Görev Beni Çağırıyor... Seni de...

16 Ekim 2008 Perşembe

Her Şıkkı Doğru Olan Soru Sorun Bana....

Bu zamanın çok hızlı ilerlemesine acayip takmış durumdayım. Sabah gözümü açıyorum, akşama ise gözlerimi kapıyorum. Gözümü açtığım ve kapadığım zaman aralığında ne yaptığım ise tam bir muamma. Zaman çok hızlı gidiyor. Allah'ım ne olur zaman biraz yavaşlasın. Geçmesini pek umursamıyorum, boş geçiyor hissi beni çok rahatsız ediyor... Yazdığım bir kitap var, okuttuğum öğrencilerim ve ödemem gereken bir sürü borcum var. Alacaklarımda cabası. Kalbimi kıranlarla yüzleşmemde gerek. Haksız yere kırdın kalbimi, tamir et diyeceğim. Daha dünyayı kurtaracağım ben... Of tamam iç ses biliyorum saçmalıyorum. Benimde saçmalamaya hakkım var. Her zaman kontrollü ve aklı başında olmam gerek diye bir ayet inmedi veya böyle bir farz yok demi. Rahat bırak az beni...
Kiminle konuşsam zaman çok hızlı ilerliyor diyor. Ne çabuk pazartesi oluyor, nasıl cuma gününe kavuşuyoruz bilmiyorum. Aha yarın günlerden Cuma. Koca beş gün daha geçti. Yarın henüz geçmedi ama geçecek işte. Zaman bu kadar hızlı ilerlerken benim ortaya döktüğüm, yaptığım ne var ortada? Hiç bir şey... Koca hiç bir şey... Oysa ne çok isterdim; tarih kitaplarında iyi anılacağım bir şeyler yapmış olmayı. (Tarih kitaplarından vazgeçtim tamam iç ses; biraz daha mantıklı konuşayım yoksa seni susturamayacağım.) En azından sevdiğim insanların kalbine girsem orda çıkmamacasına...

Hani filmlerde vardır ya. Zaman makinası olsada binsem. Gitsem çocukluğuma. Pişman olduğum herşeyi söylesem ve çocuk Haccecan onları yapmadan büyüse... Sonra zaman makinasına tekrar binip geleceğe gitsem. İlerde pişman olacağım ne varsa öğrenip gelsem şimdiki zamana. Sorunlu bir evlilik yapmışsam, hiç evlenmemiş olsam mesela. Kötü evlilik yapacağım adamı görür görmez kaçıp gitsem yanından, kaçarken de yüzüne tükürsem.
-"Tüh kalıbına, utanmadan yan gözle bakıyon, boyundan posundan utan" lafınıda söylemesem olmaz tabi.

Hele bu evlilik kararı benim için çok zor bir karar. Allah'ım bu konuda hiç karar vermek zorunda bırakmasan beni olmaz mı? Rüyamda göster o kulunu. "Bu senin eşin olacak adam. Bununla evleneceksin, daha sesinide çıkarmayacaksın" desende hiç uğraşmasam olmaz mı? Doğrumu yapıyorum, yanlışmı yapıyorum, ben kiminle evleneceğim? sorularının yanıtlarını direkt SEN versen olmaz mı? Off ya evlenenler bu kararı nasıl verdiniz? ÖSYM'de bile üç yanlış, bir doğru var. Benim ne yanlışım, ne de doğrularım var. Sadace soru var, şık mık yok ortada. Bütün şıkları doğru olan soru sorulmuş olsaydı da, yanlış yapma korkusu olmadan, şıklardan birini seçseydim ne hoş olurdu....
İç ses: Haccecan kontrolden çıktı, beni bile dinlemiyor. Aldırmayın siz ona. Şu an servis dışı, yazdıklarından sorumlu değil....

7 yorum:

  1. Bence sizin evlilikten korkmanız son derece yersiz..
    Asıl Evleneceğiniz kişi sizden korkmalı bence

    :))

    YanıtlaSil
  2. Hacecan,
    zaman hızlı ilerliyor evet haklısın ama bunu söylemek için daha o kadar geçsin ki,hatta evlenmek için bile gençsin.
    Dur bakalım yaşamın zorluklarınla daha sonra boğuşacaksın.
    Hiç bir şey yapamıyorum diyorsun ama,
    yazılarını okumaya yetişemiyorum, çalışıyorsun buda bir şey yapmaktır.
    Zamanı değerlendirmek istiyorsan sadece yaşadığın anı hisset emin ol yeterli olcaktır.
    Sevgiler...

    YanıtlaSil
  3. büyüklerimizi bir lafı vardır "kısmetin karşına çıktığı zaman dilin bağlanır karşıı çıkamazsın":)
    onun için takma kafana elbet kısmetin seni bulur

    YanıtlaSil
  4. Sevgili Hüseyin SOYKÖK ilk önce yorumunuzu okuduğumda ki tepkimi yazayım. PUAHHHHHHHH
    Demek gerçeği sizde gördünüz. Geç oldu ama olsun :))))


    Sevgili NUR ABLACIĞIM. saygıyla ellerinizden öpüyorum. Kendimi kimlik yaşındaki görmüyorum, 60 yaşında ki gibi görüyorum desem :))
    Tavsiyelerinizle ve yorumlarınızla lütfen beni yalnız bırakmayın. Yoluma ışık olmaya devam edin...
    "Zamanı değerlendirmek istiyorsan sadece yaşadığın anı hisset emin ol yeterli olcaktır" Bunu uygulamaya çalışacağım.. Geleceği ve geçmişi o kadar çok düşünüyorum ki, anı yaşayamadan zaman geçti diye dert yanıyorum... Yanlışımıda görüyorum da, bunu nasıl düzelteceğimi bilmiyorum :))


    SEVGİLİ TALUYKA;
    sayfama ziyaretin ve yorumun beni çok mutlu etti. Büyüklerimiz hep doğruyu söylüyorda, biz küçükler niye anlamıyoruz bilmiyorum ama inşallah kısa zamanda anlarım :))
    Seni gözlediklerim arasına aldım. artık takiptesin :)))

    YanıtlaSil
  5. sevgili haticecim,her ayrıntısına kadar düşünüp bu evlilik meselesini,ve bazı endişeler taşımanı anlıyorum,zira bu genelde hep oluyo(yada bendede olmuştu:D
    ama bir selin önüne katılmış gibi gidiyorsun kısmetini bulduğunda,yani nasıl evet dediğine endin bile inanamadan:D yani,gerçektende dilin bağlanıyo ve ben o insanı eskiden beri tanıoymuşun gibi hissedebiliyosun,
    çok fazla düşünmemeye çalış(bunu yapması kolay diyil tabikide,ama kendini çok yoruyorsun uzun uzun düşünerekte:D
    herşeyin hayırlısını diliyorum ve bu hayırlardan birindede hayırlı bi eş diliyorum sana,sevgiler canım,,

    YanıtlaSil
  6. Ben o gerçeği çoook önce görmüştüm Amazon ( kadın savaşçı ) benzetmesi..
    Ancak siz zeyna nın anadolu şubesi olduğunuzu kabul etmediğiniz için...
    sesimi çıkartmıyordum..

    :))

    YanıtlaSil
  7. Sevgili z.m. yorumun için teşekkür ederim. Daha önce Tecrübe etmiş birisinden, tavsiye dinlemek güzel, teşekkür ederim.

    Sevgili Hüseyin SOYKÖK,
    Zeyna'nın Anadolu Şubesi deyimi çok hoştu, çok güldüm ama şubesi olmasamda zeyna gibi başka bir karakter olsam ya.. Haccecan mesela... Anadolunun son kahramanı :)) zati taklit olmak istemem, birinin şubesi olmayı hele hiç.... Benide böyle idare edin işte..
    Ha bu arada, kendinize haksız olmayı yakıştıramayacağınızı düşündüğümden, bu konuda da haksız olmak! bana pek koymaz. Her zaman ki gibi haklısınız ne diyeyim.. :)))

    YanıtlaSil

Yorumlarınızı Bekliyorum