Yürüdükçe yeni tatlar, yeni kokular, yeni dokunuşlar kesecek yolunu. Bu seçtiğin yol senin mutluluğun, senin yaşamın. Mutluluk diliyorum. Ancak kendi kabuğuna çekilerek yaşanan mutluluğu değil...
Rahatlık uğruna hayallerinden vazgeçerek elde edilen türden olanı da değil....
Gerçekten yapmak istediklerini yaparken yaşanacak mutluluğu.
Ya da çaba gösterme riskini, verme riskini, sevme riskini göze aldığında duyulan mutlulukları...
Haccecan:
Dilerim ki! .. (güzel dilekler)
Bir sabah uyandığında,
Seni ilk karşılayan
Açık camdan içeri giren
Rüzgar olsun
Yazdan kalma..
Kuş senfonisi kulağının pasını alsın
Burnunun direğini sızlatsın çiçek kokuları
Güneş görsün, üşüyen yerlerin..
Burnunun ucunda bir kelebek olsun
İlk gözlerini açtığında!
Rengarenk bir kelebek,
Kanatları ebem kuşağı..
bir çift göz, sımsıcak gülüşlü! ..
Kalktığında gerinip sonrası;
Ellerinden tutsun uğur böceği
Ve eşlik etsin sana kahvaltı için
Ve sen ona tereyağlı ballı ekmek ver,
Annen, terlik papuç alsın yolculuk öncesi
Sonra da ardından bir tas su dök
Geriye dönüşleri için, yolcunun! ..
Yaşadığınca;
Dört yapraklı yoncalar açsın ömrüne!
zamanlı zamansız
Ve hiç gitmeyecek bir sevgili ile
Doğsun aşk gönlüne! ..
Hiç ağıtlı türküler söylemeyesin
Sılaya, mektuplar hiç yollamayasın!
Ve bir şeylerin eksikliğini hiç duymayasın
Bir gülüşe hasret kalmayasın
Yalnız geceler hiç görmeyesin
Göz yaşların hüzünden, hiç akmasın!
Dilerim ki hiç,
Hiçbir şey için geç kalmış olmayasın
“dilerim ki hiçbir zaman bet bir dua almazsınız! ..”
eşim iş seyahatindeyken açtım blogunu okudum,bana sessiz evimde yoldaş oldun haccecan çok teşekkür ederim bunun için..
YanıtlaSilalıntı yazısına tıkladımda senin yazmadığını görüp yanılmamışım dedim..şiir hoş,şirin bi şiir ama kırmızı üsütne siyah puantiyeli bi şirin böceğimiz vardı ona diyoduk biz onu çocukken uç uuç annen sana terlik papuç alacak diye:))adam kelebenk için yazmış:)olsun o da olur hoş olmuş:)