Görev Beni Çağırıyor... Seni de...

16 Kasım 2008 Pazar

Haftasonu analizi


http://www.fotono1.com/foto.php?id=56988

Haftasonum çok güzeldi. Güzellikleri yaşamamı nasip eden Allah'a şükürler olsun.
Cumartesi günü dağa tırmandım. Tırmandığım en fazla 3 metre yüksekliktir. Ama olsun, herkese dağa tırmandım deyip hava atacağım. Kollarım vücudumu taşıyacak kadar kuvvetli değilmiş. Kayalara tutunmakta çok zorlandım. Kol kaslarım bir ara kopacak sandım. Bayadır spor yapmadığımı anlamış oldum.
Hayatımda hiç bir erkeğe bu kadar yakın hissetmemiştim kendimi, bol bol sarılıp, koluna girdim. Onu gördüğümde içime mutluluk doluyor, ona habire laf sokup, konuşturmak geliyor içimden. Sağolsun oda söylediğim hiç bir lafın altında kalmadı ve akşama kadar -elinde sazı karşılıklı atışan âşıklar gibi- atışıp durduk. Birlikte koştuk bile.Tabi onun yaşının vermiş olduğu rahatlıkla sarılıyorum, koluna giriyorum. (He he, aşık oldum sandınız demi. Kandırdım kandırdım, keşke gerçek olmuş olsaydı.)Diğer kızlarda onu baba gibi görüyor. Babama bile sarılmayan ben onun yanaklarını sıkmadan duramıyorum. Kemal amcam çok güldürüyor herkesi ve beni; çevresine pozitif enerji yayıyor.
Bugün geziye Rusya'da çalışan bir mühendiste katıldı. Onunla sohbet etmeye çalışan Kemal amcam adama sordu;
-"Nerede çalışıyorsunuz?" Adam;
-"Rusyada." Oğlu Azerbeycan'da çalışan Kemal Amcam sohbeti devam ettirmek için tekrar sordu.
-"Rusya'nın içinde mi?" Bu soru üstüne ben kahkahaları koparttım, gülmeyenler de benim gülmeme kahkalarla güldü ve akşama kadar bu sorusunu ona karşı koz olarak kullanarak sokmadığım laf kalmadı. . Kemal Amcam; "Bunun acısını senden çıkartacağım" diye tehditleri savurdu. Bir ara beni kovaladı. Kemal amcamın yanında çocuklaşmak bile çok hoş. Onun kızması bile okşama sanki...
Anlaşabildiğim erkeklerin yaş ortalaması 45. Yaşıtlarımla anlaşamıyorum, sohbet edemiyorum, yüzlerine bile bak(a)mıyorum. Çoğunun egoları şiş oluyor. Veya benim bam telime dokunacak sözleri söylüyorlar, bende altta kalmamak için laf yetiştirme çabasına giriyorum veya cevap vermeye bile layık görmeyip susuyorum. Çocuk gibi geliyorlar bana, kişisel gelişimini tamamlayamamış, egoları şiş erkek sürüsü!!! Gerçi 45 yaşın üstünde ki erkeklerle de anlaşamam ama onlara karşı -yaşlarının verdiği saygıdan dolayı- susmak zorunda hissediyorum. Aslında anlaşabildiğim erkekler "varlığıma saygı gösteren, nerede konuşması ve susması gerektiğini bilen, saygılı, edepli insanlar. Ama bu erkek veya kadın olsun bu tanıma uyan insan o kadar az ki.... Gerçekten anlaşabildiğim insan sayısıda bir o kadar az....
İç ses: Yalnız geldik, yalnız gidiyoruz işte, sen hala anlaşacak birilerini arıyorsun, ne zaman vazgeçeceksin? Sen zaten senin gibi düşünen insanlar arıyorsun. Ama kendinlede anlaşamıyorsun. Varlığına saygı istiyorsan, varlıklara! saygı göstermen gerek..
Bu sefer iç ses ne mantıklı konuştu böyle!

5 yorum:

  1. Sevgili Haccecan
    Yaratılmış her şeyin güzel olduğunu düşün bir kez, içsesin ne güzel söylemiş "kendinle anlaşamıyorsun" diye.Evrende her ne ararsan ara vicdan da kusur da aşk ve sevgi de sendedir.Önce maşuktan düşer aşığa aşk.Sen seversen sevilmeye layık olur karşındaki şahıs.Her gördüğün kişide hakkın varlığı olduğu formülü insanı düze çıkarıyor inan.Her kişi birbirinin aynası ya.Sevgilerimle.

    YanıtlaSil
  2. Oldukça güzel bir hafta sonu olmuş.Adınıza sevindim.Kaya tırmanışı sanırım( çünkü; benim bildiğim 3 m lik dağ yok.)..Eğer, öyle ise lütfen bir emniyet halatı ile tırmanın. Başınıza bir iş gelmesini istemem..:(
    Buhha'nın çok sevdiğim bir sözü vardır. " - Herkese ve herşeye istisnasız bir sevgi duyulmadıkça, kurtuluş mümkün değildir."
    Belki de kurtuluş bu mistik sözdedir.Ancak, budha sadece noktayı işaret etmiş oraya nasıl gideceğimizi, bunu nasıl yapabileceğimizi anlatmamış. Binbir türlü meditasyon yöntemi sunuyor ama bir ömürde meditasyonla geçmez ki azizem..:(
    Kaldık mı yine kendimizle baş başa.:(

    YanıtlaSil
  3. Anlaşmak? İki ayrı apayrı yaratığın birbirini tamamlaması o kadar zor ki! Mücizevi :) Kolaylık; bu ayrılıktan mücadeleyi değil, bütünleşmeyi seçebilmekte...

    YanıtlaSil
  4. şu senin haftasonlarını böyle geçirdiğin günleri hayranlıkla okuyorum,okurken yüzüme bi gülümseme yayılıveriyo farketmeden,sanırım mutlu oluyorum:D bide içsesin harika,herzaman ama;/

    YanıtlaSil
  5. Doğduğun anı düşün. Bir hastane odasında dünyaya gelen yeni bir yüz. Sonra emeklediğini sonra yürüdüğünü ve büyüdüğünü düşün. Hep yalnız hep yalnız...

    Baktığın yer pencere bile değil tabi sadece ayna. Kendinden başka kimi görebilirsin ki ? Ama bir de şunu düşün; seni o aynanın karşısına koyan başkasını da başka bir ayna'nın karşısına koymuş. Zaman geldiğinde ikinizi de aynalardan alıyor haydi kulum birazda pencereden bak diyor. Ve sonuç; birbirinizle karşılaşıyorsunuz...

    YanıtlaSil

Yorumlarınızı Bekliyorum