Görev Beni Çağırıyor... Seni de...

7 Kasım 2008 Cuma

Genlere Saygı....


Bireyselleşme sürecinin büyük kısmı hormonlarla ilgilidir. Meselâ kadında annelik ve gebelik içgüdüsü vardır. Kadının aylık mensturasyon döneminin ilk 14 gününde östrojen hormonu salgılanır. Ondan sonraki 14 günde salgılanan hormonlar ise annelik duygusunu arttırır. Gebelik esnasinda da bu hormon salgılanır. Annelik duygusunu artıran hormon, aynı zamanda bir antidepresan, sıkıntı giderici, rahatlatıcıdır. O sebeple gebe kalmak, kadınların hoşuna gider. Hatta Anadolu'da sürekli gebe kalmak isteyenler de vardır. Annelik hormonunun olması, kadının kimlik oluşumunda biyolojik etkenlerin ne derece ciddi bir faktör olduğunu göz önüne koyuyor. Bu hususta gerek cinsiyet gerekse toplumsal kimlik açısından kadının genlerine saygı göstermemiz gerekiyor. Peki, biz yeterince saygı gösteriyor muyuz? Buna bir örnekle cevap verirsek, bir kadını inşaatta ya da maden ocağında çalıştırmak, onun genlerine saygısızlıktır. Kadına, yapmakta zorlanacağı işleri yüklemektir. Ama kadının öğretmenlik, hemşirelik gibi, duygularını iyi kullanabilceği ve şefkatini daha çok ortaya koyabileceği alanlarda aktif olması, onun kendini daha rahat ifade etmesine yardımcı olacaktır.

Türkiye'de kadınlarımız meslek olarak eczacılık, mimarlık gibi alanları yeğliyorlar. Öğretmenlik tercih edeceklerse bile, edebiyat öğretmenliğini matematik öğretmenliğine nazaran ilk sıralara oturtuyorlar. "Bu acaba öğrenilmiş bir davranışmıdır?" diye düşündüğümüzde pek de öyle olmadığını görüyoruz. Meselâ 100 sene önce matematik öğretmenliği yapan kadınlar yoktu. Bütün bunlar şunu gösteriyor:
Kadın, farkında olmadan genlerinin emrettiği gibi hareket ediyor ve genetik algoritmasına uygun davranıyor. Yazılım nasıl yönlendiriyorsa ona eğilim gösteriyor. Kadının kişiliği ve bilhassa toplumsal rolü bu şekilde oluşuyor.

Ekonomik sahada yapılan araştırmalarda, 2002 Nobel Ödülünü "risk yönetiminde duygusal etkenler" konulu araştırma aldı. Böylece ilk defa bir psikolog, ekonomi sahasında psikolojinin etkileriyle ilgili bir araştırma yaptığı için Nobel Ödülünü aldı. Demek ki ekonomik hareketlilikte, psikolojik etkerlerin önemli olduğunu söyleyebiliriz. Meslek seçiminde de "kişilik" ön plana çıkıyor. On iki kişilik tip içinde kadınların ve erkeklerin yoğunlaştığı tipler vardır. Şahsiyet oluşumunda genetik algoritmaya göre yönelmeler söz konusudur. Kimlik oluşumunu teşkil eden unsurların %40 genler, %40 toplumsal öğretiler, %20'lik oranıda kişinin kendine kattığı birikimler sonucu meydana gelir. Çocuk, hayatı öğrenirken anne babayı gözlemler ve adeta kamera gibi kaydeder. Bunun sonucunda genetik programın sosyol özellikleri biçimlenir. Ergenlik dönemiyle birlikte kendisi üretmeye başlar. İnsanın ruhi nitelikleri anneden, babadan ve toplumdan derlenen karışımın neticesidir.

Prof. Nevzat TARHAN Kadın Psikolojisi Sayfa:106-107

3 yorum:

  1. Beeen bu arkadaşa bir noktada katılmıyorum...Kadın istediği işte istediği şekilde çalışmalı...Ne diyeceksin kadına sen kamyon şoförü olamazsın mı yoksa maden işçisi olmazsın mı..! Bu imkan ona verilmeli ancak, istemeyebilir..onu kendisi bilir..

    :))

    YanıtlaSil
  2. Karadenizde sırtında yük taşıyan bir sürü kadına rastladım. Hepsi halinden şikayetçiydi. Kocalarıda bu arada kahvede ettikleri sohbetle memleketi batırıp kurtarıyorlardı. Bizim kaderimiz bu diyerek de kaderlerine teslim olmuşlardı.

    Erkek vücut yapısı olarak kadın vücuduna oranla daha kaslı, dolayısıyla daha güçlü. Güç gerektiren işler sanki erkeğe daha çok yakışıyor. İsteyerek madende çalışan kadın olacağını sanmıyorum ama isterse tabi çalışabilmeli... Ama şahsen kamyon şoförlüğüne hayır demem. Trafiği felç etmeyi isterdim...

    YanıtlaSil
  3. Kendi kadını yük altında ezilirken kahvehane köşelerinde ahkam kesenler..Ve Hala kendine Erkek diyenler.
    Bilmezler mi? Ki, bu memleket işte bu yüzden ilerlemez..Bu bütün bütün geri kalmışlığımız bundandır...

    Analar size çağrımız..Lütfen kızlarınızı yetiştirirken sen kızsın dizini kır otur, bulaşığını, çamaşırını yıka, elinin hamuru ile erkek işine karışma diyerek yetiştirmeyin..
    Kadını köleleştirmeyin...
    Hakkını arayabilsin, Kendini savunabilsin, müsaade edin azıcık Asi olsun, dikkat edin..Asil bir ruhu olsun.
    :))

    YanıtlaSil

Yorumlarınızı Bekliyorum