TRT ' nin çocuk kanalını izlediniz mi?
Biliyorsunuz, Türksat uydusunun frekansları değişti ve televizyon izleyebilmek için herkes yeni frekanslara göre cihazlarını ayarlamak zorunda kaldı. Biz de bu ayarları değiştirmeye çalıştık ama başaramadık. Televizyonda sadece TRT ve yerel kanalların Avrupa yayınlarını izleyebiliyoruz . Televizyon aşığı olmadığımız için yüzlerce kanalı izleyememek bizim için pek sorun olmadı. Hatta böyle çocukluğumuzda ki tek kanallı zamanlara gidip nostalji bile yaşıyoruz.
Cumartesi akşamları TRT çocuk kanalında çizgi sinema oluyor. Evde olduğum akşamlar muhakkak izliyorum. Her yayını sıkılmadan izleyemem bu konuda seçiciyimdir. Bu çizgi sinemaları yayınladıkları zaman dünyadan kopup transa giriyorum. Bütün dikkatimle televizyonu izliyorum ve filmde ki kahramanlardan biri sanki benmişim gibi kendimi kaptırıyorum. Çocuklara yönelik yayın olduğu için çok saf, masum, fantastik filmler oluyor. Tam benlik yani..
Bu akşam "Dün Gibi" adlı çizgi sinemayı izledik. Tokya'da çalışan bir bayanın tatilde taşraya gitmesiyle başlıyor filmimiz. Esas kızımız ara sıra çocukluğuna giderek kendisiyle yüzleşiyor. Misafir olarak kaldığı evden ayrılıp Tokyo'ya dönerken çocukluğu onu taşraya geri getiriyor ve misafir kaldığı çiftçiyle evlenmeye karar veriyor. Bu anlatımım o kadar kaba ve yüzeysel oldu ki, istesemde filmin duygusallığını ve bana ne hissettirdiğini anlatamam. Az daha ağlıyordum film biterken düşünün artık.
"Dün gibi" bir Japon filmiydi. Japonların birbirlerine saygısını, konuşmaya başlamadan önce eğilip birbirlerine selam vermelerini, kendi kültürlerine ve geleneklerine bağlı kalarak gelişmelerini, ince konuları büyük önem vermelerine oldum olası hayran kalmışımdır. Bu çizgi filmdede hayranlığım bir kat daha arttı.
Televizyon çöplüğe dönmüşken, bu çöplükten kaliteli ve güzel yayınların yayınlanması çöplükte altın bulmak kadar sevindiriyor insanı. Çizgi filmin esas kızı, hayatının aşkını buluyor ya hani en çok da ona sevindim. Konu az çok benimle de alakalı. Anladınız siz onu...
Fotoğraftaki çizgi sinemayıda geçen hafta izlemiştim :))
İç ses: Sen nasıl 25 yaşındasın anlam veremiyorum. Hala küçük kız çocuğu gibi merdivenleri koşarak çıkıp, koşarak iniyorsun. Bıraksalar ağaçlara tırmanır inmezsin. Büyü biraz, ağır ol.
Ne zaman 25 oldum ben de anlam veremiyorum. Ruh ile beden yaşım birbirinden çok farklı.
Haftasonlarım çok şükür ki haftaiçine göre çok güzel geçiyor. Fotoğraf dünyama yüklediğim fotoları bugün çektim. Hamsi ızgarası yedik bugün. Ellerim o kadar yıkamama rağmen hala hamsi kokuyordu, bende diş macunuyla yıkadım ellerimi ve koku gitti. Deneme yanılma yöntemiyle bir şey daha öğrenmiş oldum paylaşayım dedim. Hamsi kokan ellerinizi diş macunuyla yıkayın.
TRT'nin çocuk kanalında kaliteli ve güzel çizgi filmler var. Ben de tv başına geçtiğimde o kanal göz atmadan edemiyorum. Çok hoşuma giden birşeyler bulduğum izliyorum :) Bence insanlar hep çocuk ama bedenleri büyüyünce çocuk olduklarını unutuyorlar.
YanıtlaSilFotograf Miyazaki ustanın bir animesinden çok severim:) Hayao Miyazaki'nin bütün animeleri çok güzeldir. Dikkatimi çeken bir nokta olarak hiçbir filminde iyiler tamamiyle iyi kötüler tamamiyle kötü değil. Tıpkı hayatta olduğu gibi..
YanıtlaSilBu cocuk kanalini merak eder oldum hee bende, sadece TRT Int var bizdede, onunla yetiniyoruz:)
YanıtlaSilSevgiler
Ben de diyorum bizim evdeki macun ne zaman yarıya indi...:))))
YanıtlaSilgerçektende televizyon çöplüğünde güsel bişeyler bulabilmek harika mutlu ediyor insanı,bende tv ile arası iyi olmayanlardanım aslında,eşimle beraber haftada sadece bir dizi seyrederiz (stv deki"kollama")onun dışında çok nadir tv8 deki sinemalardan izleriz,ama ben pazarları işe gitmediğim için sabah namazından sonra süt ve petibör bisküvi yiyip çizgi film seyretmeye bayılırım,eşimde eşlik eder bazen bana böyle güleriz çocuklaşırız felan:) yani yaşının 25 olması çocuk kalan bi yanını susturmanı gerektirmez asla:D diş macunu çözümünede hayran kaldım tek kelimeyle kutlarım,
YanıtlaSil