Görev Beni Çağırıyor... Seni de...

12 Kasım 2008 Çarşamba

Çocuk ki ne çocuk!


http://www.fotono1.com/foto.php?id=55947

Çevreme ördüğüm görünmez surların içinde kalmaya devam edeceğim. Kibirli görünüşümün ardına tekrar saklanmaya devam etme kararı aldım. Gücü yetmeyecek yanaşmasın yamacıma zaten. Yalnızlıktan şikayet eden aklıma yanayım. Yalnızlık bir lütufmuş. Bu kaçıncı yıkılış. Bu kaçıncı yıkılışı görmek.
Evlilik yaşına gelipte, baskılardan bunalan bir arkadaşım var. Zamanında birisi onu beğendiğini söyleyip görüşmek istemişti. Arkadaşım değerlendirmeye almıştı onu, bir iki görüşmeden sonra birbirlerine uygun olmadığını düşünüp çocuğu reddetmişti. Red cevabını kabullenemeyen çocuk (hakikaten çocuk, davranışları yaşına başına hiç uymuyor) arkadaşımın cep telefonunu iptal ettirip kullanılamaz hale getirtmişti. Aklınca intikamını aldı!!!
Aylar sonra ise bu çocukla! yine karşılaştı. Çocuğun! yanında çocuğu ve eşiyle birlikte. Meğer çocuk! üç senelik evli olan çocuğu olan bir çocukmuş!. Arkadaşımın duygularını, öfkesini varın siz tahmin edin. Aldatıldığından haberi olmayan eşinin ve çocuğundan ise hiç bahsetmeyeceğim. Arkadaşım o çocuğun! kim bilir kaçıncı kurbanı. Çocuk! resmi bir yerde görev yapıyor, eşi ise öğretmen. Hani öyle eğitimsiz veya kültürsüz olarak ifade edemeyeceğim insanlar. Çocuğun! eşi ise sürekli tedavi görmesi gereken bir hastalığa yakalandığından, arkadaşımla sürekli yüz yüze gelmek zorundalar. Ben bu olaya takdiri ilahi diyorum. Gerçekler er yada geç gün yüzüne çıkacaksa yalan söylemenin mantığını hala anlamış değilim.
Arkadaşıma çocuğun! eşine gerçekleri söylemesini söyleyeceğim, çocuk! herkese kendisini bekar olarak tanıtıyor. Kadın, eşinin nasıl bir insan olduğunu görsün. Bir yanımda sus diyor, kadın zaten hasta. Gerçekleri öğrendikten sonra daha yıkılacak, eşine bir daha asla güvenemeyecek. Ya çocukları ne olacak?
Türk dizilerindeki hayatlara döndü hayatımız. Yazık yaaa. Öyle hızlı bir hayatım yok. Sakin, sessiz, kimsenin etlisine sütlüsüne karışmam ve çevremde ki insanlarda genelde öyledir. Bizim gibilerin bile başına bunlar geliyorsa, bu dünyanın çivisi kopmuş, başka söyleyecek söz bulamıyorum. Kendimi ait hissetmediğim bu hayatdan bir önce gerçek hayata gitmek istiyorum. Keşke elimde olsa...
Ama öyle kolay pes etmek yok. Bu çocuğun! davranışlarının çocukca olmasının nedenlerini konuşalım biraz. Bu çocukların! çocukca davranışlarının suçlusu yine biz kadınlar.
Kaç kere şahit oldum. Küçücük erkek çocuklarına beni gösterip; "Benim aslan oğlum, büyüyünce sana bu kızı alayım mı?" "Gördü güzel kızı bak oğlum nasılda utandı" Bunun gibi bir sürü söz. Erkek çocuklarının bilinç altına "bütün kızlar benim" düşüncesini aşılıyoruz farkında olmadan. Çocuklar! nasıl yetiştirildiyse, nasıl gördülerse öyle davranıyorlar, suçlu sadece onlar değil bilelim bunu.
Tülüyhan UĞURLU'nun eşsiz eseri ile ancak sakinleşirim. Sizde dinleyin.

11 yorum:

  1. Sanıyorum erkekler sorumluluk alma konusunda çok da iyi olamadıklarından ve her böyle durumda kendilerini sıkışmış hissettiklerinden bir kaçış kapısı yaratıyorlar kendilerine. Ve tam da senin söylediğin gibi, ellerindeki en önemli ve en gurur okşayıcı kaynağı kullanıyorlar, erkek oluşlarını. Erkek olmanın bundan çok daha fazlası demek olduğu öğretilmiyor çünkü!
    Yanında gerçekten güçlü bir erkeğin olduğu kadınlar çok şanslı ve aslında o ilişkiler çok şanslı...

    YanıtlaSil
  2. Ne zavallı kadınlar var durumlarından habersizz neden? erkekler özgür onlar ne isterse yapar tuzak kurar, taciz eder, lafla elle istedğini yapar sonrada sapık olmaktan gocunmaz hemde evdeki çocuğuna karısına hatta taciz ettiği kızın yaşındaki kızına inatt... nasıl düşünmezz nasılll anlamıyorum ben sakın kadın duymasın zaten hasta bence bilmeden yaşasın çevresindekiler biliyordur ona acıyordur amaa aynı evde yaşadığı adam ona acımıyor iştee... ne denirkii kadın olmakk zor. biz evdeyiz onlar dışardaa ALLAH ŞAŞIRTMASIN KİMSEYİ...

    YanıtlaSil
  3. geri zekalı adam.ilk bunu söylemek istedim. ve haklısın. tek suçlu o değil. eğitim ve kültür tek başına yeterli gelmiyor.insana birde ahlak gerek.sinirlendim yaaaaaaaaaaaa.allah her şeyin hayırlısını versin. ne insanlar var.
    bu ne ilk ne de son olacak.
    erkek milleti işte vicdan yok

    YanıtlaSil
  4. bahsettiğin gibi bir olayıda ben duydum geçenlerde,bizim işyerinde çalışan kızlardan biri anlattı,çocuk geçen yaz evlendi abla,varya en çok ben sevindim beni bidaha rahatsız etmeyecek evleniyo diye,ama 1 yıllık evki hala etrafımda,içki içip kapıma geliyo yolda görse laf atıyo,bigün dedim artık evlisin hiç bari eşin duyar diyedemi korkmuyosun,duymaz merak etme dedi ve gülüp geçti diyo,böyle bir eşten ve böyle birini tanımaktan allaha sığınırım,Allah bizi ve neslimizi korusun gerçektende,aile ve devamında çevre,,nekadar yanlış yetiştiriliyo çocuklar ve oaln sadece onlara değil,böyle çevrelerinede dokunuyo zararları maalesef:(

    YanıtlaSil
  5. Allah hayırlı insanlarla karşılaştırsın herkesi.

    YanıtlaSil
  6. Sevgili haccecan ben yukardaki yazıyı henüz okuyamadım .Onun için ona yorum değil bu yaptığım belirteyim dedim.
    Gelelim kibirli olup olmadığına;Esas sorumuz buydu değil mi? Kişiler üzerinde hakimiyet kurma gibi bir özelliğin olmasına rağmen sana kibirli denilemez.Sen yaratıcılık ve güven,bolluk ve güç, ifade ve duyarlılık öğrenmeye gelmişsin bu dünyaya.Güçlü güvensizlik ve kendinden kuşku duygularınla başa çıkmak zorunda olduğundan çoğu zaman kendini ve bolluk bilincini zaman zaman baltalama yoluna girip hata yapabilirsin.Zaman zaman yeterince veremediğini yeterince alamıyorsun gibi düşünüyorsun.Güçlü yaratıcı enerjinin baskısı altında bir kaplanı evcilleştirmek için kuyruğundan tutarak bir ömür geçirebilirsin.Onun için enerjilerini çok güzel kanalie etmen gerekmekte.Aşırı nasihatçı,ahlaki yönden eğitici ve hatta tahakküm edici olabilirsin zaman zaman ancak parlak ve güçlü liderler senin gibi kişiler arasından çıkıyor.Daha iyi bir dünyaya kapı açabilecek özelliğin var.Eşitlik ve karşılıklı saygı ilkesiyle yönetmeyi bilenlerdesin, hesabını tutmadan verip hesapsız almak istersin.Rekabet etmek,hakimiyet kurmak, hapsedilmiş enerjilerin başarılarını baltalar .Kendi kendini içten içe yiyip bitirme sakın.İncinebilirliklerini itiraf et, pozitif imgelemeler ve şifa yöntemleri üzerinde çalışıp boğaz ve ifade sorunlarını çöz dilerim .Seni seviyoruz Haccecan.Tontini

    YanıtlaSil
  7. Benim aslan oğlum büyüyünce sana bu kızı alayım mı? Öyle mi , çocuğa o kız da seni isterse denmiyor ve çocuk büyüyünce her kız ona hak gibi engram geliştiriliyor.Sevgilerimle.

    YanıtlaSil
  8. Sevgili Hemcinslerim; Kader arkadaşlarım benim. Yorumlarınızın hepsi birer altın değerinde ama kendimiz dert yandık, kendimiz konuştuk, dert yandığımız konuya yine kendimiz üzüldük... Bu konu beni üzüyor, konuşmak bizim fikir edinmemiz açısından çok önemli fakat bir çözüm sağlamıyor üzüldüğümüz konulara. MALESEF!!! İsyan etmek yerine çözüm önerileride söyleyin. Elimizden ne gelir? O kadının bu durumu bilmesi gerekir mi? O çocukla! yüzyüze konuşma fırsatı elinizde olsa ona ne söylersiniz?
    Yorum yazanlar arasında erkeklerinde olmasını isterdim, tek taraflı konuşmak doğru değil...

    YanıtlaSil
  9. Sevgili Haccecan O kadının durumu bilmesi bir aile faciasına sebep olacaksa ve biz de maşa olacaksak böyle bir şey asla bize yakışmaz.Ayırıcı bölücü değil, birleştirici olmamız gerekmekte değilmi?Bence tabi.
    Gelelim sorunlarınla nasıl başa çıkacağına:Gücüne sahip çıkman gerekiyor,ama aynı zamanda da kontrolü elden bırakmaman,hakimiyet kurmaktan vazgeçmen,hergün egzersiz yapman, hissettiğin herşeyi ifade etmen, hayırsever amaçlara hizmet etmen,kalbinin bilgeliğiyle bağlantı kurman gerekiyor.Kolay gelsin canım.Sevgilerimle.

    YanıtlaSil
  10. Boşverin kızlar biz erkekler hiçbirine layık değiliz..Bence siz kız kıza takılın..bizde kendi çamurumuzda debelenip duralım..
    inanın değmez hiç çamurdan adam olur mu
    Tanrıça mısınız siz.? lütfen kendinize geliniz.!
    Aklınızı başınıza alınız..
    Benden söylemesi.:)

    YanıtlaSil
  11. Sevgili Hüseyin SOYKÖK;
    Kadınların çamura şekil verdiği doğrudur, binlerce yıl böyle olmuş. Doğurduğumuz canları sevgi, emek, zahmet, hoşgörü vererek şekillendiririz biz. Bizim derdimiz neden artık çamura! şekil veremediğimizdir. Dünyanın gidişatı hiç iyi değil.
    Dünyanın sorunu ne ekonomik kriz, ne savaş... En büyük sorun insanın yetiştirildiği ailelerdeki sorunlardır. Bu benim şahsi düşüncem tabi..

    YanıtlaSil

Yorumlarınızı Bekliyorum