Görev Beni Çağırıyor... Seni de...

10 Kasım 2008 Pazartesi

Bir an önce uyanmamız gerek!!!


AŞAĞIDAKİ MEKTUBUN YAZARI İDEALİST BİR ÖĞRETMEN... ANCAK, ADINI VE NEREDE ÇALIŞTIĞINI GİZLEMEK ZORUNDA KALMIŞ; TAHMİN EDEBİLECEĞİNİZ NEDENLERLE...MEKTUP, AŞAĞIDAKİ HALİYLE BİR ÜNİVERSİTEDE DÜZENLENEN "ÖĞRETMENLER GÜNÜ" TÖRENİNDE OKUNMUŞ, GÖZYAŞLARIYLA...

Merhaba!İstanbul'da bir lisede öğretmenlik yapıyorum. Çalıştığım okul, çoğunluğu Anadolu'nun en ücra köylerinden gelip yerleşen (yerleşemeyen) insanların oturduğu bir çevrede.Etrafımız gecekondu mahalleleri. Gecekondu olmayan yerlerde de derme çatma binalar var. İstanbul'un pek çok yerinde artık görmeye alıştığımız bir manzara var asılında burada da. Sözünü ettiğimiz yerleşim yerinin 5 dakikalık mesafesinde modern bir alışveriş merkezi var!Atardamarın hemen üzerinde bu okul. Bu okuyacaklarınızın hepsi gerçektir. Ve sizin şehrinizin varoşlarında da yaşanmakta olduğuna veya çok yakında yaşanacağına şüpheniz olmasın...
Bu yıl lise 1. sınıfta okuma yazma bilmeyen bir öğrenci var.
Bir öğrenci okula "satır" getirmekten uzaklaştırma cezası aldı.
İki hafta önce okulun önünde çıkan bir kavgada bir öğrencimin boynu döner bıçağı ile kesildi; 28 dikiş atıldı.
Bu çevrede kimse kışın akşam beşten sonra sokakta yalnız yürümüyor.
Geçtiğimiz hafta, bebek bekleyen müdür yardımcımız bir öğrenci tarafından karnı tekmelenmekle tehtit edildi.
Dışarıdan elini kolunu sallaya sallaya giren bir adam, kendisini dışarı çıkarmaya çalışan kat nöbetçisi bayan öğretmeni bıçakla tehtit etti.
Derste sıkıntı yarattığı için öğretmeni tarafından cezalandırılan öğrencinin aşiret olan ailesi okulu bastı.
Bir öğretmenimiz sınıfta bıraktığı öğrenciden tehtit telefonları aldı.
Öğrencilerimizin % 86'sı sigara içiyor.Öğrencilerimizin % 42'si hap kullanıyor.Okulun etrafında hap satanları, okulun içinde hap kullananları polis biliyor.Öğrencilerimizin % 23'ü ensest ilişki mağduru.
Geçtiğimiz yıl bir kız öğrencimizin babası çocuğundan ( öğrencimizden) dayak yediği için okula sığındı.
Yalnızca koridorda birbirlerine çarptıkları için kavgaya tutuşan iki kız öğrencinin aileleri okulun önünde birbirlerine yumruk yumruğa saldırdılar.
Bazı kız öğrenciler 100 kontör karşılığında minibüs şoförlerine, halı saha sahiplerine kendilerini kullandırtıyorlar.(cinsel anlamda)
Bu yıl bir erkek öğrenci, bir kız öğrencinin kendisine cinsel tacizde bulunduğunu söyleyerek şikayette bulundu.
Geçtiğimiz yıl bir anne, kızının saçının boyalı olması üzerine okula çağrıldığında, kızını okula koca bulmak için gönderdiğini bu nedenle de süslenmesi gerektiğini söyledi.
Velilerin % 42'si kayıttan sonra bir daha okula uğramıyor.
Maddi yetersizlikten dolayı üç, dört aile bir oda-bir salon bir evi paylaşıyorlar.( sayıları azımsanamayacak ölçüde.)
Her ay öğretmenler aramızda para toplayıp bir öğrenciye bot, palto veya okul araç gereçleri alıyoruz.
Geçtiğimiz yıl cuma okul kapanış töreninde baygınlık geçiren bir öğrencinin iki gündür hiçbir şey yemediğini öğreniyoruz.
Öğrencilerin çoğunun hayatında kan davası, intihat, boşanma, dayak, kaçma, kaçırılma,hapis gibi hikayeler var.(ailelerinde yaşanmış)
Geçtiğimiz yıl iki gün boyunca evine gitmeyen bir öğrenciyi velisi gelip okulda arıyor.(kızın biriyle kaçtığı anlaşılıyor daha sonra.)
Annesi babası ayrı veya boşanmış olan öğrencilerin çoğu uzak akrabaların yanında kalıyor.Anne yada baba olmak istemiyorlar veya üvey anne-babalar istemiyor.
Geçtiğimiz yıl sorun çıkardığı için müdür tarafından tartaklanan bir öğrenci mahalleden topladığı tanıdıklarıyla müdürün odasını basıp tehtitler savurdu.
Veliler toplantılara "ocakta yemeklerini bırakarak", ayakkabılarının topuğuna basarak, mantolarını omuzlarına atarak geliyorlar.
Velilerin büyük bir çoğunluğu öğretmene nasıl hitap edileceğini bilmiyor.( güzelim, hanım kızım, sen, hocaaaaa, ablası!!!)
Sakallı, şalvarlı, cüppeli bir veli toplantılara gelip yalnızca erkek öğretmenlerle görüşüyor!
Geçtiğimiz yıl 1000 öğrenci kapasitesi olan okulda kütüphaneye üye olanların sayısı 7(yedi)'ydi.
Öğrenci tanıma formlarındaki "çaldığınız müzik alet(ler)i" bölümüne radyo, teyp, walkmen yazan azımsanamayacak sayıda öğrenci var.
Öğrencilerimizin % 60'ı sağlıksız beslenmeden dolayı hasta (aralarında dispanserlik olanlar var) ancak öğrencilerimizin % 90'ında cep telefonu var.(cep telefonları son model, bazıları kameralı)
Ben bu okulda 3 yıldır öğretmenlik yapmaya çalışıyorum.Bu olaylara alışmamak için, artık alışıp bunları neredeyse doğal karşılayan yılların öğretmenleri gibi olmamak için uğraşıyorum.Biliyorum ki eğer alışırsam geleceğe dair hiçbir umudum kalmayacak.Her gün büyük bir çaresizlik ve endişeyle "acaba bugün ne olacak?" diye başlıyorum işime.Olaysız geçen günler Allah'ın nimeti!Sınıfta gezinerek ders anlatırken Atatürk'ün gözleriyle karşılaşmamaya çalışıyorum, kafamı kaldırıp resmine bakamıyorum.Başımın üzerinden "Ey Türk Gençliği!" diye bağırdıkça utancımdan omuzlarıma gömülüyorum.10 Kasım'larda, 29 Ekim'lerde şiirler okunurken, marşımızı dinlerken ağladığımda herkes günün anlamına ağladığımı sanıyor; oysa çaresizliğe ağlıyorum.Muhtaç olduğu kudretin dolaştığı asil kanı uyuşturucuyla zehirleyen öğrencilerimi kurtaramıyorum.Öğrenmeye direnen, kendini kapatan öğrencilerime İstiklal Marşı'nın anlamını bile öğretemiyorum.Daha da yazacaktım ancak yazdıkça yüreğim ağırlaşıyor.

SEVGİ VE SAYGILARIMLA…

7 yorum:

  1. Hele bir Allahın aslanının yatağı sırtlanlardan çakallardan temizlensin önce sonrası kolay canım.

    YanıtlaSil
  2. aaallahımm yaa ne zorr bir durumm. öğretmen olmak için ne emekler vermiştir kimbilir arkadaşş ve içine düştüğü duruma bak çok yazıkk ALLAH O ÇOCUKLARINDA ÖĞRETMENLERİNDE YARDIMCISI OLSUN

    YanıtlaSil
  3. Atatürk'ün öğretmen anlayışı ile şimdiki anlayış arasındaki fark. Örnek olması gereken bir metin. Ders alınması gereken çok şey var.

    YanıtlaSil
  4. Rabbim gerçekten bizleri, evlatlarımızı,kardeşlerimizi,vede ülke gençliğimizi korusun,çok zor bi durum,ama birçoğu özentiyle ortaya çıkıyor diye düşünüyorum, ve gençlerin o içlerindeki boşluğu doğruyu gösterecek yanlarında arkalarında(bilinçli aile,iyi dostlar ve dini değerler)olamadığından kaymalarda kolay yaşanabiliyor maalesef,dahada zor artık bir insan yetiştirebilmek,Allah yardımcımız olsun(aile ve aile gibi evlatlarımızı düşünen öğretmenlere)

    YanıtlaSil
  5. canım kardeşim bunları okuyunca hakverdim .gerçek olduğunada eminim.olanlar dünyanın gidişhatı beni ürkütüyor doğrusu. en çokta şu taciz ve tecavüz olaylarından iğreniyorum.haberi ne izliyorum nede okuyorum .cünkü etkisinde kalıyorum ve psikolojim bozuluyor. inan bana sırf bu yüzden memlekete gelmek istiyorum.itiraf ediyorum korkuyorum.burda ailemin geleceği açısından korkuyorum.belki ordada oluyor böyle şeyler ama daha az.kaçmayımı seçiyorsun diyebilirsin ama insanın çocuğu olunca öyle oluyor galiba bilemiyorum kaçıp kurtulmak istiyorum. bu olanların en büyük nedeni Yüce Allahı tanımamak ve ondan korkmamaktan dolayı oluyor yapılan her şeyde din suçlu olarak gösteriliyor ve insanlar dinden soğutuluyor.tek kurtuluş iman etmek insanlığı imana çağırmak. allahtan korkusu olmayandan her şey beklenir bence.

    YanıtlaSil
  6. İnanılmaz!!!

    Kabus olmalı bu..

    Bizleri çok kötü günler bekliyor...

    Düşünsenize bun okuldan çıkan çocuklar bir kaç yıl sonra kendi çocuklarını yetiştirmeye başlayacak. Yirmi sene sonra yandık hepimiz.

    YanıtlaSil
  7. bir öğretmen adayı olarak bu neslin gidişatı beni korkutuyr öyleki arkadaşım öğretmenliğe başladığının 2. günü bırakmayı düşündüğünü söylüyor.:(

    YanıtlaSil

Yorumlarınızı Bekliyorum