Görev Beni Çağırıyor... Seni de...

22 Kasım 2010 Pazartesi

Yaklaşım Farkı



Facebook'ta Karadeniz'in yayınladığı aşağıda yazılı olan yazıya karşılıklı yaptığımız yorumları da harf bile değiştirmeden yayınlıyorum.

"Bir adam kötü yoldan para kazanıp bununla kendisine bir inek alır. Neden sonra, yaptıklarından pişman olur ve hiç olmazsa iyi bir şey yapmış olmak için bunu Hacı Bektas Veli'nin dergâhına kurban olarak bağışlamak ister. O zamanlar dergâhlar ayni zamanda aş evi işlevi görüyordur. Durumu Hacı Bektas Veli'ye anlatır ve Hacı Bektas Veli; - ' Helal değildir ' diye bu kurbanı geri çevirir. Bunun üzerine adam Mevlevi dergâhına gider ve ayni durumu Mevlana'ya anlatır. Mevlana ise; bu hediyeyi kabul eder. Adam aynı şeyi Hacı Bektaş Veli' ye de anlattığını ama onun bunu kabul etmemiş olduğunu söyler ve Mevlana'ya bunun sebebini sorar. Mevlana söyle der: "-Biz bir karga isek Hacı Bektaş Veli bir şahin gibidir. Öyle her leşe konmaz. O yüzden senin bu hediyeni biz kabul ederiz ama o kabul etmeyebilir." Adam üşenmez kalkar Hacı Bektaş dergâhı'na gider ve Hacı Bektas Veli'ye, Mevlana'nın kurbanı kabul ettiğini söyleyip bunun sebebini bir de Hacı Bektaş Veli'ye sorar. Hacı Bektaş da söyle der: "-Bizim gönlümüz bir su birikintisi ise Mevlana'nın gönlü okyanus gibidir. Bu yüzden, bir damlayla bizim gönlümüz kirlenebilir ama onun engin gönlü kirlenmez. Bu sebepten dolayı o senin hediyeni kabul etmiştir."
Böylesi incelik ve tevazu ile, birbirlerini yermek yerine yüceltebilmeyi becerebilenlerden olmamız dileğiyle."
------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Karadeniz:
Hikaye güzel ve hoş. Şimdi asıl soruya gelelim. Şimdi siz olsaydınız kimin dergahına talip olurdunuz? :)))

Yürek:
Talip olmak neyi değiştirir ki. Gönlünde sevgiye, tevazuya yer yoksa. (Yürek'le aramız iyi o zamanlar. Hep beraber karşılıklı yorum yapıyoruz)

Haccecan:
İkisinin dergahına da girer, gelişmek adına alacağım her şeyi alır sonra kendi dergahımı kurardım. İki dergahın almadığı bütün garipleri de kendi dergahıma alırdım :))))

Karadeniz:
Cevap politik mi olmuş nedir?

Haccecan:
Ona politik cevap denilmez. Sorunun kalıpları çok dardı!! Genişlettim. Artık üçüncü bir seçenekte var.

Karadeniz:
Genişletip yaymak ve bulanıklaştırarak akıl karıştırmak zaten politikadır. :))) Demokrasilerde çare tükenmez ama çaresizlikte tükenmez. :)) Üçüncü, dördüncü hatta beşinci yollar hep vardır. Fakat nedense hep aynı çıkmaz sokaklara sapılır. :))

Haccecan:
Konuyu dağıtmakta üstüne yok!!! Seninle aynı konu üstüne konuşmak çok zor görüldüğü gibi. Konu nereden nereye vardı?!

Karadeniz:
Bu sözler bir yerleden pek bir tanıdık geldi...:))

Haccecan:
Nerden tanıdık geldi acaba!!!

1 yorum:

  1. çok güzel bir hikayeydi..ama her hikaye sizin polemiklerinizle son buluyor:PP

    sen kadınların medarıihtarı olmaya adaysın,böyle kök söktüren kadınlar olsa heryerde hayat negzel olurdu:PP

    ya bunları k.deniz okumuyodur demi:))

    laf aramızda kalsın ben k.deniz e üzülüyorum.o seni çok seviyor ama amaa..ama işte..sil bunları haccecan:))

    YanıtlaSil

Yorumlarınızı Bekliyorum